Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan 5237 sayılı TCK’nın 142/1-b, 116/2, 151. maddelerinde belirtilen suçlar için öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 ve 67/4 maddelerinde belirtilen 8 yıllık dava zamanaşımının, suç tarihi olan 08.04.2005 gününden inceleme tarihine kadar geçmiş bulunması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk ... müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan hükmün açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma sebebi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’un 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davasının, 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 05.11.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    Temyiz sebebi ancak hükmün hukuki yönüne ilişkin olabilir.'' şeklinde düzenlendiği de gözetilerek suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz isteminin, suça sürüklenen çocuğun suç işleme kastını bir an için bile düşünmeyerek araçtan uzaklaştığı, bu nedenle davaya konu eyleme hiç başlamadığı ve suça sürüklenen çocuğun beraatine karar verilmesine ilişkin olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede; Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükümde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla istinaf isteminin esastan reddine dair karar hukuka uygun bulunduğundan, suça sürüklenen çocuk müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddiyle, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, usul ve yasaya uygun olan İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5. Ceza Dairesinin kararına yönelik temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün ONANMASINA, 22.09.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

      Ceza Dairesinin kararına yönelik TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile HÜKMÜN ONANMASINA, 24/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ceza Dairesi'nin kararına yönelik temyiz isteminin esastan reddi ile hükmün ONANMASINA, 22/05/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          , aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi yapılmamıştır....

            Ancak; 1- Suça sürüklenen çocuğun eylemini birden fazla görevliye karşı bir suç işleme kararı kapsamından tek bir fiille işlediğinin anlaşılması karşısında TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanmaması 2- Suça sürüklenen çocuğun eylemini aleni olan sokakta işlediğinin anlaşılması karşısında TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma sebebi yapılamayacağı, 3- CMK'nın 150/3. maddesi düzenlemesi gözetilmeden yargılamaya zorunlu müdafinin yokluğunda devam edilerek hüküm kurulması, Kanuna aykırı ve suça sürüklenen çocuk .... müdafinin temyiz nedenleri bu nedenlerle yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden yargılama yapılırken CMK'nın 326/son maddesi gereğince kazanılmış hakkkın saklı tutulmasına, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak 14/03/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              e teslim ettiği, bu tanığın da, takıları sanığa emanet ettiği, sanığın kayınpederinin elinde boşanma ilamıyla gelerek altınları tanık İbrahim'den istemesi üzerine tanık İbrahim ve sanığın altınları bu kişiye iade ettikleri, buna göre, sanığın, söz konusu altınları aldığını inkar etmediği, altınları kendisine emanet eden tanık İbrahim'e geri verdiği, altınların kime ait olduğu hususunda taraflar arasında hukuki bir ihtilaf bulunduğu, sanığın suç işleme kastıyla hareket etmediği dikkate alınarak bu gerekçelere dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılama sonunda, suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin, herhangi bir gerekçeye dayanmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 11/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi yaptırmamak için direnme HÜKÜM : Mahkumiyet ertelemeli KARAR Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre ve kabule göre sanığın müştekileri yaralamak suretiyle direndiği ve yaralama suçundan da maddi zararın oluştuğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma düşüncesine iştirak edilmeyerek dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı erkek, Türk Medeni Kanunu'nun 164. maddesinde gösterilen terk hukuki sebebiyle boşanma isteminde bulunmuştur. Davacı erkeğin genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı bir talebi bulunmamaktadır. Münhasıran özel boşanma sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında genel boşanma sebebine (TMK m. 166/1) dayalı olarak karar verilmesi mümkün değildir. Zira, hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır (HMK m. 26/1). Mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında herhangi bir kanun maddesi belirtmeksizin davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir....

                    Ancak; 1-Mağdura ait bir adet dizüstü bilgisayar, iki çeyrek altın, kredi kartı ve bir adet ikamet anahtarını çalan sanığın soruşturma aşamasında suça konu eşyalardan sadece dizüstü bilgisayarın yerini göstermek suretiyle kısmi iade gerçekleştirdiği, kovuşturma aşamasında ise mağdurun tüm zararını gidermiş olduğunun anlaşılması karşısında, öncelikle mağdurdan 5237 sayılı TCK’nın 168/1-4. maddesi gereğince gerçekleştiği belirtilen kısmi iade nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmasına rızası bulunup bulunmadığı sorulduktan sonra şayet rızanın bulunması halinde sanık hakkında TCK’nın 168/1-4. maddesinin uygulanması aksi durumda ise kovuşturma aşamasında gerçekleşen tam tazmin sebebi ile sanık hakkında TCK’nın 168/2. maddesinin uygulanması zorunluluğunun gözetilmemesi, 2- Sanığın nitelikli hırsızlık eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında aynı mağdura yönelik birden çok kez gerçekleştirmiş olduğu gözetilerek sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin...

                      UYAP Entegrasyonu