Davalı vekili, müvekkilinin maaş hesabından talimat olmadan kredi kartı borcuna ilişkin kesinti yapılmasının hukuka aykırı, hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı banka ile tüketici davalı arasındaki standart sözleşmenin tüketici aleyhine olduğu, tüketici ile müzakere edilmediği, haksız şart niteliğinde bulunduğu, tüketicinin maaşının bir kısmına kredi kartı borcunun asgari tutarları kadar el konulduğu, bu hususun hukuka aykırı bulunduğu, bu yönüyle hakem heyeti kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık 4822 sayılı kanunla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda düzenlenen tüketici hakem heyeti kararının iptali ile menfi tespit talepli olup, mezkur Kanun uyarınca davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/158 Esas KARAR NO : 2022/292 DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım) DAVA TARİHİ : 17/02/2021 KARAR TARİHİ : 15/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 21/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari işlerde kullanılan hattın önceki paketinin yenilenmesi konusundaki iradesinin geçerli olduğunu, bunun taahhütnamenin son sayfasına şerh olarak düşüldüğü, ancak taahhütname konusunda hileye düşürüldüğü, iradenin paket yenilemeye yönelik olması nedeniyle ve şerhe rağmen satış temsilcisinin gerçekte kulaklık satış sözleşmesi imzalattığı, bu sözleşmeye dair kabul beyanının bulunmadığı, genel işlem şartlarına aykırılık olduğu anlaşılmakla 04/09/2020 tarihli taahhütname şeklindeki sözleşmenin iptaline, müvekkilinin borcu olmadığının tespitine ve kazanımların iadesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine...
İcra Müdürlüğü'nün 2012/16128 esas sayılı takip dosyasından dolayı davacıların borçlu olmadığının tespitine, haksız şart niteliğindeki % 5 faiz ve % 20 cezai şartın iptaline, % 20'den aşağı olmamak kaydıyla davalının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, tüketicinin açmış olduğu menfi tespit ve sözleşmenin iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının ... 16. İcra Müdürlüğü'nün 2012/16128 esas sayılı takip dosyasından dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dava dilekçesinde davacıların borçlu olmadıklarının tespiti dışında icra dosyasına bir kısım ödeme yaptıklarını da belirterek haksız şart niteliğinde olan % 5 faiz ve % 20 cezai şartın iptali isteminde de bulundukları anlaşılmaktadır....
Menfi zarar borçlunun sözleşmeye aykırı hareket etmesi yüzünden sözleşmenin hüküm ifade etmemesi dolayısıyla ortaya çıkar. Olumsuz zarar, alacaklının sözleşmenin geçerliliğine güvenerek yaptığı masraflar olup, bu kapsama sözleşmenin tesisine ilişkin vergi ve harç ödemeler, noter masrafı, yol giderleri gibi giderler dahildir. Faaliyetin yürütülmesi için yapılmış olan masraflar ise menfi zarar olarak nitelendirilemez....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2002/188 E. sayılı dosyası ile 27.06.2002 tarihinde menfi tespit davası açtıkları, mahkemenin 16.09.2005 tarihli kararının temyiz incelemesi üzerine bozulduğu, bozma üzerine mahkemece verilen 04.11.2009 tarihli, 2006/352 E-2009/325 K. sayılı kararın temyiz incelemesi sonrası 13.04.2010 tarihinde onandığı, karar düzeltme talebinin 27.09.2010 tarihinde reddi üzerine kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu davada alacaklının alacağını def'i yoluyla ileri sürdüğü ve menfi tespit davasının reddine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar, 10 yıllık alacak zamanaşımı süresi dolmamış ve 27.06.2002 tarihinde menfi tespit davasının açılması ile zamanaşımı kesilmiştir. Sözkonusu davanın kesinleşme tarihi olan 27.09.2010'dan sonra zamanaşımı işlemeye başlayacağından şikayet eden borçlular hakkında zamanaşımının oluştuğunun kabulü mümkün değildir....
Asıl ve birleşen dava ile menfi tespit davasına ilişkin belgeler incelendiğinde; asıl ve birleşen dava dosyalarında yer alan ve davacı tarafça sunulan kira sözleşmesinin yalnızca ilk iki sayfasının bulunduğu oysa menfi tespit davasında davacı konumunda bulunan kiracı tarafından sunulan kira sözleşmesinde bu ilk iki sayfaya ek olarak sözleşmenin “hususi şartlar” başlıklı üçüncü bir sayfasının daha bulunduğu ve sözleşmenin “hususi şartlar” başlıklı kısmının 22. maddesinde “ Malsahibi ... (Şirket Yetkilisi) Tarım İl Müdürlüğü veya gerekli makamlara giderek,burasını tarım arazisinden çıkaracak ve fabrika olabilir tarzında yapılacak işle alakalı ruhsat alabilecek hale getirecektir. Aksi takdirde yapılan masraf ve ödenen bedeller iade edilecektir. Bu duruma ... da kefildir.” hükmünün yer aldığı görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali - menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
Esas sayılı dosyası Uyap sistemi üzerinden incelenmiş, davanın menfi tespit davası olduğu, mahkememiz dosyasında davalı olan ... Pazarlama Dağıtım Ltd.Şti.'nin davacı olduğu, davalının ise mahkememiz dosyasının davacısı ... Gıda Tic.Ltd.Şti. Olduğu, dava konusunun ... Gıda Tic.Ltd.Şti. Tarafından nakde çevrilen teminat mektubuna esas olan ticari ilişkide davalının borçlu olup olmadığının tespiti talepli olduğu, her iki davadaki uyuşmazlık konularının aynı olduğu, davalı tarafından açılan menfi tespit davasının sonucunun mahkememizde görülmekte olan dava açısından da kesin delil niteliğinde olacağı değerlendirilmekle menfi tespit davasının sonucu bekletici mesele yapılmıştır. 6-İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ......
Kararı, davacı-karşı davalı ... ve davacı-karşı davalı ve birleşen davada davacı ... vekilleri ile davalı-karşı davacı ve birleşen davada davalı ... vekili temyiz etmiştir. Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, karşı dava sözleşmenin feshi ve menfi zararların tazmini, birleşen dava ise sözleşme süresince ödenmesi gereken kira bedellerinin tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali ve icra inkâr tazminatı istemlerine ilişkindir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine ve özellikle asıl davada yer alan karşı davadaki tazminat talebi yönünden arsa sahibi ... hakkında açılan dava bulunmadığından arsa sahibi ... ve yüklenici ...'in tüm, arsa sahibi ...'...
Diğer bir söyleyişle, genel olarak menfi zarar, sözleşmenin kurulmamasından veya geçerli olmamasından; müspet zarar ise, ifa edilmemesinden doğan zararı ifade eder (HGK’ nun 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. 2010/427 K.). Öte yandan, menfi zarar kavramına şunların gireceği kabul edilmektedir ( Tandoğan, age.,s. 427-428 ): a- Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler: Harçlar, posta giderleri, noter ücreti gibi, b- Sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masraflar, c- Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zarar; gönderilen şeyin yolda kaybolması gibi, ç- Sözleşmenin geçerliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla uğranılan zarar; hükümsüz sayılan sözleşmeyle satın alınan şey, örneğin o zaman başkasından 100 liraya alınabilirken şimdi 120 liraya alınabilmesi, d- Başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zarar, e- Dava masrafları (HGK’ nun 05.07.2006 gün ve 2006/13-499 E. 2006/507 K)....