Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

teşkil edeceği, evlilik birliği içinde doğan çocuğun taşıdığı ailenin soyadını, evlilik birliğinin sona ermesi ile kendisine velâyet hakkı tevdi edilen annenin kendi soyadı ile değiştirmesini engelleyici yasal bir düzenlemenin bulunmadığı, soyadı değişikliğinin çocuğun üstün yararına aykırı bulunmadığı ve çocuğun soyadı değişmekle kişisel durumunun değişmeyeceği” gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir....

    Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı, usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Yine 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36.maddesinin (b) bendine göre "Ad değişikliği halinde, ... bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." hükmü yer almaktadır....

      Sözü edilen bu madde bendine göre "aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir; soyadı değişikliğinde Nüfus Müdürlüğü eş ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelerden, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğünden getirtilen aile nüfus kayıt tablosu içeriğinden; Yalova Asliye Hukuk Mahkemesinin 23.02.1999 gün ve 1999/188-142 sayılı kararı ile davacının babası ... "..." olan soyadının "..." olarak değiştirildiği, bu mahkeme kararı doğrultusunda -hüküm tarihinde- ergin bulunmayan davacının soyadının da "..." olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. Soyadı, aile adıdır. Türk Medeni Yasasının 321. maddesi hükmü uyarınca çocuk doğduğu anda ana ve baba evli ise ailenin, evli değilse ananın soyadını taşır. Babanın soyadının değişmesi ile ailenin (bu kişinin kendisi ile birlikte eşinin ve ergin olmayan çocukların da) soyadı düzeltilir. Babanın açtığı soyadı (aile adı) ../.....

        İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltmesi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyorum. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabul etmesi gerektiği görüşündeyim....

          Diğer taraftan 2007/276 Esas sayılı asıl davaya ilişkin karar 12.12.2011 tarihli ve 2011/14314 Esas 2011/15348 Karar sayılı ilamla Soyadı Kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız olduğundan “... kızı ...'nın tapu kaydındaki kimlik bilgilerine soyadı eklenmesi davasının kabulüne karar verilmesi doğru olmadığı gerekçesi ile Dairemizce bozulmuştur....

            Bilindiği üzere; 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesinde Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesi'nin 5. maddesinde Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır, 7. maddesinde de Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesinde yer alan 'yabancı ırk ve millet isimleriyle' ibaresinin, Anayasa'nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile; '2525 Sayılı Kanunun 3. maddesinde yer alan itiraz konusu ibare ile yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı; 24.12.1934 günlü, Soyadı Nizamnamesi'nin 5. maddesinde yeni alınan soyadlarının Türk dilinden alınacağı kurala bağlanmıştır....

            Bilindiği üzere; 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesinde Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesi'nin 5. maddesinde Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır, 7. maddesinde de Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 Sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesinde yer alan 'yabancı ırk ve millet isimleriyle' ibaresinin, Anayasa'nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile; '2525 Sayılı Kanunun 3. maddesinde yer alan itiraz konusu ibare ile yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı; 24.12.1934 günlü, Soyadı Nizamnamesi'nin 5. maddesinde yeni alınan soyadlarının Türk dilinden alınacağı kurala bağlanmıştır....

            ın bekarlık hanesine...ad ve soyadı ile tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının ... ile gayriresmi ilişkisinden doğan kızının, babası .... hanesine anne adı ....'nin resmi eşi .... gösterilmek suretiyle ... ad ve soyadı ile yazıldığı, açılan dava ile annesinin gerçek annesi ... olarak düzeltildiği, diğer yandan aynı çocuğun teyzesi ... ile onun eşi ... hanesine ... ad ve soyadı ile yazıldığını bildirerek ... ve ...'ın kayıtlarının iptali ile annesi davacı ... (kızlık soyadı Yanç) bekarlık hanesine tescili, adının ... olarak, soyadının da evlilik dışı doğması nedeni ile Yanç olarak kaydedilmesini istemiştir. Mahkemece ... ve ... aynı kişi olduğundan, ...'nin kaydının iptaline, ...'ın ad ve soyadının ......

              in ilk kocasının ölümü ile dul iken yaptığı kısa süreli evliliğin boşanma ile sonuçlanması üzerine kızlık soyadı olan "..." soyadını aldığını, oysa ...'in ölen ilk kocasının soyadı olan "..." soyadı ile tanındığını, kendisinin de bu soyadını kullandığını ve resmi belgelerde özellikle Almanya'da "..." soyadını taşıdığını ileri sürerek bekarlık soyadı olan "..."in ikinci evliliğinden önceki dul kaldığı soyadı olan "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Davanın yasal dayanağını 4721 Sayılı Türk Medeni Yasasının 173. maddesi oluşturmaktadır. Bu madde hükmüne göre boşanma halinde kadın evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir. Somut olayda davacı kadın evlenmeden önce dul olduğuna göre boşanma ile önceki dul kaldığı "..." soyadını yeniden alması asıldır. Dul iken ancak hakimden bekarlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı düzeltilmesine ilişkin davada ... 11. Aile ve 7. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, davacının kızlık soyadı ile birlikte kullandığı koca soyadının bir takım zorluklar yaşamasına neden olduğunu bildirerek, evlilik soyadı olan koca soyadının kaldırılarak sadece kızlık soyadının verilmesi istemine ilişkindir. Aile Mahkemesince, davacının evlilik sırasında koca soyadı ile birlikte kullandığı koca soyadının iptalini istediği davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk ise, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu