Sözleşmeden dönme hâlinde taraflar, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulur ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebilirler. Bu durumda borçlu (yüklenici) temerrüde düşmekte kusuru olmadığını ispat edemezse; alacaklı (iş sahibi), sözleşmenin hükümsüz kalması sebebiyle uğradığı zararın giderilmesini de isteyebilir (TBK.m.125). Bir başka değişle, sözleşmeden dönme, yerine getirilen edimlerin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde geri verme yükümlülüğünü doğurduğu gibi sözleşmenin hükümsüz kalmasından kaynaklanan zararların da “menfi zarar” kapsamında tazmin edilmesini gerektirir. TBK'nın 125/2. fıkrası gereğince iş sahibinin sözleşmenin hükümsüz kalmasından kaynaklanan zararlarını menfi zarar kapsamında talep edebilmesi için, yüklenicinin kusurlu olması, temerrüde düşmesi ve iş sahibinin sözleşmeyi geriye etkili feshetmesi gerekir. Yüklenicinin kusuru, kast veya ihmal şeklinde olabilir....
İlk derece mahkemesince; Davacının bedel iadesine yönelik davasının kısmen kabulüne, 313.700,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedel iadesine yönelik fazla talep konusuz kaldığından fazla kısım yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacının gecikmeden kaynaklı tazminata ilişkin davasının reddine karar verilmiş olup, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dava, tapu iptali tescil, olmadığı takdirde sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile gecikme tazminatı talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile ilgili talebi yönünden davanın kabulüne gecikmeden kaynaklı tazminat yönünden reddine dair karar verilmiştir. Karar davalı tarafça istinaf edilmiştir....
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı davasında, davalının aydınlatma armatürleri yaptığını, armatürlerin içerisine monte edilen komponentleri davacıdan satın aldığını, alınan komponentlerin arızalı olması sebebiyle müşterilerinden iade aldıklarını, durumu 09/10/2013 tarihinde davacı tarafa da bildirdiklerini, davacı tarafın ürünlerdeki ayıbı kabul ettiğini ve misli ile değiştirmeyi teklif ettiğini, davalının misli ile değiştirme teklifini reddederek sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, konponentlerin tamamının ayıplı çıkması nedeniyle armatürlerin tamiri yoluna gidildiğini, bu nedenle davalının zararı oluştuğunu belirterek sözleşmeden dönme hakkını kullandıklarını ve ayıplı ürün bedeli olan 32.834,50-TL nin iadesi ve cari hesapta takas ve mahsubunu talep ettiklerini, ayıplı çıkan mallar nedeniyle oluşan zararları için de 15.000,00-TL maddi, 15.000 TL manevi tazminatın karşı dava olarak davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....
Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Davacı, bağımsız bölümün süresinde teslim edilmemesi nedeni ile sözleşmeden dönme, ödenen bedelin iadesi, konut kredi sözleşmesinin feshi, ödenen taksitlerin faizi ile iadesi, konuttaki ipotek şerhinin kaldırılması ve kira kaybının tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. 15.01.2015 tarihli celsede davacı vekili; öncelikli taleplerinin sözleşmeden dönme olduğunu, aksi halde yoksun kalınan kira bedelinin tahsilini istediklerini bildirmiştir. Mahkemece, teslimden itibaren süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığından sözleşmeden dönme hakkının kullanılamayacağı, ancak yoksun kalınan kira kaybının istenebileceği gerekçesi ile diğer taleplerin reddine, yoksun kalınan kira kaybının davalılardan tahsiline karar verilmiştir....
Davacı vekili, davalı vekililin de hazır bulunduğu 04/03/2021 tarihli celsede; dava dilekçesindeki talep sonucunu ıslah ettiğini bildirerek , aracın kendilerinde kalmasını, taleplerinin ayıp oranında indirim olarak 5.000,00 TL bedel indirimi yapılmasını, 700,00 TL araç mahrumiyet bedeli, 3.000,00 TL manevi tazminat, 7.042,15 TL araç zorunlu masraf bedeli olarak ıslah ettiği anlaşılmıştır....
Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi ve bunun da mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamış ve hükmün 1.fıkrasında ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmiş; daha sonra Bölge Adliye Mahkemesinde bu karar kaldırılarak ayıpsız misli ile değişimi yönünde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama sonunda; "Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava ayıplı mal nedeniyle tüketici hukukundan kaynaklı seçimlik haklardan sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi hakkının kullanımı talebine ilişkindir. Davacının davalı taraftan Tunceli Merkez Atatürk Mah. 1722 ada ada 2 nolu parsel A Blok bodrum kat bağımsız bölüm:2 de bulunan taşınmazı 27.02.2014 tarihinde 89.000TL ye satın aldığı, meskende zemin ve duvarlarda deformasyon olduğu, ağır bir nem kokusu olduğu, sözleşmeden dönülerek bedelini iadesini talep ettiği, davalı ayıplı mal satışı olmadığını, bedeli kabul etmediklerini davanın reddini talep ettiği anlaşılmıştır....
Dava, satım konusu malın ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme ve satış bedelinin iadesine ilişkindir....
Dava dilekçesi içeriğine, iddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin iş bedeli oranında ayıp nedeniyle talepte bulunduğuna göre davada ayıp nedeniyle eserin reddi ve sözleşmeden dönme mi yoksa ayıp nedeniyle bedelde indirim talebinde bulunduğu hususunun davacıdan sorularak sonucuna göre inceleme yapılması gerekecektir. Bu husus değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Ayrıca kabule göre; iş sahibinin seçimlik hakkını düzenleyen 6098 sayılı TBK'nın 475/1. maddesinde eser kabule icbar edilemeyecek şekilde ayıplı olur ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, 2. fıkrada ise eseri alıkoyup ayıp oranında bedelde indirim isteme hakkı mevcut olup son fıkrasında aşırı zarar doğuracaksa iş sahibinin sözleşmeden dönme hakkını kullanamayacağına dair düzenlemeler mevcuttur. Mahkemece bu madde ve anılan fıkraları uyarınca değerlendirme yapılmamıştır. Bu haliyle alınan rapor ve ek raporlar hükme esas alınamaz....