Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacıdan hizmet alanın dava dışı ... olduğundan müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmaması nedeniyle davanın husumet yönünden reddini, sözleşmenin müvekkili adına geçerli olduğu kabul edilse dahi hizmet alınan tarihlerin 01.04.2011-31.10.2011 (7ay) arasını kapsadığını, sözleşme başlangıç tarihinin 01.04.2011 olmasına rağmen davaya konu ... takibinin 01.01.2011-31.12.2012 (21 ay) arasındaki alacaklara ilişkin olduğunu, karşı tarafın vermediği hizmet ve dönemlere ilişkin olmayan alacak için açılan davanın usul yönünden reddini, aksi halde müvekkili davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını savunarak davanın esas yönünden reddini istemiştir....

    esas sayılı icra takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen İPTALİ ile takibin takipte talep edilen; 159.883,89 TL asıl alacak 2.030,00 TL asıl alacak, 25.012,91 TL asıl alacak, 133,37 TL asıl alacak, 3.942,34 TL işlemiş faiz 25,38 TL işlemiş faiz, 139,80 TL işlemiş faiz, 206,61 TL BSMV 235,27 TL ihtar masrafı üzerinden takibin ödeme emrinde belirtilen faiz oranlarına ilişkin şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, 2- 7 Adet çek yaprağından dolayı sorumluluk bedeli toplamı olan 14.210,00 TL nin , davacı banka nezlinde açılacak faizsiz bir hesaba davalı tarafından depo edilmesine , 3-İİK'nun 67 maddesi gereğince icra inkar tazminatının koşulları oluştuğundan asıl alacak olan 191.609,57 TL’nin %20'si oranında hesaplanacakicra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 4-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 13.088,84.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 3.515,31‬....

      yaptığı, daha sonra da 1.304.829.30 TL'lik hammadde faturası düzenlediği, yani müvekkili şirketin satım sözleşmesinin devamı boyunca sözleşmenin ödeme hükümlerine göre hareket ettiği açık olup, davacı tarafın sözleşmeye uygun şekilde faturaların vadesini beklemeden ve alacakları muaccel hale gelmeden icra takibi başlattığını, bilirkişi raporunda bu yönde inceleme yapılmadığını, davacının düzenlediği her bir faturanın dikkate alınarak sözleşmede kararlaştırılan 150 günlük ödeme vadesinin geçip geçmediği konusunda bir inceleme yapılmadığını, İlk derece mahkemesinin itirazın iptali davasını adeta alacak davası gibi inceleyerek hüküm verdiğini, Yargıtay içtihatları ile de kabul edildiği üzere itirazın iptali davasının, takiple, dolayısıyla icra hukukunun kendine özgü kuralları ile sıkı sıkıya bağlı, nevi şahsına münhasır bir dava türü olduğunu, itirazın iptali davası ile alacak davası birbirinden tamamen farklı olup itirazın iptali alacak davası gibi görülüp incelenemeyeceğini, itirazın iptali...

      Diğer taraftan, İİK'nin 67. maddesinin son fıkrasında alacaklının itirazın tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde itirazın iptali davası açamamışsa umumi hükümler dairesinde alacağını dava etme hakkının saklı olduğu ifade edilmiştir. Bu da bir yıllık süre içinde açılan itirazın iptali davası ile süre geçirildikten sonra açılan alacak davaları arasında, her ikisi de genel hükümlere tabi olmakla birlikte ispat yöntemleri ve hukuki sonuçları bakımından bir fark olduğunu ortaya koymaktadır. Zira, süresi içinde açılan dava, itirazın iptali davasıdır ve itirazın iptali davasının kazanılması halinde borçlunun itirazı iptal edilmiş olur. Bunun üzerine alacaklı itiraz üzerine durmuş olan icra takibine devam edilmesini isteyebilir. Süresinden sonra açılan davada ise itirazın iptali değil, alacağa hükmedilmesi istenecektir ve verilen kararın takibe etkisi bulunmamaktadır....

        CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından itirazın iptali talep edilen Ankara... Müdürlüğü'nün 2020/10348 esas numaralı icra dosyası kapsamında takibe konulan faturanın, 14.05.2020 tarihli sözleşmeye dayandırıldığını, sözleşmenin taraflarının ... ve ... Dekorasyon İnş. İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. olduğunu, sözleşme ile ...'in aile konutu için üretilecek mallar ve verilecek hizmetlerin belirlendiğini, davalı şirketin bu sözleşmeye taraf olmadığını, davalı şirkete alacak talebinde bulunulmasının hukuka aykırı olduğunu, alacak talebinin ...'e yöneltilmesi gerektiğini, davalı şirket ile davacı taraf arasında herhangi bir hukuki ilişki veya sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davanın esasa girilmeksizin husumet yokluğu nedeniyle reddini talep ettiklerini, sözleşmede 100.000,00-TL götürü bedel üzerinden anlaşıldığını, süreç içerisinde sözleşmenin tarafı davacı ... tarafından dava dışı .......

          Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan 30.10.2007 tarihli sözleşmenin 8. 1. maddesindeki hüküm uyarınca, sözleşmenin 31.12.2010 tarihinde sona erdiğini, müvekkilince sözleşmenin yenileyeceğine dair bir taahhüt de bulunulmadığını, sözleşmenin kendiliğinden sona erdiğinin gerek olmadığı halde müvekkilince davacıya ihtarla bildirildiğini, sözleşmenin sona ermesine müteakip yeni bir sözleşme ilişkisi de kurulmaması nedeniyle davacının zarara uğradığına yönelik iddialarının yerinde olmadığını, sözleşmenin 5.9. maddesi uyarınca, davacının zarar talep etme hakkı bulunmadığı gibi sona eren sözleşmenin de tek satıcılık niteliğinde bir sözleşme olmadığından davacının portföy tazminatı talebinin de yasal bulunmadığını, sözleşmenin 3. maddesi uyarınca müvekkilinin ayrıca mal satış hakkını elinde tuttuğunu, müvekkilinin davacıya bir borcu bulunmadığı gibi cari hesap alacağı 165.373,00 TL'nin tahsili için ihtar keşide olunduğu halde davacının ödemede bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın iptali Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmiş, ancak davanın miktarı itibari ile duruşmaya tabi olmadığından, duruşma talebinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir....

              Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/172 esas sayılı dosyasında, davalı tarafça azil edildiğinden dolayı hükmedilen vekalet ücretini tahsili amacıyla başlatılan icra takibine davalı tarafından haksız itiraz edildiğini ileri sürerek vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin kendileri tarafından feshedilmediğini, sadece sözleşmenin yenilenmeyeceğinin bildirildiğini, davacı avukat tarafından haksız istifa edildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Dava, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, taraflar arasındaki sözleşmenin davalı tarafından haksız olarak feshedildiğini iddia etmiş, başlattığı icra takibi ile vekalet ücreti alacağını talep etmiştir....

                "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi Tarih : Taraflar arasındaki tazminat-alacak-sözleşmenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin sözleşme ile davalıdan ... almakta olduğunu, alınan enerjinin miktarı için trafo merkezinde bir sayaç bulunduğunu, ayrıca kontrol için de fabrika içinde de bir sayacın bulunduğunu, davalının hangi sayaç lehine ise faturalandırmada o sayacı esas aldığını, böylece sebepsiz zenginleştiğini, ayrıca taraflar arasındaki sözleşmenin ... Tarifeleri Yönetmeliği’ne ve mevzuata aykırı olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000.00.-YTL.nin reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yanlar arasındaki sözleşmenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Davalı vekili, davacının dayandığı sözleşmelerdeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, bu nedenle sözleşmeye dayalı alacak isteminin yerinde bulunmadığını, iddianın aksine faturalara süresinde itiraz edildiğini belirterek davanın reddi ile % 40 tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde davalı yanın faturalara ilişkin itirazlar ile fatura iadelerini içeren ihtarnamede tarihsiz sözleşmenin kabul edildiğine ilişkin beyan bulunduğundan ayrıca davalı şirket tarafından bir kısım ödemeler yapıldığından, yetkisiz kişilerce imzalanmış olsa bile sözleşmenin davalı şirket tarafından benimsendiği kanaatine varılmış, sözleşme hükümleri gereğince davacının no-show (tazminat) talep etme hakkının olduğu, davacının talep edebileceği tazminat miktarının ayrık rapor veren mali müşavir bilirkişi Kaan Azak tarafından düzenlenen 6.11.2008 tarihli raporda belirlendiği üzere toplam 7.132.95....

                    UYAP Entegrasyonu