elektronik Limited Şirketi hakkındaki davanın husumet yokluğundan reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının yetkili servis olan davalı ... Elektrik Limited Şirketine ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalı tarafından satın aldığı televizyonun ayıplı olduğunu belirterek , ödediği bedelin iadesi talepli bu davayı açmıştır. 4822 Sayılı Yasa ile değişik 4077 2011/7091-15681 Sayılı TKHK'nun 4. maddesinin birinci fıkrasında; ayıplı malı tanımladıktan sonra, ikinci fıkrasında, ayıplı mala karşı tüketicinin seçimlik haklarını saymış olup, bunlardan biri de bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkıdır....
Mahkememizce yapılan değerlendirmede, davanın davalı yüklenicinin taraflar arasındaki eser sözleşmesinden doğan edimini ayıplı ifa etmiş olması nedeniyle davacının sözleşmeden dönmesinden kaynaklı olarak eser bedelinin iadesi ve sözleşmenin geçerliliğine güvenilmesi nedeniyle uğranılan menfi zararının tazminine ilişkin eda davası olduğu, yukarıda da ortaya konulduğu gibi dava konusu eserin gizli ayıplı olduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, davacı tarafça ayıp ihbarının ----Noterliği'nin 18/02/2022 tarihli -----yevmiye numaralı ihtarnamesi vasıtasıyla süresinde yapılarak sözleşmeden dönme seçimlik hakkının kullanıldığı, bu sebeple sözleşmeden dönme beyanı ile taraflar arasındaki sözleşmenin sona erdiği, tarafların karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulurlar ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilecekleri, bu kapsamda davacının dava konusu eser nedeniyle yapmış olduğu 69.560,00 TL eser bedelini geri isteyebileceği, bu yönden davanın kabulüne karar verilmesin...
İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili 25/03/2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesi ile; 6098 sayılı TBK.219 ve devamı maddeler gereği satıcının haberinin olmadığı ayıplardan da sorumlu olduğunu, mahkemece bu hükümler gözetilmeden karar verildiğini, aracın ayıplı olarak davacıya satıldığının sabit olduğunu belirterek, ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına, 14.000,00 TL bedel indiriminin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı seçimlik hakkın kullanılmasına ilişkindir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı mal satışı iddiasına dayalı, sözleşmeden dönülerek bedel iadesi istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan mobilya ürünleri satın aldığını, ancak sonradan ürünlerde ayıpların bulunduğunu öğrendiğini iddia ederek, sözleşmenin feshine, ayıplı malın bedelinin davacıya iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; ürünlerde ayıp bulunmadığını, sorunun kullanıcı hatasından kaynaklandığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Maddesi gereğince sözleşmeden dönerek, bedelin iadesi için iş bu davayı açma gereği doğmuş olduğunu belirterek ayıp sebebiyle sözleşmeden döndükleri gözetilerek 25.09.2017 tarihli fatura bedeli olan 148.000 Euro+KDV=174.640 Euro’nun fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul ve esasa ilişkin itirazlarını bildirerek, taraflar arasında akdedilen 08.09.2017 tarihli İş Makinası Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesi’nin 7. maddesine göre İstanbul Merkez Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olması kararlaştırılmış olduğunu ve bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı araç satımı sonucu sözleşmeden dönme nedeniyle araç bedeli olan 148.000 Euro+KDV'nin davacıya ödenmesi istemine ilişkindir....
Maddesi gereğince sözleşmeden dönerek, bedelin iadesi için iş bu davayı açma gereği doğmuş olduğunu belirterek ayıp sebebiyle sözleşmeden döndükleri gözetilerek 25.09.2017 tarihli fatura bedeli olan 148.000 Euro+KDV=174.640 Euro’nun fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul ve esasa ilişkin itirazlarını bildirerek, taraflar arasında akdedilen 08.09.2017 tarihli İş Makinası Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesi’nin 7. maddesine göre İstanbul Merkez Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olması kararlaştırılmış olduğunu ve bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı araç satımı sonucu sözleşmeden dönme nedeniyle araç bedeli olan 148.000 Euro+KDV'nin davacıya ödenmesi istemine ilişkindir....
Maddesi gereğince sözleşmeden dönerek, bedelin iadesi için iş bu davayı açma gereği doğmuş olduğunu belirterek ayıp sebebiyle sözleşmeden döndükleri gözetilerek 25.09.2017 tarihli fatura bedeli olan 148.000 Euro+KDV=174.640 Euro’nun fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 10.04.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usul ve esasa ilişkin itirazlarını bildirerek, taraflar arasında akdedilen 08.09.2017 tarihli İş Makinası Satış Sonrası Hizmetler Sözleşmesi’nin 7. maddesine göre İstanbul Merkez Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetkili olması kararlaştırılmış olduğunu ve bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıplı araç satımı sonucu sözleşmeden dönme nedeniyle araç bedeli olan 148.000 Euro+KDV'nin davacıya ödenmesi istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan bir yatak odası takımı aldığını, ancak takımın sürgülü kapağında, aynasında, mobilya boyasında ve yatak başlığındaki zincirlerinde hata olması nedeni ile ayıplı mal niteliğinde olduğunu, takımın davalılara iadesi ile ödediği 2.600,00 TL nin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, teslimden yaklaşık 3 yıl sonra dava açıldığını ve takımın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....
Dava, satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme bedel iadesi olmadığı taktirde bedelde indirim talebine ilişkindir. Davalı vekili 31/03/2023 tarihli dilekçesi ile HMK 308.maddesi uyarınca faiz talebi hariç olmak üzere davayı kabul ettiklerini, davayı kabul etmiş olmaları sebebi ile davacının asıl talebinin kabulü ile sözleşmeden dönme ve malın satış bedelinin karşılıksız iadesi üzerinde herhangi bir uyuşmazlık kalmadığını, ancak yapılan araştırmada davacının aracı satmaya çalıştığını öğrendiklerini, bu nedenle verilecek hükmün icrasının satış sonucu imkansız hale geleceğini, sözleşmeden dönme halinde edimlerin iade edilmesi gerektiğini, bu hakkın imkansızlaşmaması için HMK 389.maddesi gereğince tedbir olarak aracın satılmaması ve şerh koydurulmasını talep ettiklerini belirtmiştir....
İddia, savunma, dosya kapsamı ve istinaf nedenleri hep birlikte değerlendirildiğinde; karar vermeye elverişli bilirkişi raporuna istinaden satışa konu üründe üretimden kaynaklı kullanıma engel teşkil edecek nitelikte ayıp bulunduğu ve davacının seçimlik hakkını sözleşmeden dönme ve bedel iadesi yönünde kullanıldığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır. O nedenle davalı istinaf talebinde haklı değildir. Bu değerlendirmeler ile dava konusu uyuşmazlığa ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, tüm dosya kapsamında toplanan delillere göre; davalının istinaf başvurusunun HMK m.353/1- b-1 uyarınca oybirliğiyle esastan reddine karar verilmesi sonuç ve kanaatine varılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur....