Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 14.12.2015 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 10.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklı tapu iptali ve tescil mümkün olmazsa tazminat isteğine ilişkindir....

    DAVA :Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 10/03/2022 KARAR TARİHİ : 11/03/2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2022 Mahkememize açılan Tapu İptali Ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı ... ile ... tarihinde Kayseri ... Noterliği'nde taraflar arasında düzenlenme suretiyle satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre davalının; ... İli, ... İlçesi, ... Mahallesi, ... Pafta, ... Ada, ... Parsel'de kayıtlı bulunan ... Blok, ... Kat, ......

      DELİLLER : Tapu kayıtları ve resmi senetler ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil, tazminat istemine ilişkindir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.07.2015 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 10.07.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, 09.03.1976, 24.02.1976 ve 03.05.1977 tarihli satış vaadi sözleşmeleri ile müşterek murisleri adına kayıtlı bulunan 90 ve 657 sayılı parsellerdeki davalılar ..., ... , ... ve ... 'ın hak ve hisselerini satın aldığını belirterek davalıların paylarının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı ... davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir....

        Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin, Türk Medeni Kanunu’nun 1009 maddesi uyarınca tapunun beyanlar hanesine şerhi olanaklıdır. Böylece, sözleşme alacaklısı sözleşmeden kaynaklanan kişisel hakkını kuvvetlendirmiş olur ve üçüncü kişilere karşı ileri sürme olanağı kazanır. Tapu Kanunu’nun 26/6 maddesi uyarınca bu şerh 5 yıl için geçerli olup 5 yılın dolmasıyla kayıttan silinir ve anılan gücünü yitirir. Satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerhinden sonra 5 yıl içinde kayda işlenen her türlü haciz, ipotek ve benzeri sözleşme alacaklısının haklarını kısıtlıyacak nitelikteki şerhler de sözleşme alacaklısını bağlamaz. Dava konusu 441 parsel numaralı taşınmazda kök muris ... (416/832) oranında paydaştır. Kayıt maliki ...'ın 1971 yılında öldüğü ve mirasçı olarak eşi ...ile çocukları ..., ... ve murisin kendisinden önce ölen oğlu ...'in oğlu ...'...

          Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.12.2013 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede alacak talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne, tapu iptali ve tescil talebinin reddine, sebepsiz zenginleşme davasının kabulüne, 130.000TL'nin dava tapu iptali ve tescil işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'den alınıp davacıya verilmesine dair verilen 22.09.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... vekili katılma yoluyla davacı vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 7....

            beyan ettiği, dosyaya gelen tapu kayıtlarının incelenmesinde, davaya konu taşınmazların davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. "...Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyeti devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 8.6.2005 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 29.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemi ile 8.6.2005 tarihinde Sulh Hukuk mahkemesinde açılmıştır. Davalılar satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz hissesinin dava tarihindeki değerinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev sınırları içinde kaldığından davanın görevsizlik nedeniyle reddini savunmuşlardır. Mahkemece işin esası incelenerek davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü bir kısım davalılar temyiz etmiştir....

              E: 2017/347- K: 2020/885) 3- )Keza; Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil davalarının kabulü için aranacak ilk husus, sözleşmenin ifa olanağının bulunup bulunmadığıdır....

              Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden Borçlar Kanununun 125. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar....

                UYAP Entegrasyonu