Sulh Ceza Mahkemesinin 17/03/1988 tarihli ve 1988/183 esas, 1988/178 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün arşiv kaydının silinmesine yönelik talebinin kabulüne ilişkin .... Sulh Ceza Mahkemesinin 17/10/2018 tarihli ve 2018/5 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan 6831 sayılı Kanunun 2/B madde şerhinin silinmesi istemine ilişkin davadan dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 09/06/2014 gün ve 2014/3794 - 2014/6210 sayılı ilâmıyla onanmasına karar verilmiş; süresi içinde davalı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü: K A R A R Davacı gerçek kişi, dava konusu 66 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde yer alan 6831 sayılı Kanun'un 2/B madde şerhinin silinmesi istediğinde bulunmuş, mahkemece, tapunun beyanlar hanesinde yer alan 2/B madde şerhinin, 6292 sayılı Kanun gereğince re’sen terkin edilmesi nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; bu karar Hazine vekili tarafından, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik olarak temyiz edilmiş, Dairemizce...
Oysa, taşıyıcı sorumluluk poliçesinde kamyon klozu ve bunun yanında hırsızlık eylemi teminat kapsamı altına alınmış olup, emniyeti suistimal suçu ise teminat kapsamına dahil edilmemiştir. Kamyon klozunda ise sadece ateş, yıldırım, seylap, dere taşması, çığ, toprak ve dağ devrilmesi, yanması, çarpması, çarpışması neticesinde taşınan malın uğrayacağı ziya ve zararlar teminat altına alınmaktadır. Somut olayda, davacının temin ettiği sürücü hakkında ...fabrikasından aldığı yağları, alıcıya teslim etmediği iddiasıyla emniyeti suistimal suçundan kamu davası açılmış, yapılan yargılama sonucunda verilen mahkumiyet kararı deracattan geçerek kesinleşmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde ortak yere elatmanın önlenmesi, tapu kütüğündeki eklenti kaydının silinmesi vs. istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I 1- Dava konusu eklenti nitelikli Kat Mülkiyeti kütüğünde E-1,2 olarak gösterilen kömürlüklerin Tapuda 3 nolu bağımsız bölümün eklentisi olarak gösterilip gösterilmediği sorularak gösterilmiş ise buna ilişkin tapu kaydının Tapu Sicil Müdürlüğünden, 2- Dava konusu anataşınmazın onaylı mimari projesi varsa tadilat projesi ve kat maliklerinin bu projeye muvafakat verip vermedikleri sorularak tüm belgelerle birlikte Belediye Başkanlığı İmar Müdürlüğünden, getirtilip dosyaya konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 17.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Arşiv kaydının silinmesi istenen mahkûmiyetin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359. maddesinde "vergi kaçakçılığı" olarak düzenlenen suça ilişkin olması ve bu mahkûmiyetin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu'nun 3. maddesinde hak yoksunluğu olarak yer alması nedeniyle, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun karar tarihinde yürürlükte olan geçici 2. maddesinin 2. fıkrasındaki açık düzenleme gereğince, sözü edilen mahkûmiyetle ilgili arşiv kaydının silinmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, talebin reddi yerine arşiv kaydının silinmesine karar verilmesi yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlere ve incelenen dosyaya içeriğine göre, ihbarnamedeki kanun yararına bozma isteği yerinde görüldüğünden; Denizli 1....
Sulh Ceza Mahkemesinin 20/06/2002 tarihli ve 2001/636 esas, 2002/517 sayılı kararı ile, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 466/1. maddesi ile verilerek ertelenen, 142.365.600 Türk Lirası ağır para cezası ilamı ile ilgili, arşiv kaydının silinmesi talebinde bulunduğu, talep ve hüküm tarihi itibariyle, 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun, 05/04/2012 tarihli ve 6290 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikten önceki geçici 2/2. maddesi uyarınca, arşiv kaydının silinmesine mahkemesince karar verileceğinin düzenlenmiş olduğu gözetilmeksizin, isteminin yetki yönünden reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmamıştır. IV- Sonuç ve Karar: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, 1- KADIKÖY 2....
silinmesi işlemleri, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu’nun geçici 2/3. maddesi uyarınca, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünce yerine getirilecektir....
nin ticaret sicilinden 20.08.2009 tarihinde resen silinmesi üzerine mahkeme tarafından şirketin tüzel kişiliğinin ihya edilmesi amacı ile ihya davası açılması için taraflarına kesin süre verildiğini, devam eden bir dava dosyası bulunan şirketin resen terkininin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle borçlu olan bir ticari şirketin ticaret sicilinden silinmesi tüzel kişiliği sona erdirmeyeceğini, bu nedenlerle ...'nün ... sicilinde kayıtlı ...A.Ş. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir. Davalı ... Müdürlüğüne dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, davaya cevap verilmediği görüldü. Dava, şirketin ihyası istemine ilişkindir. Dava hukuksal niteliği itibariyle, ticaret sicil kaydı silinen şirketin ihyası istemine ilişkindir....
Ağır Ceza Mahkemesinin 05/10/1990 tarihli ve 1990/41 esas, 1990/74 sayılı kararının infazını müteakip, hükümlünün 23/10/2009 tarihli dilekçesi ile yaptığı sabıka kaydının silinmesi talebi üzerine, 5352 sayılı Adlî Sicil Kanunu'nun geçici 2/2 ve 3682 sayılı Adli Sicil Kanunu'nun 8. maddeleri uyarınca silinme koşulları gerçekleştiğinden arşiv kaydının silinmesi talebinin kabulüne ilişkin, aynı Mahkemenin 30/10/2009 tarihli ve 2009/452 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 27.05.2010 tarih ve 33689 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 14.06.2010 tarih ve 2010/139642 sayılı tebliğnamesiyle Dairemize gönderilmekle incelendi....
Davacı vekili 08.06.2010 günlü oturumda “yabancı şirketin sicil kaydının terkin edildiği anlaşıldığından yeniden tebligat yapılmasına gerek yoktur” şeklinde beyanda bulunmuş, mahkemece de davalı yabancı şirkete tebligat yapılmadan hüküm oluşturulmuştur. Davalı yabancı şirket 19.01.1995 tarihli sözleşmeye göre yüklenici sıfatıyla taraf konumundadır. Dairemizin bozma ilâmından sonra yabancı şirkete tebligat yapılması için Adalet Bakanlığı kanalıyla gerekli işlemler yapılmışsa da, şirketin 10.11.2008 tarihinde ticaret sicil kaydının silinmesi nedeniyle tebligatın yapılamadığı bildirilmiştir. Davalı yabancı şirket sözleşmenin tarafı olduğuna göre, bu davada bu şirkete husumet yöneltilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bir davalı hakkında husumet yokluğu nedeniyle red kararı verilebilmesi için yapılan işle ilgisinin olmaması ve sözleşmede taraf sıfatının bulunmaması gerekir....