Dava taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi gereğince cezai şart ve kar mahrumiyeti alacağının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece öncelikle taraflar arasında düzenlenen bayilik sözleşmesi ve eki taahhütname uyarınca sözleşmenin davalı yanca haklı olarak fesih edilip edilmediğinin tespit edilmesi gerekir.Feshin haksız fesih olduğunun tespiti halinde ise taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 25.maddesindeki hüküm uyarınca davacının, sözleşmenin feshine ilişkin çekilen ihtarname tarihinden itibaren kar mahrumiyeti isteminde bulunabileceği,ihtarname tarihinden önce ise davacının herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ürün vermeye devam etmesi nedeniyle talepte bulunamayacağı, yine taraflar arasında düzenlenen 19.06.2010 tarihli taahhütnamenin 2. maddesinde belirtilen cezai şartın ise ifaya ekli cezai koşul olmadığı, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle talep edilebileceği gözetilerek yapılacak inceleme sonucu bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle...
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 01.07.2017 tarihinde imzalanan şirket yemek sözleşmesinde sözleşmenin süresinin 3 yıl olup 01.01.2020 tarihine kadar geçerli olduğunun yazılı olduğunu, sözleşmenin 7.2. maddesinde sözleşmede belirtilen haller dışında feshedilemeyeceğini, davalı şirketin müvekkili şirket yetkililerine 04.02.2019 tarihinde başlayacak 2. dönemde davalı okulun bünyesinde yerinde üretim kararı aldıklarını bildirdiğini, müvekkili şirketin yerinde üretim yapılacak alanda gerekli hijyen ve sanitasyon kurallarının sağlanamayacağını bildirmesi üzerine sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 34.090,36 TL cari hesap alacaklarıının son fatura tarihi olan 01.02.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsiline, sözleşmenin haksız feshi nedeniyle müvekkili şirketin kar mahrumiyeti, yatırım maliyet zararı ve alacak faturalarının...
Davalı vekili, taraflar arasında 20.02.2007 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeden doğan kira borcunun ödenmesi için davacılar tarafından dava konusu bonoların imzalanarak müvekkiline verildiğini, ödemelerin yapılmaması üzerine davacılara gönderilen ihtarnamede 60 gün içinde ödeme yapılmaması halinde sözleşmenin feshedileceği ve vadesi gelmemiş ödemelerin sözleşmenin 70. maddesi gereğince muaccel olacağının belirtildiğini, süresi içinde ödeme yapılmadığından sözleşmenin feshedilerek vadesi gelmemiş bonolar için de muacceliyet şartı gerçekleştiği için takibe geçildiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
a karşı açılan davanın husumetten reddine, sözleşmenin geriye etkili feshi talebinin kabulüne, yıkım talebi ve diğer taleplerin reddine, birleşen 2011/659 Esas sayılı davada, sözleşmenin feshinin tespitine ilişkin ayrı bir dava olduğundan aynı konuda karar verilmesine yer olmadığına, arsa vergisi talebinin reddine karar verilmiştir....
satırında yer alan "...ve sözleşmenin" ibaresinden sonra gelen tüm sözcüklerin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine "sözleşmenin geriye etkili olarak feshine " sözcüklerinin yazılmasına, ayrıca hüküm kısmının 1. maddesi (b) bendinde "sözleşmesinin" ibaresinden sonra gelen "geçersizliği/feshi tespit olunmakla " ibaresinin çıkartılarak yerine "sözleşmesi geriye etkili olarak fesholunmakla" ibaresinin yazılmasına ve hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı şirketçe asıl ve ıslah yoluyla açılan davalarda sözleşmenin ... sahibince haksız feshi nedeniyle uğranılan kâr kaybı ve yapılan imalât bedelinin tahsili, arsa sahibi ... tarafından açılan ve bu dava ile birleştirilen davada ise feshin haklı olduğunun tespiti, uğranılan zarar ziyanın tahsili ve şirketin tahliyesine karar verilmesi istenmiş, ıslahta ise şirkete mehil verilmesi ve mehil sonunda akdin ifa olunmaması halinde feshi talep edilmiştir....
KARAR Davacılar vekili, müvekkilleri ile davalı yüklenici arasında düzenlenen 01.06.1992 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca müvekkillerinin edimini yerine getirerek arsa payını yükleniciye devretmelerine rağmen yüklenicinin inşaatı %45 seviyesinde bıraktığını, müvekkillerine ait dairelerin 08.05.1996 tarihinde teslimi gerekirken teslim edilmediğini, daha önce sözleşmenin feshi ile tapu iptali ve tescili ve eksik bırakılan imalatların tahsili için açılan davaların reddedilerek kesinleştiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin ifa imkanının bulunmadığını ileri sürerek, sözleşmenin geriye etkili feshi ile davalı adına kayıtla bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile müvekkili adına tesciline, olmadığı takdirde şimdilik 100.000,00 TL' nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, devaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve dosya kapsamına göre, mahkemenin 03.05.2006 tarih ve 2005/......
-KARAR- Davacılar vekili, müvekkili arsa sahipleri ile davalı şirket arasında 08.07.1997 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve sözleşmeye ek olarak düzenlenen ....09.1998 tarihli sözleşmelerin ifasının müvekkili taraf için artık fayda sağlamayacağını ileri sürerek, sözleşmelerin feshini, sözleşmenin ifa edilememesi sebebiyle uğradıkları zarar toplamı ve ceza-i şart ve sair fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla ....000 TL'nin çekilen ihtar tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini davalıların taşınmazlara vaki haksız müdahale ve muarazalarının men’ini talep ve dava etmiştir. Davalı Kooperatif vekili, davanın reddi istemiştir. Diğer davalılar, davaya cevap vermemişlerdir....
olarak sözleşmenin kiracı tarafından feshi halinde de), kiracı finansal kiralama konusu mal yahut malları kiralayana geri vermek ve teslim etmekle yükümlüdür....
O halde dava konusu ihtilafın, tarafların serbest iradeleri ile yaptıkları ve geçerli olan bu sözleşme hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. Sözleşmenin az yukarda değinilen hükümlerine göre, her iki tarafın yazılı ihbarın tebliği tarihinden bir ay sonra geçerli olmak üzere sözleşmeyi her zaman feshedebilecekleri kararlaştırıldığına göre, davalı tarafından 13.9.2011 tarihli yazı ile davacı avukatın vekaletten azledilmesi, sonuçlarını bir ay sonra doğuracak feshi ihbar niteliğindedir. O halde mahkemece, sözleşmenin feshedildiği, feshi ihbarın tebliği tarihinden bir ay sonraki tarih itibariyle davacı avukatın sözleşmenin az yukarda belirtilen maddeleri gereğince hak etmiş olduğu vekalet ücreti miktarı tespit edilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, sözleşme hükümleri esas alınmadan yapılan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: 1....