Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında yapılan 11/06/2015 tarihinde devre mülk satış sözleşmesi imzalandığını, sözleşme imzalanmadan önce davalı tarafın çeşitli vaatlerde bulunmuş olduğunu, tüketici kanunun ilgili maddeleri uyarınca devre tatile konu taşınmazın ödemeli satılması durumunda devir veya teslim tarihine kadar tüketicihin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkının bulunduğunu, sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı, sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat talep edebiliceğini, satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiceden herhangi bir bedel talep edilmeyeceğini, sözleşmeden dönülmesi durumunda, tüketiciy iade edilmesi gereken tutar ve tüketici borç altına sokan her türlü belge, dönme bildiriminin satıcıya ulaştığı tarihten itibaren en geç doksan gün içinde tüketiciye geri verileceğini, satıcının aldığı bedeli ve tüketiciyi borç altına sokan her türlü belgeyi iade ettiği tarihten itibaren, tüketici on gün içinde...

satın alınan salon takımının ayıplı mal olduğunu, davalı tarafa yapılan ihtarnamenin sonuçsuz kaldığını belirterek ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme ve ayıplı malın bedel olan 15.000,01 TL'nin satıcıya başvuru tarihi olan 30/01/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Nitekim dosya kapsamından davacı iş sahibinin ayıplar nedeniyle kullanılamaz halde bulunan sistemi söküp depoya kaldırdığı, yerine başka bir yükleniciye yeni bir sistem kurdurduğu anlaşılmaktadır. Davacı iş sahibi eldeki davada BK'nın 360. maddesinde sayılan seçimlik haklardan sözleşmeden dönme hakkını kullanmıştır. Sözleşmeden dönme halinde tarafların sözleşmeden kaynaklanan karşılıklı yükümlülükleri sona erer. Dönme halinde taraflar sözleşme gereği aldıklarını karşılıklı iade etmekle yükümlüdürler....

    ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO: 2021/39 Esas KARAR NO: 2021/412 KARAR TARİHİ: 22/04/2021 DAVA: Sözleşmenin Uyarlanması KARAR TARİHİ: 02/06/2022 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan 05.03.2020 tarihli sözleşme hükümlerinin BK 136 ve 138. maddeleri kapsamında değişen yeni koşullara uygunluğunun sağlanması yönüyle öncelikle sözleşmeden dönme yolunda uyarlama ya yönelik müdahalede bulunulmasını, sözleşmeden dönme yolunda haklı nedenler bulunmadığının değerlendirilmesi halinde 16. Avrasya Boat Show Fuar Etkinliği'nin 19.02.2022 açılış, 28.02.2022 kapanış olarak tarih bağlamında uyarlanmasına ilişkin sözleşmeye müdahale edilmesini, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....

      Dava dilekçesi ile taraflar arasında Avrasya Boat Show Fuarına Katılım sözleşmesinin düzenlendiği ve buna göre Şubat 2021 tarihinde davacı şirketinin organizasyonu gerçekleştirilecek 05.03.2020 tarihli fuar katılım sözleşmesinin Covid 19 nedeniyle Dünya Sağlık Örgütü kararı ile pandemi ilan edilmesi sebebiyle değişen yeni koşullara uygunun sağlanması yönüyle öncelikle sözleşmeden dönme yönünde uyarlama ya da sözleşmeden dönme yolunda haklı nedenler bulunmadığının tespiti halinde etkinliğin 19.02.2022 açılış 28.02.2022 kapanış olarak tarih bağlamında uyarlanmasına ilişkin sözleşme müdahale edilmesi talep edilmiştir....

      Mahkemece, davacı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin B.K 163 maddesindeki temlik sözleşmesi niteliğinde olduğundan geçerli olduğu, satıma konu bağımsız bölümün tapudan devrinin yapılmamış olması davacıya sözleşmeden dönme hakkını vermeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir. Taraflar arasındaki 8.04.2008 tarihili sözleşme geçerlidir. Davacıya, dava konusu bağımsız bölümün tapusu verilmediği gibi ne zaman verileceği de açıkça belli değildir. Hal böyle olunca, davacı, davalı yüklenici ile yaptığı sözleşmeden dönme hakkına sahip olduğunun kabul edilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 8.7.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ayıp halinde iş sahibinin seçimlik hakları da, eser iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı bir masraf gerektirmediği taktirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkıdır. Dönme hakkı, tek taraflı bir irade beyanı açıklamasıyla yapılır ve karşı tarafa ulaşmasıyla hukuki sonuçlarını doğurur. Eser sözleşmesinden dönülmesi geriye etkili sonuçlar doğuracağından taraflar aldıklarını karşı tarafa vermek zorundadır. Kural olarak seçimlik haktan dönülmesi mümkün değildir....

          Sulh Hukuk Mahkemesi 2020/19 değişik iş dosyasında yapılan tespitinde aynırestorantda yapıldığı, davacı tarafça da taraflar arasında başkaca sözleşme olduğuna ilişkin herhangi bir belge dosyaya sunulmadığından, davalı tarafça sunulan 26.04.2018 tarihli sözleşmeye istinaden işin yapıldığı kanaatine varılarak, davacının sözleşmenin tarafı olmadığı, sözleşmede taraf olmayan davacının sözleşmeden dönme ile ayıplı malın satım bedelinin tahsilini talep etme konusunda aktif husumet ehliyeti (davacı sıfatı) bulunmadığı, sözleşmelerin, sözleşmenin tarafları arasında hak ve borç doğuracağından sözleşmenin tarafı olmayandavacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığı...'' gerekçeleri ile davada ve sözleşmede muhatap olarak kabul etmedikleri davacının aktif husumet yokluğu nedeniyle toplanan delillerin değerlendirilmesinin tespiti neticesinde dava şartı yokluğu sebebiyle usul ve yasaya uygun yerinde karar verildiğinin, sözleşme akdinin, sözleşme edimlerinde muhatap olmayan davacının davada aktif taraf...

          Davalı yüklenici ediminin ayıplı olduğu, sözleşmeden dönme hakkımızdan istifademizin haklı ve hukuka uygun olduğu şüphesizdir. Tüm bu açıklamalar ışığında yerel mahkemece hatalı ve eksik inceleme üzerine hüküm kurulduğu, nitekim öncelikle ortada geçerli ve muteber bir ipoteğin varolduğu mütalaasından hareket edildiği, bu surette teşhisin hatalı yapıldığı, yanlış teşhisin de bizleri yanlış tedaviye sevk ettiği görüldüğünü, davanın yalnızca sözleşmeden dönme irademiz üzerine kurulu olduğunu, işbu irade kat karşılığı inşaat sözleşmesini geriye etkili olarak ortadan kaldırmakla yüklenici ve onun halefi durumunda olan kişilerin kazanımlarını yolsuz, geçersiz hale getirmektedir. Sözleşmeden dönme iradesi ile tarafların hak ve menfaat durumları sözleşme öncesi duruma dönmekte, yükleniciden kaynaklı tescil, haciz, ipotek vb. her türlü hukuki işlem kendiliğinden geçersiz hale geldiğini belirterek, kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur. C....

            Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin menkul satım ilişkisi olduğu, davacıların sözleşme konusu ağaçlara ilişkin olarak ayıp ihbarında bulunduklarını ispatlayamadıkları, ayıp nedeniyle sözleşmeden dönüldüğünü bildiren herhangi bir belge sunulmadığı, davacıların satım ilişkisi nedeniyle vermiş oldukları senet bedelinden sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle taraflar arasındaki sözleşmenin halen ayakta olup davacının satıma konu ağaçları mahallinden almasının mümkün olmasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 17/01/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu