İşbu bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmış olup bu nedenlerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise manevi yönden bir zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığından ispatlanamayan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur." şeklindeki gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 9.499,00-TL’si dava konusu makine ücreti, 6.100,00-TL’si dava dışı 3. kişiye ödenen tutar olmak üzere toplam 15.599,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, davacının manevi tazminat davasının manevi yönden gördüğü zararı ispatlayamadığından REDDİNE karar verilmiştir....
İşbu bilirkişi raporunun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olması sebebiyle hükme esas alınmış olup bu nedenlerle davacının maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının ise manevi yönden bir zarara uğradığına ilişkin delil bulunmadığından ispatlanamayan manevi tazminat davasının reddine karar vermek gerektiği kanısına varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur." şeklindeki gerekçelerle davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile, 9.499,00- TL’si dava konusu makine ücreti, 6.100,00- TL’si dava dışı 3. kişiye ödenen tutar olmak üzere toplam 15.599,00- TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE, davacının manevi tazminat davasının manevi yönden gördüğü zararı ispatlayamadığından REDDİNE karar verilmiştir....
Asıl dava, taşınmaz alım satımı sebebi ile sözleşmeye aykırılıktan kaynaklı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkin olup, karşı dava ise, sözleşmeye aykırılık sebebi ile tahliye ve fuzuli işgal nedeni ile ecrimisil istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir talebi ise, karşı T1 A.Ş. vekili tarafından talep edilen alım satıma konu taşınmazın tedbiren müvekkili şirkete iadesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından anlaşıldığı üzere; asıl dava İstanbul Anadolu 1. Tüketici Mahkemesi'nin 2019/55 Esasına kayıtlı olarak açılmış ve burada davacı vekili taşınmazın ayıplı olduğu gerekçesi ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiştir....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 17.12.2018 tarihli ve 2017/1208 E., 2018/2067 K. sayılı kararıyla; dava dilekçesinin içeriği ve ön inceleme tutanağındaki belirleme nazara alındığında davanın 6502 sayılı yasa kapsamında ücretsiz onarım hakkının kullanılmasına rağmen maldaki ayıbın giderilemediği iddiasına dayalı sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkin olduğu anlaşıldığından davalıların davanın konusuna ilişkin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, 6502 sayılı Kanun'un 56 ncı maddesi ve ... Belgesi Yönetmeliği'nin 9 uncu maddesi hükmünde düzenlenen, zorunlu ... kapsamında kalan malın tamiri mümkün değil ise, tamir süresi aşılmış ise veya tamir yapılmasına rağmen tekrar arızalanır ise tüketicinin diğer seçimlik haklarını kullanabileceği, bu seçimlik hakların kural olarak bedel iadesi ve misli ile değişim talepleri olduğu, tüketicinin bu seçimlik haklarını satıcı ile birlikte üretici ve ithalatçıya karşı kullanabileceği, bu durumda davalı ithalatçı ......
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu dairenin ayıplı olması nedeniyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 8, 9, 10 ve 11 inci maddeleri. 3....
Dava konusu olayda, davacı 10.04.2007 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçesinde ve az yukarıda belirtilen, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan olan "bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme" seçeneğini tercih etmiş olmasına ve yargılama aşamasında ve 7.5.2009 günlü celsede de islaha karşı çıkılmamış olmasına göre, davacının bu talebi dikkate alınarak, araç bedelinin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aracın ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 770,42-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, (84,52-TL); Takdiren 2.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bent kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, aracın ayıplı olduğu ve dava dışında sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin karşılandığı ve ancak bunu aşan maddi zararının bulunduğu iddiası ile maddi ve manevi tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır....
Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ayıbın sadece aracın km'sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebininin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....
Bu durumda davacı TBK 227-I-1 ve II. Fıkraları gereğince sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Dava konusu telefonda ayıbın gizli ayıp olması, sonradan ortaya çıkması, tamir hakkının kullanılmasına rağmen telefondaki sorunların giderilememesi, davalı teknik servislerin sorunu giderememesi nedeniyle davacının davasının kabulü ile bedelin iadesi gerekmiştir. Davalı Aplle firması tarafından tamir işlemlerinin yerine getirildiği, buna rağmen telefonun imalattan kaynaklı arızasının bulunması nedeniyle manevi tazminat talebinin reddi gerekmiştir. Konuya ilişkin bilirkişiden rapor alınmış, 30/12/2021 tarihli bilirkişi raporundan özetle, Davacı, ... (Cihaz) marka cep telefonunu 19.08.2019 tarihinde aldığı, cihazın ilk olarak 14.04.2020 tarihinde ... Apple Yetkili Teknik Servisine teslim edilmiş olduğu, ardından 13.07.2020, 11.09.2020, 05.10.2020, 04.12.2020, 11.12.2020 tarihlerinde toplam altı kez arıza sebebiyle ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 137,88 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, 03.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....