WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hal böyle olunca; davacının soyadı olarak talep ettiği, annesinin soyadı olan "Lienemann" olarak değiştirilmesini isteği, "Lienemann" kelimesinin yabancı kelime olduğu, Türk dilinde böyle bir kelimenin bulunmadığı, 21/06/1934 tarihli 2525 sayılı Soyadı Kanunun 3. maddesi, 24/12/1934 tarihli 2981 sayılı Soyadı Nizamnamesinin 5. ve 7. maddelerinin halen yürürlükte bulunan hükümleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda haklı nedenlerin olması halinde dahi yeni alıncak soyadın ancak Türk dilinden ve Türkçe kökenli kelimelerden alınabileceği hükmünün amir olduğu ve yabancı kökenli kelimelerin soyadı olarak alınamayacağının açık olduğu gözetilerek ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmamaktadır....

İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyiz....

    Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17. maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18. maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek davacının evlenmekle aldığı soyadını değiştirmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi, 2-4721 sayılı Medeni Yasanın 321....

      yasaklayan bir kural bulunmadığını, Türkçe dışında bir dilde soyadı alınmasının yasak olduğunu bahsedenin ise Soyadı Tüzüğü olduğunu, bir kimsenin kimliğinin belirlenmesinde en önemli unsur olan soyadı üzerindeki hakkın sınırları Kanun ile belirlenmiş olup bu hakkın vazgeçilmez, devredilmez, feragat edilmez ve kişiye sıkı surette bağlı bir kişilik hakkı olduğunu, soyadı üzerindeki hakkın, mutlak haklardan olması nedeniyle Soyadı Kanunu'nda yabancı dilde soyadı almayı açıkça yasaklayan bir kural yer almamasına rağmen mahkemenin Soyadı Tüzüğü'ne dayanarak davanın reddine karar verilmiş olmasının yasaya, usule ve hukukun genel ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırılması ve müvekkili T1'ın ismine "Çalışkan" eklenerek isminin "T1", soyadının ise "Mzhavanadze" olarak değiştirilmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur....

      Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.3.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilamı ile; “…2525 sayılı Yasa’nın 3. maddesinde yer alan itiraz konusu ibare ile yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı; 24.12.1934 günlü, Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde yeni alınan soyadlarının Türk dilinden alınacağı kurala bağlanmıştır. Böylece yeni alınacak soyadlarının yabancı ırk ve millet ismi olmaması ve aynı zamanda Türk dilinden alınması zorunluluğu getirilmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/894-1995/351 sayılı 15.05.1995 tarihli ilamı ile boşandıkları, davacının bekarlık hanesine dönerek bekarlık soyadı olan "..." soyadı ile nüfus kaydının açıldığı, dolayısı ile davacının ... olarak kayıtlara geçtiği anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 173. maddesinin ikinci fıkrası (Mülga 743 sayılı Türk Medeni Kanununun 141. maddesi) boşanan kadının belirli koşullar altında kocasının soyadını kullanabileceğini düzenlemiştir. Nüfus Hizmetleri Kanununun Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 59. maddesinin 1. fıkrası "Boşanan kadının koca hanesindeki kaydı kapatılıp önceki soyadı verilerek, bu evlenmeden önce kayıtlı bulunduğu hanedeki nüfus kaydı açılır.", 3. fıkrası ise "Hakim, boşanan kadının kocasının soyadını taşımasına izin vermiş ise kadın bu evlenmeden önce kayıtlı bulunduğu haneye, taşımasına izin verilen koca soyadı ile döner ve burdaki nüfus kaydı açılır." hükümlerini içermektedir....

        Türk Medeni Kanununun 187. maddesinde kadının, evlenmekle kocasının soyadını alacağı ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği hükme bağlandığından, evli kadının evlilik soyadının iptali isteminin bu gerekçe ile reddi yerine; 2525 sayılı Kanunun 3. ve Soyadı Tüzüğünün 7. maddelerinde "yabancı ırk ve nüfus adları soyadı olarak kullanılamaz" yine Soyadı Tüzüğünün 5. maddesinde de "yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır" hükümlerine yer verildiği gerekçesi ile davacının değiştirmek istediği soyadının anılan Yasa ve Tüzük hükümlerine aykırılığından reddedilmesi doğru değil ise de, sonucu itibari ile doğru olan kararın gerekçe değiştirilerek ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine 14.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle mahkeme kararının onanması gerektiği görüşündeyiz....

            Kişinin adı ve soyadı üzerindeki hak, kişilik haklarının bütün özelliklerini taşır ve mutlaktır; şahsa sıkı sıkıya bağlı haklardan olup bir başkasına devredilemez. Soyadı, nesilden nesile intikal eden ve bir kişinin bir soya bir aileye bağlılığını ifade eden addır veya nesep bağı ile ya evlenme ile ya da evlat edinme yolu ile yahut da idari kararla kazanılır. 2525 sayılı Soyadı Kanunu kişiye seçerek soyadı kazanma hakkı tanınmıştır. Soyadı değişikliğine dair haklı sebeplerin neler olacağı konusunda belirlenmiş bir kural bulunmamakla birlikte, dürüstlük kuralına göre, kişinin o soyadını taşımamakta bir yararı varsa soyadının değiştirilmesine cevaz verilmelidir. Ancak edebe aykırı ve gülünç kelime ya da kavramların, aşiret, yabancı ırk ve millet isimlerinin, rütbe ve memuriyet bildiren isimlerin soyadı olarak alınmasına izin verilmez....

            Mahkemece tapu kayıt malikinin soyadı yasasının yürürlüge girmesinden evvel öldüğü ve soyadının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarihli resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden “Müheymit oğlu ...’ın” 1917 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Soyadı kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız ise de; nüfus kayıtlarına “Müheymit oğlu ...’ın” soyadının “ ...” olarak yazıldığı ve soyadı aldığı anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarına soyadı yazıldığından dava kanıtlandığı taktirde tapu kaydına da soyadın yazılması olanaklıdır. 2010/7589-9359 Öte yandan, davacının tapu kayıt malikinin baba adının düzeltilmesi istemine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır....

              UYAP Entegrasyonu