Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece 05.05.1927 olan ölüm tarihinin 1963 olduğunun tespitine ve nüfus kaydının bu şekilde düzeltilerek tesciline, Meryem'in 05.05.1927 de Soyadı Yasasından önce ölmesi nedeni ile soyadı eklenmesinin mümkün olmadığı gerekçesi ile soyadına yönelik istemin reddine karar verilmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Mahkemece davacının babaannesi Meryem'in 1963 tarihinde öldüğünün tesbitine karar verilmiştir. Soyadı Kanunu 02.07.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarih 2741 sayılı resmi gazetede yayımlanmış ve Kanunun 14. maddesine göre de, yayın tarihinden altı ay sonra yürürlüğe gireceği belirtilmiştir....

    Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların soyadı nüfusta "... ..." olarak kayıtlı ise de, soyadlarının iki sözcükten oluşmasından dolayı ve ayrıca aile çevresinde çeşitli sorunlarla karşılaşması nedeni ile soyadlarının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece, İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2005 tarih 2005/170 sayılı kararı ile davacıların soyadlarının değiştirildiği, ikinci kez soyadı değişikliği yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içindeki bilgi ve belgelerden, davacı ...'ın soyadı "..." iken İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.05.2005 gün 2005/170 sayılı kararı ile "... ..." olarak değiştirildiği, davacı ...'ün ise ... ile evlilik nedeni ile bu soyadı taşıdığı anlaşılmaktadır....

      Ancak; Davacının almak istediği soyadının Soyadı Kanununun 3 ve Soyadı Tüzüğünün 7 ve 5.maddeleri gereğince "..." olarak değiştirilmesi mümkün olmadığı gerekçesi ile isteminin reddine karar verilmiş ise de aynı zamanda Japon vatandaşı da olan davacının önceki soyadı olan "... tekrar soyad olarak almasına engel bir durum bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece soyadı değişikliğine ilişkin davanın Türk Medeni Kanununun 27.maddesi kapsamında incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının reşit olmadığı dönemde babası tarafından açılan dava sonucu yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabul etmesi gerektiği görüşündeyiz. ÜYE ÜYE...

          Somut olayda; davacının eşinden boşandığı ve velayeti altındaki çocuğunun babasının soyadı yerine kendi soyadı olan "Saltuk" olarak değiştirilmesine ilişkindir. Bu nedenle, 6100 Sayılı HMK'nın 382/2-a-2 kapsamında olan uyuşmazlığın Gaziosmanpaşa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 06.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre davacının murisinin soyadı almadan vefat ettiği sabittir. Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece "dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen "''...'' ile davacının murisi ''...''...

              Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre davacının murisinin soyadı almadan vefat ettiği sabittir. Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece "dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ''... oğlu ...'' ile davacının murisi ''... oğlu ... ...''...

                AHM'nin 2011/671 – 2011/753 sayılı kararı ile soyadı ... iken ... olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, soyadı değiştirme talebinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı incelenmeksizin, "birden fazla soyisim tashihi yapılamayacağı" gerekçesiyle istek reddedilmiştir. Mahkemenin ret kararı, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunun 36. maddesinin (1.) fıkrasının (b) bendinde yer alan "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" şeklindeki hükme dayanmakta ise de, Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 tarih ve 2011/34-48 sayılı kararıyla bu fıkra iptal edilmiş ve iptal kararı 06.10.2012 tarih 28433 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla, yürürlükten kalktığından; mahkemece, işin esasıyla ilgili deliller toplanıp, incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddi doğru görülmemiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayet Sahibi Annenin Açtığı Dava ile Soyadı Arslan Olarak Değiştirilen Küçüğün Soyadının Davacı Babanın Soyadı Olarak Değiştirilmesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı, dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'dan olma çocuk...'in baba soyadı olan “....” soyadını taşırken, boşanma nedeni ile velayet hakkı sahibi annenin açtığı dava ile ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/296 Esas sayılı davası ile soyisminin annenin soyismi olan "..." olarak değiştirildiğini, Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre evlilik birliğinde doğan çocuğun baba soyadını taşıyacağını bildirerek 12.10.2002 doğumlu....'...

                    Nüfus kayıtlarına göre.....28.08.1917 tarihinde soyadı almadan ölmüştür. Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız bulunduğundan nüfus kayıtlarında soyadı bulunmayan...... tapu kaydına soyadının ilave edilmesi suretiyle kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması doğru değildir.’’ gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda 1218 parsel sayılı taşınmazın maliki ölü ......oğlu olarak düzeltilmesine, diğer istemlerin reddine karar verilmiş ve karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu taşınmazların hükmen tesciline esas alınan ........

                      UYAP Entegrasyonu