Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde ayrı ayrı özetle; Tüketici davacının sözleşmeden dönmesi ve bedel iadesi talebinin hukuki olmadığını, bağımsız bölümün davacıya eksiksiz ve kusursuz olarak fiilen teslim edildiğini, konutun zilyetliğinin 17/07/2018 tarihinde davacıya zilyetliğin devri suretiyle geçmiş bulunduğunu, davacının sözleşmeden dönme iradesinin hukuki geçerliliği olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar karşı davacılar vekilleri karşı dava dilekçelerinde özetle; davacının kredi ödemelerini yapmadığı için sözleşmenin feshedildiğini, davacıya karşı ecri misil ve tahliye talebi olduğunu talep etmiştir....
Bu durumda mahkemece davalı yüklenici sözleşmede kararlaştırılan süre geçmesine rağmen eseri tamamen monte ederek çalışır vaziyette teslim etmek şeklindeki edimini yerine getirmediği ve davacı iş sahibi sözleşmeden dönme ve ödediği bedeli geri istemekte haklı olduğundan davalı tarafından teslim ve monte edilip kullanılmayan makinelerin davalı yükleniciye iadesi koşuluyla davacının kanıtladığı ödemelerin davalıdan istirdadına karar verilmesi gerekirken dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile davanın tümden reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....
İstinaf Sebepleri Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aracın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesi veya bedelinin iadesi taleplerini ihtarname ile karşı tarafa bildirdiklerini, cevap olarak araçta bir sorun olmadığını ihtarname ile bildirdiğini ancak dava açıldıktan sonra aracın ayıplı olduğunu kabul ederek ödemede bulunulduğunu, satılan ve bedel karşılıklı olarak iade olunmadığı için sözleşmeden dönmenin henüz gerçekleşmediğini, bu nedenle araç bedelinin, faizinin, bütün zarar ve masrafların taraflarına ödenmesi gerektiğini, ancak araç kiralama bedeli ve güncel araç değer farkının ödenmediğini, munzam zararlarının söz konusu olduğunu ve karşılanmadığını, satış bedelinin zamanında taraflarına iade edilmesi halinde araç kiralamak zorunda kalmamış olacaklarını, hiçbir sorun çıkmadan eğer arabayı ayıpsız bir şekilde kullanmaya devam ediyor olsalardı ve aracı satabilselerdi şuan piyasa fiyatına göre kâr etmiş olacaklarını, fakat kusurlu davranan davalı tarafın şuan hakkaniyete aykırı...
Davacı tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunma hakkı olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmakla, oy birliği ile aşağıdaki hükmün kurulması cihetine gidilmiştir....
Somut olayda, davacı, 27.12.2010 tarihinde satın aldığı aracının kilometresi ile oynanmış ve hasarlı olması nedeniyle ayıplı olduğunu iddia ederek satış bedelinin iadesi ya da ayıplı araç satılması nedeniyle 4.000,00 TL. nin davalıdan tahsili için eldeki davayı açmıştır. Davalı bedel iadesi şartlarının oluşmadığını savunmuştur. Mahkemece, dava konusu ayıbın sadece aracın km'sinin indirilmesinden kaynaklandığı, sözleşmeden dönme yerine semenin indirilmesinin hakkaniyete daha uygun olduğu ve buna göre davacının zararının 1.500,00 TL olduğu, davacının diğer taleplerinin yerinde olmadığı gerekçesiyle sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebininin reddine karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu aracın kilometresinin indirilmiş olması nedeniyle gizli ayıplı olarak satıldığı tespit edilmiştir. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile bundan davacıya karşı sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....
Mahkemece kararın dairemizin bozma ilamında belirtilen ''..Bedel iadesi sözleşmeden dönmenin, geç teslim nedeniyle kira ve diğer tazminatları istemekte ifanın devamını istemenin sonuçlarından biridir. Hal böyle olunca çelişkili olan dava dilekçesi açıklattırılarak davacının müteahhit ile yaptığı sözleşmeden dönüp dönmediği sorulmalı, sözleşmeden dönme hakkını kullandığı takdirde kullandırılan kredi miktarı tespit edilerek bu bedelle sınırlı olarak bankanın sorumlu olduğu kabul edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir..'' gerekçesiyle bozulması sonrası bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş ve davacı tarafa sözleşmeden dönüp dönmediği hususu sorulmuş, davacı vekili beyanında; '' biz davadışı müteahhit ile yaptığımız sözleşmeden dönmüyoruz. Davadışı müteahhit inşaatı yarım bırakarak kaçması sebebi ile meydana gelen bilirkişi raporu ile hesaplanan zararlarımızı istiyoruz. Davamızın kabulünü talep ederiz.'' demiştir....
nedeniyle yoğun gürültünün olduğunu belirterek sözleşmeden dönerek ödediği bedelin iadesini, tapunun iptalini ve daire için yaptığı masrafların tarafına ödenmesi ile manevi tazminat istemiştir....
Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
Somut olayda aracın gizli ayıplı olduğu, davacının seçimini bedel iadesi yönünden kullandığı açıktır.Yeni alınan bir araçta bu denli çok arızanın meydana gelmesinin araçtan beklenilen faydayı ve sürekli kullanımı engeller nitelikte bulunduğu, bu nedenle davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin yerinde olduğu, Mahkemece de bu ilkeler dikkate alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemizce yapılan değerlendirmede; davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve süresinde ayıp ihbarının yapıldığı, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesinin kabul kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddî olay ve hukukî değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, bu suretle davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b-1 maddesi hükmü gereğince esastan reddine karar verilmiştir....
Dosya kapsamından, davacının daha evvel Burdur İcra Dairesi'nin 2010/3108 sayılı dosyası ile ilgili taşınmaz vaadinin yerine getirilmemesi nedeniyle ödediği 10.000TL'nin iadesi amacıyla icra takibi başlattığı, itiraz üzerine görülen .... ...2010/151E. sayılı itirazın iptali davası sonucunda ise davanın kabulüne karar verildiği, davacının bu şekilde ilgili satış vaadi sözleşmesi gereğince ödediği bedeli tahsil ettiği, davacının işbu davadaki talebinde de mahsup isteğinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde, davacı daha önceki bedel iadesi talebiyle sözleşmeden dönme iradesini göstermiş ve seçimlik hakkını bedel iadesinden yana kullanmış olduğundan, artık aynı sözleşmeye dayanarak rayiç bedel isteminde bulunamaz. Mahkemece, bu yön gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....