Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, soybağının düzeltilmesi istemine ilişkindir. ... .... Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın soybağına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... ....Aile Mahkemesi ise uyuşmazlığın nüfus kaydında düzeltim niteliğinde olduğunu belirtilerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Aile Mahkemeleri TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK'nın 286. vd.), babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda; davacı, ... ili, ...ilçesi, .... kayıtlı 20.07.2009 doğumlu ....isminde bir kızlarının olmadığı halde yanlışlıkla nüfus aile kaydına yazılmış olduğunu, bugüne kadar bu durumdan haberlerinin olmadığını, bilahare taraflarına gönderilen ......
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile çocuk T5 ile davacı T1 arasındaki soybağının reddine ve nüfus kayıtlarına tesciline, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının harç, yargılama giderleri vekalet ücreti yönünden yerinde olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve davayı ön inceleme duruşmasından önce dilekçeler aşamasında kabul ettiğini, müvekkili aleyhine harç ve vekalet ücreti dahil olmak üzere yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Babalık ( Soybağının reddi ) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça; harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece davacının davasının kabulü ile çocuk T5 ile davacı T1 arasındaki soybağının reddine ve nüfus kayıtlarına tesciline, karar verildiği görülmüştür. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının harç, yargılama giderleri vekalet ücreti yönünden yerinde olmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediği ve davayı ön inceleme duruşmasından önce dilekçeler aşamasında kabul ettiğini, müvekkili aleyhine harç ve vekalet ücreti dahil olmak üzere yargılama giderlerine hükmedilmemesine karar verilmek üzere yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava; Babalık ( Soybağının reddi ) davasıdır. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça; harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden süresinde istinaf talebinde bulunulmuştur....
TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Yukarıda belirtildiği üzere soy bağının reddi davası babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır....
Sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının ortadan kaldırılması, Türk Medeni Kanununun 286'ncı maddesinde düzenlenen soybağının reddi davasıyla değil, aynı Yasanın 294'ncü maddesinde düzenlenen "itiraz ve iptal" davasıyla mümkündür. Anılan maddeye göre, "Ana ve babanın yasal mirasçıları, çocuk ve ....ı, sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulmasına itiraz edebilir. Çocuğun alt soyu da, çocuğun ölmüş ya da ayırt etme gücünü sürekli olarak kaybetmiş olması halinde itiraz hakkına sahiptir. İtiraz eden, kocanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür."...
Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK md. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/02/2020 NUMARASI : 2019/490 ESAS 2020/96 KARAR DAVA KONUSU : Babalık (Soybağının Reddi) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı T4 evli olduklarını, taraflar arasında derdest boşanma davasının bulunduğunu, müvekkilinin çocuklar Betül, Şengül, T8 DNA testi yapılması talebinde bulunduğunu, müvekkiline soy bağının reddi davası açıp açmayacağı hususunda süre verildiğini, bu sebeple müvekkili tarafından soybağının reddine ilişkin işbu davayı açtıklarını, müvekkili ile çocuklar arasındaki soybağının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddini talep etmiştir....
Koca, karısının doğurduğu çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek, ana ve çocuğa karşı soybağının reddi davasını açar. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve babaya karşı açılır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma sözkonusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmaz. Böyle bir durumda açılacak dava soybağının reddi davası olmayıp somut olayımızda olduğu gibi nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. 2- Çocuk evlilik dışında doğmuş, ana ve babası sonradan evlenmiş ise, evlilik dışında doğmuş bu çocuklar ana ve babanın evlenmesiyle kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olurlar (m.291). Kanun, bu yolla kurulan soybağına sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulması demektedir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "Dava, evlilik dışı dünyaya gelen çocuk ile biyolojik babası arasında soybağının kurulması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu 301. Maddesi: 'Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlenmesini ana ve çocuk isteyebilirler' hükmünü haizdir. Huzurdaki davanın davacısı olan, küçük Hasan Güner'in babası olduğunu iddia eden davacının babalık davasını açmaya yetkisi yoktur. HMK 114. Maddesi gereğince dava takip yetkisine sahip olunması dava şartıdır ve dava şartı HMK 115. Maddesine göre 'Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır.' Huzurdaki davanın konusu küçük Hasan Güner ile davacı arasındaki soybağının kurulması ve nüfusa tescili istemine yöneliktir. Davacının bu davayı takip yetkisi bulunmadığından dolayı HMK 115/2. maddesi gereğince DAVANIN SIFAT YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE " karar verilmiştir....
Soybağının reddi davası ile kayıt düzeltme davası, sonuçları (hane dışına çıkarmak) bakımından benzerlik göstermekte ise de, içerik ve yargılama kuralları açısından kendi özel hükümlerine bağlıdır. Soybağının reddinde, kişisel duruma ilişkin nüfus kaydında yer alan bilgi doğru olarak meydana gelmiş ve kütüğe tescil edilmiştir. Ancak bu doğru daha sonra soybağının reddi davası ile teknik anlamda bir yanlışlığa dönüştürülmüştür. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, nüfus kaydının gerçek durumu yansıtmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur (HGK'nin 30.01.2008 tarihli ve 2008/2-36-47 sayılı kararı). Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, dava konusu küçük yanıltıcı beyanla davalıların çocuklarıymış gibi nüfus kayıtlarına işlenmiştir....