Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, davacı ile davalı Yeşil GYO arasında imzalanan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine istinaden sözleşmede belirlenen teslim süresinin dolmuş olmasına rağmen taşınmazın teslim edilmediği ve teslim edilme imkanının bulunmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönme, yapılan ödemelerin denkleştirici adalet hükümleri gereğince iadesi ve davalı banka ile yapılan sözleşmenin iptali ve borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir....

Sözleşmede, fesih halinde dahi müspet zarar ve kira kaybının ödeneceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. 6098 sayılı TBK'nın 125/1. maddesine göre gecikme tazminatı istenebilmesi için borcun ifasının da istenmesi, başka bir ifade ile sözleşmenin feshedilmemiş olması gerekir. Aynı maddenin son bendine göre de sözleşmeden dönme halinde taraflar verdiklerini geri isteyebilir ve kusur halinde menfi zararlarını da talep edebilirler....

    Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tüketici mahkemesinin görevsiz olduğu halde bunu göz önüne almadığını, kısa sürede karar verdiğini, Barter çeki ile alınan bir yerde tüketici mahkemelerinin görevli olamayacağını, taraflar arasındaki yapılan sözleşme de her ne kadar USD değer gösterilmiş olsa da verilen barter çeki ve yapılan ödeme türk lirası olarak yapıldığını, taraflar sözleşmeden döndüğü zaman edimlerin iadesi söz konusu olduğunu, edimlerin aynen iadesi dışında bir hak verilemeyeceğini, ilave menfaatler sağlanamayacağını, davacı taşınmazı teslim almış olduğunu, artık iade talebinde bulunamayacağını, davacı sözleşmeden dönme durumunda ancak edimlerin iadesini talep edebileceğini, davacının sözleşmeden dönme iradesi zamanaşımına uğradığını, davacının peşinat niteliğindeki barter çeki karşılıksız çıktığını, davacı kira kaybı talebinden feragat ettiği halde feragat nedeniyle dosyada karşı vekalet ücretine hükmedilmediğini, tehir-i icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararın...

    Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde ise tur başlamadan önce paket tur düzenleyicisi olan davalının önemli bir yükümlülüğünü yerine getiremeyeceğini tespit ettiği anlaşıldığından, tur başladıktan sonra dahi sözleşmeden dönme hakkı bulunan tüketicinin belirtilen nedenle tur başlamadan önce de sözleşmeden dönme hakkının bulunduğu açık olduğundan, söz konusu hükümde sözleşmeden dönme hakkının kullanılması için ayrıca bir süre öngörülmediğinden, dava derdest iken yürürlüğe giren 6502 sayılı kanunun 51/7. maddesi ve geçici 1. maddede yer alan hüküm uyarınca davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının usul ve yasaya uygun olduğundan, davalının bu duruma katlanması gerektiği ve davacının ödediği tur bedelini davalı şirketten talep etmesinin yerinde olduğu anlaşıldığından, davanın kabulüne karar verilmiştir....

      Mahkemece, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığı belirtilerek davanın kabulüne, 31.7.2004 tarihli sözleşmenin iptaline, davacının davalıya borçlu olmadığının tesbitine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 4822 sayılı Kanun ile değişik; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 23. maddesinin 1. fıkrasında “Bu kanunun uygulanmasıyla ilgili olarak çıkacak her türlü ihtilaflara Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı” belirtilmiştir. Temyize konu ... bu dava, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin iptali isteğine ilişkin olup devre mülk ..., Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Taşınmazın aynına taalluk etmekte olup, bu hakkın devrine ilişkin sözleşmenin de resmi şekilde yapılması zorunludur. Uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinde görülmesi için geçerli bir sözleşmenin olması gereklidir....

        Maddesinde yer alan sözleşmeden dönme hakkı esas alınarak, 05.09.2016 tarih ve 01671 nolu satış sözleşmesinin feshine ve iptaline, davalı banka ile imzalanmış olan konut finansman sözleşmesinin bağlı kredi olmasından dolayı feshine, iptaline, dava süresince kredi taksiti ödemelerinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin ifa edilmeyen sözleşme nedeniyle ödediği 55.791,94 TL peşinat ve 37.885,73 TL kredi taksitleri olmak üzere toplam 93.647,57 TL'sinin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

        Sözleşmenin bu şekilde feshi, fuardan çıkarma veya fuarın kısmen veya tamamen iptali durumunda katılımcı, fuar katılım bedelinden başka, masraf, gecikme faizi ya da zarar ziyan adıyla bir talepte bulunma hakkına sahip olmadığını önceden beyan kabul ve taahhüt eder " düzenlemesinin bulunduğu, sözleşme de düzenleyici olan davalıya, fuarın düzenleme tarihini değiştirme de dahil olmak üzere geniş yetkiler tanındığı, davacı/katılımcının, bu madde ile düzenleme tarihinde davalı/düzenleyici tarafından yapılabilecek değişiklikleri ve bunun sözleşmenin fesih sebebi olmayacağını kabul ettiği, her iki tarafın tacir olup, davacı tarafından imzalanan sözleşmenin davacı şirket açısından bağlayıcı olduğu, bu nedenle davacının fuar tarihinin ertelenmesi nedeniyle sözleşmeden dönme ve ediminin iadesi talebinin haklı olmadığı kanaatine varılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: Açılan davanın REDDİNE, 1-Alınması gereken 179,90...

          Bu durumda mahkemece, davacının akdin kendisinin kusuru olmaksızın ifasının imkânsız hale geldiği iddiası kanıtlanamadığı, davalı arsa sahibinin davacı yetkilisine verdiği vekâletnamedeki yetkilerini kullanmaması için vekâletten azletmesi, sözleşmeden dönme niteliğinde olmayıp tarafların sözleşmeden dönme konusunda iradeleri uyuşmadığı ve davacının TBK'nın 137 ve 138. maddelerine göre bir talebi de bulunmadığında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme sonucu kısmen kabulü doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

            Sözleşmeden dönmenin hukuka ve sözleşme koşullarına uygun olduğu, alacağın istenebileceği davacı tarafça ispat olunamadığından, mahkememizce davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

              Uyuşmazlık Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; İlk Derece Mahkemesince, davacı taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen dönme hakkına ilişkin hukuki sebep yönünden reddedilip irade sakatlığı hukuki sebebine dayalı kabul edilmiş olması ve bu karara ilişkin davacı tarafça istinaf isteminde bulunulmamış olması karşısında, sözleşmeden dönme hakkına ilişkin hukuki sebep yönünden davacı taleplerinin reddine ilişkin gerekçenin davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturup oluşturmayacağı, buradan varılacak sonuca göre sözleşmeden dönme hakkına dayalı olarak davacı taleplerinin kabulüne ilişkin Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. D. Gerekçe 1. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 342, 352, 353 ve 355 inci maddeleri 2. Değerlendirme 1....

                UYAP Entegrasyonu