Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, yükleniciden düzenleme şeklinde satış vaadi sözleşmesi ile konut alımı sebebiyle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel iadesi talebine ilişkindir. Dava, 6502 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Görev hususu davanın açıldığı tarih itibarı ile yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre belirlenir. 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 2. maddesi uyarınca "her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar" bu kanun kapsamındadır....

Buna göre, davacı tarafından cezai şart istenilmekle birlikte TBK'nın 179. maddesi gereğince sözleşmede kararlaştırılan şart ifaya eklenen cezai şart niteliğinde olup, sözleşmenin feshi halinde bu kalemin talebi mümkün değildir. Zira sözleşmede açık bir şekilde teslimde gecikme halinde bu kesintinin yapılacağı düzenlenmiş olup, fesih halinde sözleşmenin bu hükmünün uygulanması söz konusu olmayacaktır. Davalının bedel iadesi hususunda noterden temerrüde düşürüldüğü tarih de nazara alınarak işlemiş avans faizi de hesaplanarak sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi gereken avans ile noter masrafının iadesi başlatılan takibe itirazın kısmen iptali ile alacak belirli ve likit olduğundan %20 inkar tazminatına hükmedilmiştir. Yargılama esnasında taraf vekilinin istifa etmiş olması vekalet ücreti takdirine engel değildir. (Yargıtay 15. HD 2012/4145 E. 2012/6920 K. 07/11/2012 ; İstanbul BAM 15....

    Dava, devre mülk sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamında toplanan deliller, somut olayın özelliklerine uygun bilirkişi raporu, ilk derece mahkemesinin olay nitelendirilmesi ve gerekçesi nazara alındığında, davacı tüketicinin taraflar arasındaki sözleşme kapsamında devre mülklerin sosyal tesislerinin faaliyete geçirilmemesi neden ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğundan davanın kabulüne ilişkin kararda yazılı açıklamalara, yasal sebep ve gerekçelere binaen istinaf edilen kararda usul, yasa ve dosya kapsamı yönlerinden bir aykırılık bulunmadığı, bu nedenlerle davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun HMK nun 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

    Bu nedenle taraflar arasında yapılan harici sözleşme mülkiyetin nakli bakımından geçersiz olup, taraflar aldıklarını iade ile yükümlüdürler.Ancak harici satış nedeniyle verilen paranın iadesi bu sözleşmede hükme bağlandığından, paranın iadesi yönünden bu sözleşmenin uygulanması gerekir. Sözleşmenin 9.maddesinde sözleşmenin ifasından vazgeçildiği takdirde alınan paranın aylık %8 faiziyle iade edileceği kararlaştırılmıştır.O halde ödeme tarihleri itibariyle aylık %8 faiziyle dava tarihine kadar olan davacı alacağı belirlenmeli ve o miktara hükmedilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin, yazılı şekilde sadece davacının ödediği bedelin tahsiline karar verilmesi,usul ve yasaya aykırıdır..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir....

      İstinaf önüne gelen uyuşmazlık; davacının varlığını iddia ettiği bedel iadesi borcunun ifa yerinin neresi olduğu, İİK'nun 50 maddesi atfı ile HMK'nun yetkiye ilişkin hükümlerinin somut olaya nasıl uygulanacağı hususundadır....

        Noterliğince düzenlenen 14/12/2018 tarih ve 27626 yevmiye nolu ihtarname ile sözleşmenin feshedildiğinin ve sözleşmenin ifası amacı ıle gönderilen 20.000,00 TL'nin iadesinin talep edildiğinin bildirildiğini, paranın iadesi maksadı ile davalı aleyhine İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/2605 E....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasında düzenlenen devre mülk sözleşmesinin iptali, borçlu olunmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olarak açılan davada ... 3. Tüketici Mahkemesi ve ... 3....

          a, son olarak da 05/09/2019 tarihinde Serdar Demirdağ’a satıldığı ve halen bu kişi adına kayıtlı olduğunun anlaşıldığı, tapu iptal ve tescil davalarında taşınmaz malikinin davada taraf olarak bulunmasının zorunlu olduğu, ancak iş bu davada dava tarihi itibariyle malik olan kişinin ve sonradan malik olan kişilerin davada yer almadıkları, davacının da tapu maliklerini davaya dahil etme yönünde bir talebinin de bulunmadığı anlaşılmakla davacının tapu iptal ve tescil talebinin reddine karar verildiği; davacının terditli talebi olan bedel iadesi yönünden ise, davacı ile davalı yüklenici arasında yapılan satış vaadi sözleşmesinde davalı arsa sahibinin taraf olmadığı, arsa sahibinin bedel iadesine yönelik sorumluluğu yüklendiğine dair kesin bir delil de ibraz edilemediği, dolayısıyla sözleşmenin tarafı olmayan arsa sahibine yönelik bedel iadesi talebinin husumet yokluğu sebebiyle reddine karar verildiği, satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalı yüklenicinin satmayı vaad ettiği bağımsız bölüm karşılığında...

            Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davada tüketici mahkemeleri görevli olmadığından davacının cayma hakkı bulunmadığını, müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklediği bütün edimlerini yerine getirdiğini, taşınmaz tamamlanmış ve faaliyette olduğundan sözleşmenin öngördüğü tüm şartları taşımakta olup davacının ikame etmiş olduğu davada, giderilmesi gereken bir mağduriyeti bulunmadığından haksız davanın hem usulden hem de esastan reddini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, devre mülk sözleşmesinden kaynaklanan sözleşmenin feshi, bedel iadesine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya iadesine yönelik hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Davacının tapu iptali talebi açısından ise dosya tefrik edilerek yetkisizlik kararı verilmiştir....

            Davalı, bedeli iadesi için yasal şartların oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne, dava konusu telefonun ayıplı olması nedeniyle 2.6.2013 tarihli sözleşmenin feshine, davacının karar tarihine kadar ödediği 1.400 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, ayıplı olduğunu ileri sürdüğü cep telefonu için ödediği bedelin iadesi talebi ile eldeki davayı açmış, davalı telefonda ayıp bulunmadığını ve bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin feshine ile karar tarihine kadar ödenen 1.400,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu