Davacı koca vekiline gerekçeli kararın tebliğ mazbatasında tebliğ memurunun adı soyadı bulunmamakta (Teb. Kanunu madde 23), yine davacı vekiline temyiz dilekçesinin tebliğ mazbatasında da tebliğ edenin ve tebliğ edilenin adı soyadı bulunmamaktadır. (Tebligat Kanunu mad. 23) Bu nedenle davacıya yapılan tebligatlar geçersizdir. Davacı vekiline kararın ve temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile tebliğ belgesinin eklenerek gönderilmesi için dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE oybirliğiyle karar verildi. 18.02.2009 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Tebligat Kanunu'nun 29/3. fıkrasına göre, tebliğ evrakı tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını ihtiva etmelidir. Davalı ... Tüzel Kişiliği ve davalı ... adlarına çıkartılan gerekçeli karar tebligatlarının üzerinde tebligat memurunun adı-soyadı ve kaşesi bulunmadığından Tebligat Kanunu'na aykırı olarak yapılan tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmakla, adı geçenlere gerekçeli kararın Tebligat Kanunu ve Tüzüğü'ne uygun olarak tebliği ile temyiz süresinin beklenmesi, bundan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı erkeğin temyiz dilekçesinin davacı kadın vekiline tebilği için düzenlenen mazbatada muhatabın adı, soyadı ve imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzası bulunmadığı için yapılan tebligat usulsüzdür. Açıklanan sebeple davacı kadın vekiline temyiz dilekçesinin usulüne uygun tebliği ile katılma yoluyla temyiz süresi de beklenildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalli mahkemesine İADESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 25.10.2017 (Çrş.)...
(idari düzeltmeden önce soyadı ...)'ın baba hanesini (kardeşlerini de gösterir şekilde) nüfus kayıt tablosunun ve de idare tarafından 22.10.2009 tarihinde yapılan soyadı düzeltilmesine ilişkin evrakların dayanağı belgelerle ilgili merciinden getirtilerek evrak arasına eklendikten sonra Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHALLİNE GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.10.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece neticeten ve özetle"...davanın kabulüne,çocuğun soyadının davacı annesinin kızlık soyadı olan -Çelen-olarak değiştirilmesine"karar verilmiş,karara karşı davalılardan T4 vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı T4 vekili istinaf dilekçesinde özetle;"...aşamadaki vakıaları tekrar ile ispatlanamayan davanın reddi gerektiğini"istinaf sebebi yapmıştır. GEREKÇE;Dava, çocuğun soyadının veli olan davacı annenin kızlık soyadı olarak değiştirilmesi talebinden ibarettir. HMK'nun 355. maddesi gereğince ; istinaf dilekçesinde sayılan sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır....
e bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin 2. fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki 1. Cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra, bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi velayetin anneye bırakılması hallerinde bu hakka sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek amacıyla bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....
Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir..." TMK' nın 27.maddesi gereğince; "adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenilebilir. Ad değişikliği nüfus siciline kayıt ve ilan olunur. Ad değişmekle kişisel durum değişmez. Adın değiştirilmesinden zarar gören kimse, bunu öğrendiği günden itibaren başlayarak bir yıl içinde değiştirilme kararının kaldırılmasını dava edebilir." Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır....
e bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anaya bırakılması hallerinde, velayet hakkına sahip anaların çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4. maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi, ilk defa soyadı alınması ile ilgili bulunduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında bu kuralın günümüzde sadece bazı istisnai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....
ya bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anaya bırakılması hallerinde, velayet hakkına sahip anaların çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4. maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi, ilk defa soyadı alınması ile ilgili bulunduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında bu kuralın günümüzde sadece bazı istisnai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....
ın velayetinin davacı anneye bırakıldığı anlaşılmaktadır. 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4. maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek için bir çaba içine girip bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi Soyadı Kanununun, ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istisnai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....