Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava konusu bilgisayarın ayıplı olduğu ve davacı tüketicinin 4077 Sayılı Yasanın 4. maddesi gereği bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullandığı ayıplı bilgisayarın halen davacı yedinde olduğu dosya içeriği ile sabit olup, mahkemeninde kabulü bu yöndedir. Davacı sözleşmeden dönme hakkını kullanarak bedel iadesini istediğine göre kendi yedinde olan bilgisayarı da davalıya iade ile yükümlüdür. Bilgisayarı iade etmedikçe bedelin istirdadınıda isteyemez. Davacı bu kararın infazını icra müdürlüğünden talep ettiğinde bilgisayarıda satıcıya iade etmedikçe kararı bedelin istirdarına ilişkin kısmının infazı mümkün değildir. Hal böyle olunca davacı alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi mümkün değildir. Faizin başlangıcının bilgisayarın iadesi tarihi olması gerektiğinden kararın faiz başlangıcı ile ilgili kısmının bilgisayarın iade tarihi olması gerektiğinden çoğunluğun onama kararına katılmıyorum....

    Bu kapsamda somut olayda davacı tarafça 11.03.2020 tarihli ihtarnamede sözleşmeden dönme hakkını kullanmış, dava dilekçesinde ayıp nedeniyle satış bedelinin iadesi talep edilmesine rağmen, 23.09.2022 tarihli ıslah dilekçesinde ayıp nedeniyle dava konusu uydu alıcının aynen iadesi hakkının kullanıldığı belirtilmiştir. Davacı taraf dava dilekçesinde sözleşmeden dönerek satış bedelinin iadesini talep etmiş olup, seçimlik hakkını kullanmış olduğundan ıslah dilekçesiyle bu kararını değiştiremeyeceğinden somut olayda sözleşmeden dönmenin yasal koşulları da oluşmuştur. Bu nedenle aracın davalıya iadesi ile satış bedelinin davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekirken, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına hükmedilmesi yerinde değildir. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında davalı şirket tarafından satılan Dava konusu ... ......

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, ayıp ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebidir. Taraflar arasındaki eser sözleşmesi uyarınca, davacının davalıdan dava konusu toplam 11.628,88 TM tutarlı iplik ürünlerini sipariş ettiği ve bu ürünlerin davalı tarafça üretilerek davacıya teslim edildiği, ancak davacı tarafın ipliklerin makinede örülmesi aşamasında ayıplı olduğunu anladıklarından bahisle davalıya iade etmek istediği, davalı tarafın ise ayıp iddiasını kabul etmeyerek ürünleri iade almaktan kaçındığı hususu tarafların kabulünde olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliği, davacı tarafın yasal ihbar sürelerin uyup uymadığı ve sonuç itibariyle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinin haklı olup olmadığı hususları olarak saptanmıştır. Taraflarca dayanılan ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek nitelikte görülen tüm deliller toplanmış ve mahkememizce değerlendirilmiştir....

        Davalı vekili 20/11/2019 tarihli dilekçesi ile araç bedelinin iadesi talebini kabul ettiklerini ancak yerinde olmayan faiz talebini reddettiklerini ifade etmiştir. O halde somut olayda davacı tarafın sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, davalı tarafın faiz talebi dışında bedeli iade etmeye hazır olduğunu belirterek davacının sözleşmeden dönmesine muvafakat ettiğini söylemek mümkündür. Bu çerçevede davacıya iade edilecek bedel, aracın ilk satış bedeli olup, davacı tarafından satış bedeline ilişkin olarak aracın davalıya teslimi öncesine ilişkin faiz talep edilemeyeceği değerlendirilmiştir....

        Mahkemece kararın dairemizin bozma ilamında belirtilen ''..Bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Hal böyle olunca çelişkili olan dava dilekçesi açıklattırılarak davacının müteahhit ile yaptığı sözleşmeden dönüp dönmediği sorulmalı, sözleşmeden dönme hakkını kullandığı takdirde kullandırılan kredi miktarı tespit edilerek bu bedelle sınırlı olarak bankanın sorumlu olduğu kabul edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir..'' gerekçesiyle bozulması sonrası bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve davacı tarafa sözleşmeden dönüp dönmediği hususu sorulmuş, davacı vekili beyanında; '' biz davadışı müteahhit ile yaptığımız sözleşmeden dönmüyoruz. Davadışı müteahhit inşaatı yarım bırakarak kaçması sebebi ile meydana gelen bilirkişi raporu ile hesaplanan zararlarımızı istiyoruz. Davamızın kabulünü talep ederiz.'' demiştir....

          ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 10/09/2020 NUMARASI : 2019/44 ESAS-2020/303 KARAR DAVA KONUSU : SÖZLEŞMEDEN DÖNME -SATIŞ BEDELİNİN İADESİ KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine verilen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalıdan 34 XX 501 plakalı aracı Kumluca 1....

          Islah dilekçesi karşı tarafa usulünce tebliğ edilmiştir. 6098 sayılı TBK' nın 227. maddesinde, alıcının malın ayıplı çıkması halinde seçimlik hakları belirtilmiş, buna göre somut olayda davacı tercih hakkını satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve ödenen bedelin iadesi yönünden kullanmıştır. TBK 227/4. Maddesine göre, alıcının sözleşmeden dönme hakkını kullanması halinde durum bunu haklı göstermiyor ise hakim satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik, satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakkından birini kullanabilir.(Madde 227/son.) Yine TBK 229. Maddesine göre; "satış sözleşmesinden dönen alıcı satılanı ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür....

            Sözleşmeden doğan bu ilişkide davacının sözleşmeden kaynaklanan talepleri dava yoluyla isteyebileceği ortadadır. Sözleşmeden doğan hakların dava dışı finansal kiralama şirketine temlik edildiğine dair bir belge de sunulmamıştır. Bu durumda davacının sözleşmeye dayanarak açtığı bu davada davanın esasının incelenerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, davacının pasif husumet ehliyetinin bulunmaması gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz itirazının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 13.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              kaynaklanan edimini belirli vade tarihinde ifa etmemesi üzerine tarafımızca sözleşmeden dönülerek ifa etmiş oldukları edimin iadesi talep edilmişse de davalı tarafça iade yapılmadığından davalı aleyhine Konya ....

                Ne varki davacı bedel iadesi, olmadığında değiştirme talebinde bulunmuştur. Davacıdan talebini bedel iadesi veya değiştirme taleplerinden birisine hasretmesi istenerek tercih ettiği hak yönünde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 5.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu