Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Gerçekten, somut uyuşmazlıkta dayanılan 26.09.1978 günlü sözleşmede “…iş bu satış vaadinden rücu ettiğimiz takdirde hüküm ve ihtara hacet kalmadan 120.000.TL. rücu tazminatı ödeyeceğiz…” hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmede tazminat olarak ödenmesi kararlaştırılan 120.000.TL.nin sözleşmenin yapıldığı anda vaad alacaklısına ödenmemiş olması (BK.m.156) bu meblağın pey akçesi olmadığını gösterir. Ne var ki tarafların, 26.09.1978 tarihli sözleşmede cezai şart ödenmesi karşılığı sözleşmedeki edimlerinden kurtulmayı amaçladıkları da çok açıktır. Sözleşmeye bakılırsa tarafların amacı dönmeyi sağlamak üzere ceza adı altında karşı tarafa bir miktar ödeme yapmaktır. Bu ceza, uygulama ve doktrindeki söyleyişiyle “dönme cezası” veya “ifa’yı engelleyen ceza”dır. Dönme cezası, Borçlar Kanunu’nun 158/son maddesinde düzenlenmiş olup, amacı ceza ödemek suretiyle sözleşmeden dönmeyi sağlamaktır....

    Kişiye devir ve teslimi nedeniyle tesliminin mümkün olmadığı gibi davacı tarafın sözleşmeden dönme talebinin yerinde olduğu, sözleşmeden dönme ile tarafların aldıklarını birbirlerine vermekle yükümlü olduğu, davacı tarafın bedel iadesi talebinde davalının temerrüt süresinin tebliğden itibaren 7 günlük sürenin dolmasından sonra başlayacağı, alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle icra inkar tazminat şartının oluştuğu, kötüniyet tazminatının yasal şartlarının oluşmadığı, davalı tarafın, sözleşme hükümleri de dikkate alınarak, davacı tarafça ödenen paranın cezai şarta ilişkin ödeme olduğuna yönelik savunmalarına itibar edilmeyerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Davalının Büyükçekmece ...... İcra Müdürlüğünün .........

      Eldeki davada davacı yan, sözleşmeden dönme hakkını kullanarak, sözleşmenin ve senetlerin iptalini talep etmiş olmasına rağmen; mahkemece sözleşmedeki hükümlere atıfla sözleşmeden dönülemeyeceği gerekçesi ile sözleşmeden dönme talebi yerinde görülmemiş ise de, TBK'nun 123 ve 124. maddelerinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde yeterince araştırılmamış, tarafların kanundan doğan dönme hakkının sözleşmeyle işin başında ortadan kaldırılamayacağı, doğmayan haktan feragat etmenin de mümkün olmadığı, ayrıca sözleşmede salt ifaya ekli cezai şart düzenlenmiş olmasının aynen ifadan vazgeçme ve sözleşmeden dönme hakkını ortadan kaldırmayacağı göz önüne alınmaksızın sözleşme hükümleri gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar tesisi isabetli görülmemiştir....

      Eldeki davada davacı yan, sözleşmeden dönme hakkını kullanarak, sözleşmenin ve senetlerin iptalini talep etmiş olmasına rağmen; mahkemece sözleşmedeki hükümlere atıfla sözleşmeden dönülemeyeceği gerekçesi ile sözleşmeden dönme talebi yerinde görülmemiş ise de, TBK'nun 123 ve 124. maddelerinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği karar yerinde yeterince araştırılmamış, tarafların kanundan doğan dönme hakkının sözleşmeyle işin başında ortadan kaldırılamayacağı, doğmayan haktan feragat etmenin de mümkün olmadığı, ayrıca sözleşmede salt ifaya ekli cezai şart düzenlenmiş olmasının aynen ifadan vazgeçme ve sözleşmeden dönme hakkını ortadan kaldırmayacağı göz önüne alınmaksızın sözleşme hükümleri gerekçe yapılarak yazılı şekilde karar tesisi isabetli görülmemiştir. Davalı ... şirketi yönünden; Davacı İst ...İcra Müdürlüğünün ......

        Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve 6502 sayılı Yasa 11/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde ayıpsız misli ile değişimine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenlerine göre, davacının tüm davalıların sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir....

          Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır.” düzenlemesi yapıldığı gibi yine Türk Borçlar Kanunu’nun 227/4. maddesi hükmü ile de “Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.” düzenlemesi kanun koyucu tarafından öngörülmüş olup, birbirini tamamlayan bu iki hüküm ile yasa koyucu temel hukuk prensibi olarak iyiniyet kurallarının hayata geçirilmesini hedeflemekte ve her ne kadar seçimlik hakları yasa ile sayılmış ve bu seçimlik hakların içerisinde herhangi birini tercih etme bakımından tüketici serbest bırakılmış ise de, bunun sınırı olarak iyiniyet kuralları ve tarafların hak ve menfaatler dengesi nazara alınmak suretiyle sözleşmenin ayakta tutulması sağlanırken varlığı tespit ve kabul edilen ayıp nedeniyle tüketicinin bir kayıp veya zarara...

            Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak aracın ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı tüketicinin satın aldığı ve ayıplı olan davaya konu aracın davalı yanca ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine, maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... Ltd. Şti tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ... Ltd. Şti’nin bütün temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi hükmü uyarınca tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunun anlaşılması halinde satıcıdan, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

              HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, olmadığı takdirde pert kaydı nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir....

              Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; asıl davada davacının davalı tarafından yanıltıldığı, bu nedenle kaparo olarak verdiği 5.062 TL'yi geri istemekte haklı olduğu, taraflar arasındaki protokolde 25.000 USD cezai şart öngörülmüş ise de, aslında bu sözleşme hükmünün her iki tarafa da 25.000 USD karşılığında sözleşme ilişkisini sona erdirme yetkisi tanıdığı ve bu şekilde düzenlenen hükmün cezai şart niteliği taşımadığı, kaldı ki asıl dosya davacısının uğradığı yanlış bilgilendirme yüzünden BK 31. md. gereği kendisine tanınan yetkiyi kullanarak sözleşmeden kendisi döndüğünden karşı tarafa dönme cezası ödemesi sözkonusu olmadığı gibi karşı taraftan da dönme cezası ödemesini, haklı sebebe dayansa dahi, sona erdiren kendisi olduğundan talep edemeyeceği, asıl ve birleşen davadaki cezai şartın dönme cezası niteliğinde olduğundan talep edilemeyeceği, asıl davada davacının 1000 TL'lik masraf talebi yönünden feragat ettiği, birleşen...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2009/573 E. sayılı...

                Sözleşmeden dönmenin düzenlendiği 45.maddede ise; ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu, sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcının konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminat ödenmesini isteyebileceği düzenlenmiştir....

                UYAP Entegrasyonu