Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

alacağın mahsuptan sonra kalan 11.444.969.517 TL, ... isimli kişiye ödenen miktarın faiziyle birlikte toplam 14.975.661.991 TL, Emekli Sandığı ile yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı olarak 26.486.291.360 TL, SSK ile yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle uğranılan zarar karşılığı 16.463.533.161 TL ve sözleşmenin süresinden önce feshi nedeniyle uğranılan zararlar karşılığı olarak fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000.000.000 TL’nin haksız fiilden kaynaklanan eylemlerden doğan alacakların haksız fiil tarihinden, sözleşmeden kaynaklanan alacakların da ihtarname tarihlerinden başlamak üzere ticari faizleri ile birlikte tahsili isteğinde bulunmuştur....

    adına kayıtlı aracın davalıya iadesi koşuluyla davalıların icra takip dosyasındaki itirazlarının kısmen iptali ile takibin 72.385,50 YTL asıl alacak, 562.99 YTL işlemiş faiz olmak üzere toplam 72.948,49 YTL üzerinden devamına, davacıların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasında düzenlenen 29.01.2004 tarihli sözleşmeye dayanmaktadır. Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2004/557 esas sayılı dosyasında açılan davada anılan sözleşmenin feshi de talep edilmiştir. Sözleşmenin feshi halinde bu davanın konusunun kalmayacağı gözetilerek Ankara 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2004/557 esas sayılı dosyasında görülen davanın bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir....

      Davalı, davacı ile süresiz sözleşme imzaladıklarını, sözleşme gereğince bir ay öncesinden haber vermek kaydı ile feshin mümkün olduğunu, sözleşmenin feshinden sonrası için tahsilat yapılmayan dosyalar nedeniyle ücret talep edemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, 5.736,69 YTL nın 15.06.2006 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı avukat, davalı ile imzaladıkları avukatlık ücret sözleşmesi gereğince takip ettiği işlerden dolayı sözleşme gereğince kendisine ödeneceği kararlaştırılan karşı taraf vekalet ücretlerinin sözleşmenin feshi nedeniyle tahsil imkanı kalmadığını iddia ederek alacak talebinde bulunmuştur.Taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi süresiz olup bir ay önce ihbar kaydı ile feshi mümkündür. Davalı taraf bu hakkını kullanarak sözleşmeyi feshetmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sözleşmenin feshi ve alacak davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 08.02.2013 gün 2012/3390 Esas 2013/681 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Davacılar vekili, müvekkileri ile davalı yüklenici arasında ....05.2005 ve ....06.2005 tarihli "Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmelerinin" imzalandığını, inşaat süresinin 32 ay olduğunu, ancak sürenin dolmasına rağmen inşaatın %31 oranında tamamlandığını, bu nedenle davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek, sözleşmenin feshi ve davalının sözleşme gereği ödemesi gereken kira alacakları ile inşaatın süresinde tamamlanmaması nedeni ile oluşan kira kayıplarının yasal faizi ile tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....

          - KARAR - Davacılar vekili, müvekkillerinin, davalı şirket ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladıklarını, yüklenicinin edimini ifa etmemesi nedeniyle sözleşmenin feshi davası açtıklarını, fesih davası sırasında sözleşmeye konu taşınmazın kamulaştırıldığını, daha sonra sözleşmenin feshedildiğini, ancak davalı yüklenicinin kamulaştırma bedelini aldığı gibi açtığı bedel arttırım davası sonucunda da 163.622,03 TL'yi tahsil ettiğini, sözleşmenin feshi davasının kesinleşmesinden sonra yüklenici aleyhine istihkak davası açıldığını, bu dava sonucunda yüklenicinin tahsil ettiği kamulaştırma bedelinin ve fer'ilerinin faiziyle müvekkillerine ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek, faizi aşan 150.000,00 TL zarararının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davalı şirket hakkındaki davasını geri almıştır. Davalılar, davanın reddini istemişlerdir....

            Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21.03.2001 gün 2001/257-285 sayılı kararı, Dairemizin yerleşik uygulama ve içtihatları ile Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 03.02.1997 gün 4/3 sayılı kararlarına göre kamu kurumlarının taraf olduğu eser sözleşmelerinden doğan davalarda feshin sözleşmeden önce veya sonraki sebeplere göre yapılıp yapılmadığı değerlendirilmeksizin sözleşmenin imzalanmasından sonra ortaya çıkacak ihtilaflarda adli yargı görevlidir. Uyuşmazlık, taraflar arasında özel hukuk hükümlerine göre düzenlenen sözleşmenin feshi nedeniyle, tazminat ve alacak istemlerine ilişkin olduğundan, Adli Yargının görev alanında kalmaktadır. Somut olayda, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlığın çözümlenmesinde yargı yolu itirazının reddiyle, işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir....

              Kararı, davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili temyiz etmiştir. 1) Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. 2)Davalı vekilinin temyiz itirazları yönünden; Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiği gerekçesiyle talebin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de,yapılan araştırma ve inceleme dosya kapsamına göre hüküm kurmaya yeterli değildir....

                Yargılama esnasında davacı vekili tarafından mahkememize ibraz edilmiş olan 27.08.2021 tarihli dilekçede özetle Sözleşmenin feshi nedeniyle Türk Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümleri nazara alınarak yoksun kalınan kar ve uğranılan maddi hak kayıpları (Müspet zarar) için 1.000,00 TL talep edildiğini ve işbu talep bakımından bedel artırımında bulunulmadığını, TTK 122. Maddesinde ifade edilen denkleştirme tazminatı alacağı olarak talep edilen 4.500,00 TL alacak taleplerini 217.207,44 TL artırarak toplam 221.707,44 TL talep ettiklerini, TTK 123. Maddesinde ifade edilen rekabet yasağı anlaşması alacağı olarak talep edilen 4.500,00 TL alacak taleplerini 81.729,75 TL artırarak toplam 86.229,75 TL alacak talebin bulunduklarını nihayetinde toplam 304.437,19 TL alacak taleplerinin sözleşmenin feshedildiği tarih olan (......

                  Sözleşmenin feshi isteği ile açılan bir davada, mahkemenin; inşaatın bitirilme seviyesini ve tamamlanamayan kısımlar ile ilgili olarak tarafların kusur durumlarını ve feshe dair isteklerini inceleyip değerlendirmesi gerekir. Bu anlamda; sözleşmenin, sanki hiç yapılmamış gibi geçmişe etkili olarak feshi ve tamamlanan kısımların değerlendirilmesi anlamında olmak üzere ileriye etkili feshi durumları söz konusu olmaktadır. Sözleşmenin ileriye etkili feshinde, yerleşik yargı kararlarına göre genellikle kabul gören tamamlanma oranı %90 olup, bu oranın üzerinde bina yapımı söz konusu olduğu takdirde geçmişe etkili fesih kararı verilmemektedir. İleriye etkili fesih kararı verilerek, tamamlanan kısımlara ilişkin yüklenici ile arsa sahibi arasındaki tasfiye gerçekleştirilmektedir. Geçmişe etkili fesih kararı ise; genellikle inşaat oranının %90'ın altında olması durumlarında gündeme gelmekte, tabi bu durumda da, tarafların istekleri ile kusur durumları önem arz etmektedir....

                  Anılan yasa hükmüne uygun şekilde yapılan sözleşmenin feshi ya da iptali davası da, “ “olağanüstü tasarruf” ” niteliğinde olduğundan tüm paydaşların birlikte dava açması veya açılan davaya onay vermesi, vermedikleri durumda davaya katılmalarının sağlanması zorunludur. Somut olayda, sözü edilen arsa payı karşılığı sözleşmenin tüm taraflarının davada yer aldığı saptanamadığı gibi, davacılara dava açılmasına ya da açılan davaya devam olunmasına yönelik olarak yetki verilip verilmediği de anlaşılamamaktadır. Sözleşmenin iptali ya da feshi davası hukuksal niteliğince bir tespit davası olmayıp, eda davasıdır....

                    UYAP Entegrasyonu