WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacı yüklenicinin sözleşmeden kaynaklı edimlerini yerine getirmediğini bu nedenle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre davacı yüklenicinin tacir olarak basiretli davranması gerektiği, dava konusu arazide etüt çalışmalarını yapmadan sözleşmeyi imzaladığının kabul edilemeyeceği, teslim süresinin 03.10.2011 tarihinde dolduğu, davacının kendi kusuruna dayanarak sözleşmeye aykırı davranamayacağı bu nedenle murazanın men'i ve haksız fesih yapıldığına dair taleplerinin reddine, sözleşmenin 27.maddesinde açıkça akdin feshi halinde yüklenicinin imalatlarının ve ihrazatlarının idareye terk ve teberrük edilmiş sayılacağının düzenlendiği, BK. 117. maddesindeki objektif imkansızlık şartlarının da akdin ifası yönünden oluşmadığı bu nedenle davacının teminat bedelini ve imalat bedellerini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

    Bu sebeple davacının sözleşmeyi feshi haksız olup, haksız fesih nedeniyle davalıdan cezai şart isteminde bulunulamaz. Davacının sözleşmenin süresinden önce sona ermesi nedeniyle bakiye inkişaf bedelinin iadesi talebi yönünden ise, taraflar arasındaki 30.05.2005 tarihli protokolde inkişaf bedelinin iadesine ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, ancak yine protokol tarihinden sonra düzenlenen sözleşmede inkişaf bedeline ilişkin herhangi bir hüküm öngörülmemiş, önceki sözleşme, protokol ve taahhütnameye bir atıfta da bulunulmamıştır. Tarafların rızasıyla sona erdirilen 15.10.2004 tarihli sözleşme ve taahhüt, ikinci sözleşmenin eki olarak kabul edilemeyeceğinden, bunlara dayalı olarak inkişaf bedeli talebinde bulunulamaz. Yukarıda açıklanan gerekçelerle sözleşmenin feshi haklı sebebe dayanmadığından, sözleşmenin feshi sebebiyle cezai şart talebinin de reddi gerekir....

      Dava konusu taşınmaz 2886 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ihale ile kiraya verilmiş olup, sözleşmenin 10. maddesinde kira süresinin bitiminde kiracının derhal; sözleşmenin feshi halinde tebligatı müteakip 15 gün içinde taşınmazı tahliye edeceği, 14.maddesinde ise kira süresinin sona ermesi veya sözleşmenin feshi halinde taşınmazın idareye teslim edilmeksizin geçen her gün için cari yıl kira bedelinin %1 i oranında ceza ödeneceği karalaştırılmıştır. Kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren yenilendiğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge mevcut olmadığına göre sözleşmenin süre sonu olan 18.04.2008 tarihinde sona erdiğinin kabulü gerekir. Bu tarihten itibaren davacının sözleşme hükmüne dayanarak cezai şart alacağı talep etmesinde herhangi bir usulsüzlük bulunmamaktadır....

        Maddesinde Davalının “işyerini kapatmamayı taahhüt ettiğini” Sözleşmenin 3. Maddesinde sözleşmenin süresinin davalının 5000 koli/kasa miktarında ürün satın almasıyla sona ereceğinin kararlaştırıldığını, Sözleşmenin 8. Maddesinde davalının sözleşmeyi ihlali halinde 20.000-TL cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmenin özel hükümler bölümünün 1. maddesinde sözleşmenin imzası ile birlikte davalıya ödenmiş olan 20.000-TL KDV dahil ödemenin sözleşmenin süresinden önce feshi halinde kıstelyem usulü hesaplanarak KDV”si ile birlikte davacıya iade edileceği, sözleşmenin özel hükümler bölümünün 2. maddesinde davalıya promosyon amacıyla %100 iskontolu olarak verilecek ürün ve malzeme bedellerinin; sözleşmenin süresinden önce feshi halinde kıstalyavm usulü belirlenecek olan kısmını KDV'si ile birlikte davacıya iade edileceğini, sözleşmenin özel hükümler bölümünün 3....

          Dosya kapsamından, davacının, davalı ile aralarında 29.06.2011 tarihli Otel ve Rezidans Yapı Restorasyon ve İşletme Sözleşmesi imzalandığı ve sözkonusu sözleşmenin iki ayrı taşınmaza ilişkin tek sözleşme niteliğinde olduğu yönünde uyuşmazlık bulunmadığı, davacı tarafından, davalının edimlerini yerine getirmediği iddiasıyla sözleşmenin feshi davasının açıldığı anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK'nın 4/I-a maddesinde, kiralanan taşınmazların, 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalara, konuları ve değerlerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemelerinde bakılacağı hükmüne yer verilmiştir....

            yaptığı yemin edası üzerine davacının yapmış olduğu 2.000 TL'lik ödemenin taraflar arasındaki 22.03.2010 tarihli sözleşmeden önce gerçekleşen iş nedeniyle olduğunun açıklığa kavuştuğu, bedelin kısmen ödenmesinin sözleşmenin feshi olarak değerlendirilemeyeceği, sözleşmenin devam ettiği ve bu nedenle davacının sözleşmenin 5. maddesi uyarınca 9.440 TL olan sözleşme bedelinin %50'si olan 4.720 TL'yi ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, ancak bu bedel ödendikten sonra davalının işe başlama yükümlülüğünün doğacağı, bu nedenle 2.000 TL peşinat dışında kalan takip konusu 4.720 TL asıl alacak ve 3.766,74 TL işlemiş faiz istemi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak ve sözleşmenin feshi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacakve sözleşmenin feshi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kira sözleşmesinin feshi, ödenen kira bedellerinin istirdadı ve tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına toplanan delillere, mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına, takdirde isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalılardan ... ve ...'...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile 13.1.2013 tarihli devre tatil sözleşmesi yaptığını, tatil hakkını hiç kullanmadığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 7.780 TL.nin faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalılar, usulüne uygun tebliğe rağmen savunmada bulunmamışlardır. Mahkemece, sözleşmenin feshi ile 7.780 TL. Bedelli senet nedeni ile davacının borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir Taraflar arasındaki 13.1.2013 tarihli sözleşmede sözleşme bedelinin peşinatının 7.780 TL. Olduğu ve 24.1.2013 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır....

                  HUKUK DAİRESİ Dava, taraflar arasında imzalanan Restore Et, Kullan ve Devret sistemi ile Bedelli Tahsis sözleşmesine dayalı, restarosyon ve yapım işinin tamamlanmadığı ve kullanım bedelinin ödenmediğinden bahisle sözleşmenin feshi, tahliye alacak ve cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. İstinaf mahkemesince uyuşmazlığın, sözleşmenin eser sözleşmesi hükümlerine tabi kısmından kaynaklandığı kabul edilip, buna göre uygulama yapılmıştır. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 15. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10/02/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; sözleşmenin haksız feshi iddiasına dayalı cezai şart talebine ilişkin alacak davasıdır. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 13/04/2018 tarihli İşyeri Hekimliği ve İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin 04/07/2019 tarihli fesih beyanı ile taraflar arasındaki sözleşmeyi feshettiği, davacı yanın sözleşmenin haksız feshi nedeni ile kararlaştırılan cezai şartın ödenmesi talebine ilişkin eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde her ne kadar TBK 435. madde hükmünden bahsedilmekte ise de, söz konusu hüküm kanunun açıkça belirttiği üzere işçi işveren ilişkilerinde uygulanmakta olan hizmet sözleşmeleri kapsamında kalmakta olup eldeki davanın ticari şirketler arasındaki hizmet sözleşmesi olması nedeni ile uygulanma imkanı bulunmamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu