Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili;görevli mahkemenin tüketici mahkemesi olduğunu,uzman olmayan bilirkişiden rapor alınarak iş bu raporun hükme esas alındığını, iç mimar bilirkişilerden rapor alınması gerektiğini, davacının iddia ettiği ayıbın gizli ayıp değil açık ayıp olduğunu, iddia edilen ayıpların tolere edilebilir mobilya üretiminin olağan ayıplarından olduğunu, teslim sonrası kötü ve hor kullanıma dair tespitin de yapılması gerektiğini savunarak;kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava; ayıplı mal satışı sonucu, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı şirketin,tacir sıfatını haiz olup tüketici tanımına girmediği gözetildiğinde göreve yönelik istinaf nedeni yerinde değildir....

    Davalı ---- cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketten satın alınan --- plakalı araç ile ilgili olarak müvekkili şirket ve aracın üreticisi konumundaki------ huzurdaki davada ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ile bedelin iadesi ve uğranılan zararın tahsili talep edildiğini, davacı taraf iş bu davayı satın aldığı aracın ayıplı olduğuna dayanarak sözleşmeden dönmeyi talep ettiğini ve bedel iadesi ile uğradığını iddia ettiği zararları talep ettiğini, davacının beyanlarında da belirtildiği üzere davacı, ---- ettiğini, davacının bu aracı mesleki faaliyeti için edindiğini, müvekkili şirket ---- yetkili satış ve servis bayisi olup söz konusu araçların üreticisi konumunda olmadığını, araçların üretim aşamasına dahil olmamış olup ----- araçların, sektördeki tecrübesi ve güvencesiyle satımını ve satış sonrası servis hizmetini yerine getirdiğini, davaya konu olan ---- --------- önemli adetlerde ihracı yapıldığını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte iddia ettiği ayıp nedenine bağlı...

      Kat 229 bağımsız bölümün tapu kaydının iptal edilerek müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde taraflar arasında imzalanan 09/06/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin sözleşmeden dönme talepli beyanı nedeni ile müvekkilinden herhangi bir bedel cezai şart talep edilmeksizin iptalini, müvekkili tarafından davalıya ödenen 422.875,00 TL 'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak suretiyle her bir ödemenin ödeme tarihinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına talep etmiştir....

      Bu durumda davacı TBK 227-I-1 ve II. Fıkraları gereğince sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava konusu telefonda ayıbın gizli ayıp olması, sonradan ortaya çıkması, tamir hakkının kullanılmasına rağmen telefondaki sorunların giderilememesi, davalı teknik servislerin sorunu giderememesi nedeniyle davacının davasının kabulü ile bedelin iadesi gerekmiştir. Davalı Aplle firması tarafından tamir işlemlerinin yerine getirildiği, buna rağmen telefonun imalattan kaynaklı arızasının bulunması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Konuya ilişkin bilirkişiden rapor alınmış, 30/12/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Davacı, ... (Cihaz) marka cep telefonunu 19.08.2019 tarihinde aldığı, cihazın ilk olarak 14.04.2020 tarihinde ... Apple Yetkili Teknik Servisine teslim edilmiş olduğu, ardından 13.07.2020, 11.09.2020, 05.10.2020, 04.12.2020, 11.12.2020 tarihlerinde toplam altı kez arıza sebebiyle ......

        Dava, davacının satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece; dosya kapsamında görüşüne başvurulan bilirkişi raporuna da atıf yapılmak suretiyle dava konusu ürün ile ilgili davacının seçimlik haklarında ücretsiz tamir hakkını kullanmış olduğu, seçimlik haklardan birisi kullanıldıktan sonra diğer seçimlik hakların kullanılamayacağı, dava konusu ürün açısından azami tamir süresi olan 30 günün aşıldığına ilişkin dosyada herhangi bir delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş ise de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dayanak alınan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile ilgili olarak ... Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelik ilgili hükmü hatalı değerlendirmek suretiyle; süre aşımının ispatı külfetinin davacıya ait bulunduğu ve davacının bunu ispata yarar belge sunmamış olduğunu ifade ettiği anlaşılmıştır....

          Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....

            İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşme maddeleri incelenmiş ve taşınmazın fiili durumu dosya kapsamında belirlenmiştir. 6502 sayılı TKHK'nın 45.maddesi kapsamında davacının sözleşmeden dönme sebepleri, satıcının yükümlülüklerini hiç yada gereği gibi yerine getirip getirmediği, davacı tüketicinin sözleşme ve fiili duruma göre konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç vb. yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme bedelinin %2'sine kadar tazminat ödeme yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı tartışılmamıştır. Tüm sözleşme bedeli, tüketici tarafından ödemesi gerçekleştirilen bedel ve de cezai şart miktarı dikkate alındığında taraflar arasında yapılan ibra sözleşmesindeki cezai şart kesintisinin miktar itibarıyla tüketici aleyhine sonuçlar doğuran ve de haksız şart vasfı taşıyan bir sözleşme hükmü olup olmadığının da tarafların hukuka uygun hak ve menfaatleri örselenmeksizin tartışılması gerekmektedir....

            Maddesine göre bağlı kredi sayılamayacağını, davacının ilgili yasal mevzuat ile kendisine tanınan sözleşmeden dönme / cayma hakkını kullanmadığı ve teslim tarihi geçmeden dava ikame edildiği hususunun yerel mahkeme tarafından gözardı edildiğini, 6502 sayılı TKHK'nin “Sözleşmeden Dönme” başlıklı 45. Maddesi ve Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesinin 7....

            Maddesine göre bağlı kredi sayılamayacağını, davacının ilgili yasal mevzuat ile kendisine tanınan sözleşmeden dönme / cayma hakkını kullanmadığı ve teslim tarihi geçmeden dava ikame edildiği hususunun yerel mahkeme tarafından gözardı edildiğini, 6502 sayılı TKHK'nin “Sözleşmeden Dönme” başlıklı 45. Maddesi ve Ön Ödemeli Konut Satışları Hakkında Yönetmelik’in 9. maddesinin 7....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:Dava, davacının satın aldığı aracın ayıplı olduğu iddiası ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir. 6325 sayılı yasanın 18/A maddesinde; İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir....

              UYAP Entegrasyonu