WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Endüstrisi Kurumu vekili, ihale sürecinde Kamu İhale Kanunu'na göre yasak fiil veya davranışlarda bulunulduğunun sözleşmeden sonra tespit edilmesi üzerine tesis edilen işlemin, sözleşmeden doğmayıp, kamu gücüne dayanılarak ve tek yanlı olarak tesis edilen işlem niteliğinde bulunduğu, bu nedenle, söz konusu işlemin iptali istemiyle açılan davanın çözümünde idari yargının görevli olduğuna dair Uyuşmazlık Mahkemesi kararı bulunduğunu, somut olayın da, sözleşmeden önceki ihale aşamasındaki yasak fiil ve davranışlardan kaynaklandığını, bu itibarla davanın idari yargının görevine girdiği, aksi düşünülse dahi ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu savunarak görevsizlik kararı verilmesini istemiştir....

    adına düzenlendiğini, davacının yer almadığını, bu sözleşmeden sorumluluğu bulunmadığı gibi borcu kabul etmemekle birlikte davacının imzasının bulunduğu 29.03.2001 tarihli belgede garanti edilen (kefaletin) limitinin akdi kredi faiz oranının da bulunmadığını, bu belgenin garanti amacı ile değil kefalet amacıyla verildiğini bu suretle de bu belgeden dolayı da bankaya borçlu bulunulmadığını, talep olunan faizin de fahiş olduğunu, davalının haksız olarak mallarını haczettiğini belirterek, fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere icra takip dosyasında borcun sebebi olarak gösterilen 15.11.2002 tarihli sözleşmeden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, haksız ve kötüniyetli olarak icra takibi ve hacizler yapılmış olduğundan % 40’ tan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Bahsedilen protokolden ise borcun 27/12/2012 tarihli kredi genel sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu sözleşmeden kaynaklanan borçların ödenmesine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda; banka alacağının 25/05/2012 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı ve bankaca açılan kredi nedeniyle yapılan ödemelerin de takibe konu 27/12/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi tarihinden önce olduğu bildirilmiştir. Bu durumda taraflar arasındaki alacak borç ilişkisinin 27/12/2012 tarihli sözleşme hükümleri ile bu sözleşmenin taraflarının dikkate alınarak belirlenmesi gerekir. Her ne kadar Dairemizin bozma ilamında banka alacağının 27/12/2012 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı belirtilmişse de yukarıda açıklandığı üzere banka alacağının 25/05/2012 tarihli sözleşmeden kaynaklandığı, söz konusu 25/05/2012 tarihli sözleşmede de davalı ...'nin kefaleti bulunmadığı anlaşıldığı anlaşılmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın dahili davalı ... yönünden reddine, diğer davalılar yönünden kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili , davacı ile davalı ... arasında ....06.2006 tarihinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını ve bu sözleşmeden dolayı sorumluluğun davalı ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve sözleşmeden kaynaklanan alacak bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, davalı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü. - K A R A R - Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve sözleşmeden kaynaklanan alacak bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. ...Vadisi 1, 2, 3, 4 ve 5. etaplara ilişkin Konut ve Çevre Geliştirme projesi kapsamındaki 1, 2 ve 3. Etap çalışmalarının tamamlanıp hayata geçirildiği 4 ve 5....

            Davalı, davacı ile aralarında imzalanan sözleşmeden davacının haksız olarak vazgeçtiğini, bankadan kredi çekerek ve mevcut evlerini satarak beğenilen ev için, kredi çıkması ve mevcut evin satılması kaydı ile taraflar arasında sözleşme düzenlendiğini; sözleşmede satışın ne zaman yapılacağına dair bir tarihin belirtilmediğini, sözleşmeden asıl cayan ve sözleşmeyi ihlal ederek mağdur edenin davacı olduğunu, davacının koşulların yerine gelmesini makul bir süre beklemeden yaklaşık 15 gün sonra taşınmazı bir başkasına sattığını, TBK. nun 521. Maddesi uyarınca simsarın ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulur ise ücrete hak kazanacağını, oysa taşınmazın satışının yapılmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, Davanın kısmen kabulü ile, davalının ......

              de bulunan taşınmazın devredildiğini, toplam 415.000,00-TL borcun ifa edildiğini, davalının satış bedelini tam olarak ödemediğini, sözleşmeden doğan edimini tam olarak yerine getirmediğini, 145.000,00-TL daha borcu olduğunu, bu nedenlerle davalı borçlu ...'ın sözleşmeden doğan borcunu tam ve eksiksiz olarak ifa etmediğinin tespiti ile 145.000,00-TL bakiye borcunu 30/07/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; davanın haksız ve yersiz açıldığını, zaman aşımı itirazının olduğunu, Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında bu alacak için icra takibi yapıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın iptali davası açılmadığını, huzurdaki alacak davasının açıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Dava; sözleşmeden kaynaklanan tazminat talebine ilişkindir....

                Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur....

                  İNCLEME VE GEREKÇE Dava hukuki niteliği itibariyle davacı tarafından davalı şirketten alınan ---- ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve dava konusu telefon satım bedelinin iadesine ilişkin alacak davasıdır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda basit yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasına geçilmiştir. Dava konusu ----alımı hususunda sözleşme imzalanıp imzalanmadığı, dava konusu--- ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise -----, davacının ayıp ihbar yükümlülüğünü süresinde ve usulüne uygun bir şekilde yerine getirip getirmediği, sözleşmeden dönme ve dava konusu telefonun satım bedelinin iadesini talep edip edemeyeceği noktasında olduğu tespit edilmiştir....

                    Bu yükümlülüğün ihlali halinde, sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren bir ay içinde sözleşmeden cayabilir veya sözleşmeyi yürürlükte tutarak sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Ancak, sigortacının bildirilmemiş, eksik veya yanlış bildirilmiş olan hususları bilmesi veya ihbar etmemenin ya da yanlış ihbar etmenin kusura dayanmaması halinde cayma caiz değildir. Bu durumda rizikonun kabul edildiğinden daha yüksek olması nedeniyle daha fazla bir prim alınması gerekiyorsa sigortacı durumu öğrendiği tarihten itibaren sekiz gün içinde prim farkını talep edebilir. Sigorta ettiren, talep edilen prim farkını kabul ettiğini sekiz gün içinde bildirmediği takdirde sözleşmeden cayılmış olur. Ancak, prim farkının kabul edilmemesi nedeniyle sözleşmeden cayılması sigortacının gerçeğe aykırı veya eksik beyanı öğrendiği tarihten itibaren bir aylık süre içinde söz konusudur....

                      UYAP Entegrasyonu