Ancak davacı tarafın arsa maliki ile anlaşma sağlanmadığı gerekçesi ile sözleşmenin feshini talep ettiği, sözleşme ilişkisi kurulması ve devamında basiretli bir tacir gibi davranmayarak sözleşmenin feshinde haksız olduğu kanaatine varılmıştır. Sözleşmenin haksız feshi halinde TBK’nın 125. maddesi uyarınca davalı yüklenici menfi zararlarının ödetilmesini de isteyebilir. Menfi zarar uyulacağı ve yerine getirileceğine inanılan bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi ve yerine getirilmemesi yüzünden güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır....
Noterliği 01.03.2012 tarih ve 35724 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile sözleşmenin feshedildiğini bildirdiklerini ve tespit yaptırdıklarını, davalının sözleşmeden önce şartları bildiğini, inşaat engellerinin kendilerine bildirilmeyerek ancak ihtar sonrası dile getirildiğini belirterek, sözleşmenin 8. maddesinde belirlenen 200.000,00 ABD Doları cezai şart bedelinin ve şimdilik 10.000,00 TL menfi zararlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, davalı yanca verilen iki adet teminat çekinin bedelsiz olduğu iddiası ile menfi tespit istemine ilişkindir. Davalı vekili, davacının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davacının davaya konu yaptığı 17.05.2013 tarihli sözleşmenin dava dışı ......
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Menfi tespit konulu davaya ilişkin ilamlar kesinleşmeden icraya konulamayacağını, bu kapsamda davalı tarafından açılan ilamlı takibin iptali gerektiğini, İİK m.16/2 uyarınca mahkeme nezdinde şikayet yolu aracılığıyla takibin iptali yerine davanın reddine karar verilmesinin hukuka uygun düşmediğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe: Uyuşmazlık, takibin iptali istemine ilişkindir. Bakırköy 7. İcra Dairesinin 2021/13410 Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu ve dava dışı borçlular hakkında İstanbul Anadolu 4....
Mahkemece toplanan delillere göre; İİK'nın 72/8 maddesi uyarınca menfi tespit davalarında takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer ve davalının yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu, bu davadan önce başlatılan icra takibi bulunmadığı, bu durumda HMK ve diğer özel kanun hükümlerinin de dikkate alınması gerektiği, sözleşmenin ifa yerine ilişkin yetki kuralının sözleşmenin tarafı olmayan davalı bankaya karşı ileri sürülemeyeceği, çeklerin keşide yerinin İskilip davalının yerleşim yerinin ise Eskişehir olduğu, davalı bankanın seçimlik hakkını Eskişehir mahkemelerinden yana kullandığı, bu durumda yetkili mahkemenin Eskişehir mahkemeleri olduğu gerekçesiyle mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tarafından temyiz edilmiştir. Dava çeke dayalı menfi tespit davası olup, dava tarihi itibariyle girişilmiş bir icra takibi bulunmamaktadır. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında yetkili mahkeme genel yetki kurallarına göre belirlenir....
buna ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı bu durumda davacının menfi tespit dışındaki taleplerinin yerinde olmadığı, davaya konu bononun teminat amaçlı verilmesi sebebiyle menfi tespit talebinde haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve karşı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı-karşı davalılar vekili, müvekkilleri ile davalı şirket arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde hataya düştüklerinden bahisle sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir. Davalı-karşı davacı vekili arsa maliklerinden Oya’nın sözleşmeye katılmış olduğu halde davada yer almadığı, sözleşme yapılırken davacının hataya düşürülmediği, bu nedenle davanın reddi gerektiğini belirtmiş ve karşı davasında davacıların sözleşmeyi haksız olarak fesih iradelerini ortaya koyduğunu öne sürerek 10.000,00 TL müspet ve menfi zararının tahsilini talep ve dava etmiştir....
Davacı vekili mahkemeye sunduğu dilekçesi ile,; " dava dilekçesi ve eklerinde davalıya borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, davalının kendi ------ gönderilen --- maruz kaldıklarını,----- alacaklı oldukları iddiası ile üstü kapalı tehdit edildiklerini, davalının bağlı bulunduğu ---- aracılığı ile çekilen--- sözleşmenin----- dava dilekçesine ekli olduğunu ve dava açısından taleplerinin somut olduğunu " beyan ettiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan dava dilekçesi ve eklerinde sözleşmenin tutarı, ödeme koşulları belli olmadığı gibi davacı bu sözleşme ile ilgili yapmış olduğu ödemeleri açıklamamış, kendisinden davalı tarafından talep edilen alacak tutarı ve menfi tespit talep ettiği alacağın ne olduğu hususunda açıklama yapmadığı gibi somut bir belge sunmamıştır....
Mahkemece, itirazın iptali davalarında takip dayanağından başka bir belgeye dayanılmasının mümkün olmaması hususu bu davanın niteliğine özgü olup menfi tespit davasında daha geniş bir değerlendirme yapılması gerektiğinden bu kuralın somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı, bu nedenle takip talebinde her ne kadar sözleşmenin şifahi olduğu yazılmış ise de, dosyaya ibraz edilen yazılı sözleşmeye değer vermek gerektiği, taraflar arasında yapılan bu sözleşmenin, sözleşmede yazılı tarihten başka bir tarihte yapıldığı iddiasının yazılı delille kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında yapılan akaryakıt ve LPG bayilik sözleşmesi gereğince davalının müvekkiline 1.865,000 USD ödemeyi üstlendiği halde bu edimini ifa etmediğini, davalının müvekkilini kandırarak muafiyetle ilgili belgeler imzalattığını, bu nedenle müvekkilinin ticaret yapamadığını, menfi zararının meydana geldiğini, müvekkilinin 4 adet toplam 949,695,48 TL bedelli çekten dolayı davalıya borcunun olduğunu ileri sürerek müvekkilinin davalıya olan borcunun alacağından mahsubuna, şimdilik 10.000 TL menfi zararın davalıdan ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20.12.2011 tarihli dilekçesiyle menfi tespit taleplerini atiye bıraktıklarını belirtmiştir....