Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/467 Esas, 1980/80 Esas sayılı dosyalarda, Hazine tarafından açılan ecrimisil talepli davanın HMK'nin 150 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, meni müdahale ile ilgili talepleriyle ilgili karar verilmesine yer olmadığına, asli müdahil ...'ın müdahalenin meni ve kal talebinin kabulü ile Çatalca Sulh Hukuk Mahkemesinin 1973/185 Esas, 1979/49 Karar sayılı ilamı ile Hazine adına tescil edilmiş ve daha sonra ihale yolu ile ... adına kayıt edilen Çatalca İlçesi ... Bucağı ......

    Mahkemece, hükmün ilk fıkrasında şartlar oluşmadığından meni müdahalenin reddine, eski hale getirme talebinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, bir kısım davacılar vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu açıklanmıştır. Somut olaya gelince, mahkemece kurulan hükmün 1. fıkrasında şartlar oluşmadığından meni müdahalenin reddine karar verilmişken 2. fıkrasında eski hale getirmenin kabulüne dair hüküm kurulmuştur....

      Protokolde yıkım ve müdahalenin meni başlığı altında "Dava sonucu hükmedilen yıkım ve müdahalenin meni kararı şu anda taşınmazlar üzerinde mevcut olan yapılar var olduğu sürece uygulanmayacaktır "düzenlemesini kararlaştırılmıştır. İlamdan sonra ve halen mevcut yapılardan davalının binasının arazi üzerinde bulunduğu davacının binasının yıkıldığı anlaşılmıştır. Anılan protokoldeki bu düzenleme ile İİK.nun 33/1. maddesi kapsamında kal ve meni müdahale borcunun imhal yani ertelendiği açıktır. Davalılar yapılan sözleşme ile borcun yenilendiğini ileri sürmüş iseler de, TBK'nın 133 maddesine göre taraflar arasındaki ihtilaf akitten değil, haksız fiilden diğer bir anlatımla davalıların davacı parseline taşkın yapı yapmasından doğduğu, dolayısı ile yeni bir borç ile eski borcun sona erdirildiği kabul edilmeyecektir. Ümraniye 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/149 E. - 2009/146 K....

      Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/ 1035 esas sayılı dosyasında kiracılığın tespiti ile müdahalenin meni davası açtıklarını, bu dava devam ederken davalının bu kez 13.04.2012 tarihli yazıyı göndererek taşınmazın 10.04.2012 tarihinden itibaren teslim edilmesinin istendiğini, oysa 6570 sayılı Yasaya göre süre sonunda feshedilmediğinden sözleşmenin bir yıl süreyle yenilendiğini, 11.04.2012 tarihinde sözleşme yenilendikten sonra gönderilen bu yazının sonuç doğurmayacağını belirterek kiracılığın devam ettiğinin tespiti ile müdahalenin menine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde, daha önce açılan dava nedeniyle derdestlik itirazında bulunmuştur. Mahkemece derdestlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. madesinin (ı) bendine göre aynı davanın daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması dava şartı olarak düzenlenmiştir....

        Ancak; Az yukarıda sözü edildiği üzere kiranın 01.02.2001 tarihinde başladığı ancak sözleşmenin süresiz hale geldiği anlaşılmaktadır. Adi kira ilişkisini düzenleyen Borçlar Kanunun 262. maddesi hükmünce süresi belli olmayan sözleşmelerinde akdin feshi için ihbar yapılması zorunludur. Anılan hüküm gereğince fesih ihbarının altı aylık bir müddetin hitamı için üç ay evvel yapılması gerekir. Her ne kadar davacı kiralayan davalı hakkında icra takibi yapmış ise de bu takip kira parasının ödenmesindeki temerrüde dayalı olduğundan eldeki meni müdahale (tahliye) davası için feshi ihbar yerine geçmez. Hal böyle olunca, tarafların varlığını kabul ettikleri adi kira ilişkisi fesih ihbar yapılmadan kiracı tahliye edilemeyeceğinden mahkemece davacının tahliye (meni müdahale) talebinin reddi yerine yanlar arasındaki ilişkinin niteliğine yanlış anlam verilerek bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

          Ancak; Az yukarıda sözü edildiği üzere kiranın 01.02.2001 tarihinde başladığı ancak sözleşmenin süresiz hale geldiği anlaşılmaktadır. Adi kira ilişkisini düzenleyen Borçlar Kanunun 262. maddesi hükmünce süresi belli olmayan sözleşmelerinde akdin feshi için ihbar yapılması zorunludur. Anılan hüküm gereğince fesih ihbarının altı aylık bir müddetin hitamı için üç ay evvel yapılması gerekir. Her ne kadar davacı kiralayan davalı hakkında icra takibi yapmış ise de bu takip kira parasının ödenmesindeki temerrüde dayalı olduğundan eldeki meni müdahale (tahliye) davası için feshi ihbar yerine geçmez. Hal böyle olunca, tarafların varlığını kabul ettikleri adi kira ilişkisi fesih ihbar yapılmadan kiracı tahliye edilemeyeceğinden mahkemece davacının tahliye (meni müdahale) talebinin reddi yerine yanlar arasındaki ilişkinin niteliğine yanlış anlam verilerek bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

            Ancak; Az yukarıda sözü edildiği üzere kiranın 01.02.2001 tarihinde başladığı ancak sözleşmenin süresiz hale geldiği anlaşılmaktadır. Adi kira ilişkisini düzenleyen Borçlar Kanunun 262. maddesi hükmünce süresi belli olmayan sözleşmelerinde akdin feshi için ihbar yapılması zorunludur. Anılan hüküm gereğince fesih ihbarının altı aylık bir müddetin hitamı için üç ay evvel yapılması gerekir. Her ne kadar davacı kiralayan davalı hakkında icra takibi yapmış ise de bu takip kira parasının ödenmesindeki temerrüde dayalı olduğundan eldeki meni müdahale (tahliye) davası için feshi ihbar yerine geçmez. Hal böyle olunca, tarafların varlığını kabul ettikleri adi kira ilişkisi fesih ihbar yapılmadan kiracı tahliye edilemeyeceğinden mahkemece davacının tahliye (meni müdahale) talebinin reddi yerine yanlar arasındaki ilişkinin niteliğine yanlış anlam verilerek bu istemin de hüküm altına alınması doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir....

              Tüm dosya kapsamına göre açılan dava müdahalenin meni ile ecri misil tazminatı ve sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zararın talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalı ile adi yazılı kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davalı tarafından sözleşme şartlarının yerine getirilmediğini, bu sebeple sözleşmenin feshedildiğini, sözleşmenin feshedilmesine rağmen taşınmazın boş olarak tarafına teslim edilmediğini beyan ederek, davalının haksız müdahalesinin meni taşınmazın boş olarak tarafına teslimi ile haksız işgal nedeniyle kira kaybına bağlı zararın tazminini ayrıca taşınmazın inşaat yapımı için üçüncü kişilere teslim edilmemesi nedeniyle uğranılan zararının tazminini talep etmiştir....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20.04.2004 gününde verilen dilekçe ile muarazanın meni ve müdahalenin meni istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.06.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, yerel mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 16.03.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SUYA EL ATMANIN ÖNLENMESİ -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; su yoluna vaki müdahalenin meni, genel sulara ilişkin meni müdahale istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 16.01.2016 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 26.02.2016 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2016 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 9.1.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu