WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 05/07/2019 NUMARASI : 2018/328 ESAS-2019/592 KARAR DAVA KONUSU : SATILAN MALIN AYIPLI OLMASINDAN KAYNAKLANAN SÖZLEŞMENİN FESHİ VE BEDEL İADESİ KARAR : Antalya 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2018/328 Esas, 2019/592 karar sayılı 05/07/2019 tarihli kararı aleyhine davalı T3 vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; Davalılardan T3'dan 9.370,00 TL bedel karşılığında satın alınan termal masaj yatağının ayıplı olması nedeniyle faizi ile birlikte bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, bedel iadesi davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/12/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin bedel karşılığı yapılmış olması, bu nitelikteki sözleşmenin tek taraflı irade beyanıyla feshinin mümkün olması dikkate alındığında, dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edildiği tarihte sözleşmenin feshedildiği açıktır. Davacı iş sahibi ödediği iş bedelini geri istemekte haklıdır. Ancak davalı yüklenici şirketin de %10 oranında dönme cezasını mahsup hakkı bulunduğuna göre, davacı tarafından ödenen bedelden sözleşmede kararlaştırılan iş bedelinin %10'u oranındaki dönme cezası mahsup edilerek kalan iş bedelinin davacı iş sahibine iadesine karar verilmesi gerekirken, bedel karşılığı olan sözleşmenin tek taraflı irade beyanıyla feshedilmiş olacağı gözden kaçırılarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmişitir....

      Yanlar arasında imzalanan 18.02.2013 tarihli sözleşmenin 24.2 maddesinde, davacı alt yüklenicinin onaylanan hakedişinden %10 teminat kesintisinin yapılacağı, teminat başlıklı 10. maddenin son cümlesinde nakit teminat kesintisinin kesin hesabın yapılmasından sonra 90 günlük çek ile taşerona ( davadaki alt yükleniciye) ödeneceği kabul edilmiştir. Yine sözleşmenin 10.1 maddesinde taşeronun (alt yüklenici) bu iş için 250.000,00 TL tutarında teminat senedini yükleniciye vereceği, işin geçici kabulü yapılıp SGK ilişiksiz belgesi, prim borcu olmadığı yazısı ve işçilerin tüm alacaklarını ödediğine dair belgeyi teslim ettikten sonra bu teminatın iade edileceği kabul edilmiştr. Sözleşmenin feshi başlıklı 23.1 maddesinde sözleşmenin iş sahibi (davada davalı yüklenici) tarafından haklı nedenle feshi halinde kesin teminatın irat kaydedileceği kararlaştırılmıştr....

        -TL bedel karşılığında davalıdan satın aldığını, müvekkilinin 2013 yılının Nisan aylarında bu daireyi satmak istediğini, kendilerine satılan dairelerin 130 m² olduğu belirtilmiş ise de dairenin aslında 57 m² olduğunu öğrendiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını bildirerek ayıplı ev satışı nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelinin iadesi ile tazminata karar verilmesini talep etmiştir. HSYK genel kurulunun 19/03/2014 tarih ve 129 sayılı kararı ile ... Tüketici Mahkemelerinin yargı alanı ... Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresi ile aynı olarak belirlenmiştir. Buna göre; ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ilçelerinin ... Tüketici Mahkemelerinin yetki alanında bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda uyuşmazlığın, ... Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket ile 12.03.2006 tarihinde 8.955 EURO bedel ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığından fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile ödediği 6 yıllık bedelin davalı üzerinde bırakılarak 8.411,85Euro sözleşme bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını, süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşmenin tarihinden 6 yıla yakın süre geçtikten sonra fesih isteminin TMK'nın 2....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 14/09/2022 NUMARASI : 2021/382 ESAS - 2022/206 KARAR DAVA KONUSU : MALIN AYIPLI OLMASI NEDENİYLE SÖZLEŞMENİN FESHİ VE BEDEL İADESİ KARAR : Alanya 4....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl davada ... sahibi, 25.07.2005 tarihli sözleşmenin feshi ve davalıya ödenen bedel ile cezai şart alacağının tahsilini istemiş, karşı dava ise 10.000,00 TL kâr kaybının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece akdin feshedilemeyeceği yürürlükte bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Tapu da pay devri içerdiğinden kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi ancak taraf iradelerinin birleşmesi veya mahkeme kararları ile mümkündür....

              "İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Hakimliği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl davada ... sahibi, 25.07.2005 tarihli sözleşmenin feshi ve davalıya ödenen bedel ile cezai şart alacağının tahsilini istemiş, karşı dava ise 10.000,00 TL kâr kaybının tahsili istemiyle açılmış, mahkemece akdin feshedilemeyeceği yürürlükte bulunduğu gerekçesiyle her iki davanın da reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, BK'nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Tapu da pay devri içerdiğinden kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi ancak taraf iradelerinin birleşmesi veya mahkeme kararları ile mümkündür....

                Mahkemece, davacının sözleşmenin feshi ile birlikte müspet zarar niteliğinde olan kira kaybı tazminatını talep edemeyeceği belirtilerek, menfi zarar kapsamında bulunan, 3.100.000.000 TL ödenen satış bedelinin faiziyle birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin istemin ise reddine karar verilmişse de, 2008/2929-8015 davacının dava dilekçesindeki talebi, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sözleşmenin 9. maddesinde öngörülen rayiç kira bedeli üzerinden hesaplanacak gecikme tazminatı olup davacının, “sözleşmenin feshi ve ödenen satış bedelinin iadesiile ilgili dava dilekçesinde herhangi bir talebi olmadığı gibi, bu hususta yapılmış usulüne uygun bir “ıslah” da bulunmamaktadır. Davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz amacıyla verilmiş olan ve “bilirkişi raporunda hesaplanan miktara, ödenen bedelin de ilave edilmesi gerektiğine” ilişkin 14.7.2004 tarihli dilekçeyi de, bir ıslah dilekçesi olarak kabul etmek mümkün değildir....

                  UYAP Entegrasyonu