Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir kayıt düzeltmesi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyorum. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabul etmesi gerektiği görüşündeyim....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 18.06.2013 tarihli maddi hatanın düzeltilmesi talebini içeren yazısı üzerine yapulan incelemede; Dairemizin 16.05.2013 tarih ve 2012/19706 Esas, 2013/20261 Karar sayılı ilamında başlık kısmında sanık ... 'nin soyadı sehven ... olarak gösterildiği anlaşılmış olup Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 18.06.2013 tarih ve 2011/107107 sayılı karar düzeltilmesi talebini içeren yazıları ile maddi hatanın 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın maddi hatanın düzeltilmesi talebi yerinde görüldüğünden, Dairemizin 16.05.2013 tarih ve 2012/19706 Esas, 2013/20261 Karar sayılı kararının başlık kısmındaki sanığın soyadı olarak belirtilen ... ibaresi kaldırılarak yerine ... ibaresi yazılması ve diğer kısımları aynı kalmak suretiyle hükmün DÜZELTİLMESİNE, 04.07.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

      Somut olayda;davacı 112409 ada 3 ve 112412 ada 1 parsel sayılı taşınmazlarda murisinin “... kızı ...“ olan kaydının nüfus kaydına uygun düzeltilmesini istemiştir.Murisin nüfus kaydı incelendiğinde “... kızı ...” olarak kayıtlı olduğu,soyadının bulunmadığı görülmektedir.Toplanan delillerden tapu malikinin davacının murisi olduğu tespit edildiğinden baba adının düzeltilmesi kararı doğrudur.Ancak dosya içinde bulunan nüfus kayıt örneğinde murisin soyadı bulunmadığı halde murise “...” soyadının eklenmesi doğru görülmemiştir.Bu nedenle murisin nüfus kaydında soyadı alıp almadığı yeniden araştırılmalı ve soyadı almamış ise bu talebin reddine, almış ise şimdiki gibi davanın kabulüne karar verilmesi gerekir. Mahkemece yapılan inceleme ve araştırma yeterli görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 09.11.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        ın nüfustaki kayıtta soyadı "..." olarak geçmektedir. Ayrıca veraset ilamında da ...'ın soyadı ... olarak geçmektedir. Yukarıda da değinildiği gibi isim düzeltme davalarında malikin tapudaki kimlik bilgilerinin nüfus kaydına uyumlu hale getirilmesi amaçlanmaktadır. Nüfus kayıtlarına göre malikin "..." olan soyadı hükmen "Kuvat" olarak düzeltilmiştir. Mahkemece öncelikle davacının iddia ettiği gibi ...'ın soyadının "Kuvat" olup olmadığına dair nüfus müdürlüğünden gerekli araştırma yapılarak resmi kayıtlardaki soyadı net olarak saptandıktan sonra sonuca gidilmesi gerekirken tapu kaydının nüfus kaydına uygun olmayacak şekilde düzeltilmesi doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 10.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

          İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından çoğunluğun davacının reşit olmadığı dönemde babası tarafından açılan dava sonucu yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davanın reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu halde mahkemenin soyadı değişikliği davasını kabul etmesi gerektiği görüşündeyiz....

            Soyadı yazımı istenilen... bu yasanın yürürlük tarihinden önce 10.12.1929 tarihinde vefat ettiğine göre soyadı olmadan önce öldüğü açıktır. Davacının bu yöne ilişkin istemi açıklanan nedenle reddedilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi yasaya aykırıdır. Bu yön bozma nedeni ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün, HUMK.nun 438/VII maddesi gereğince düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bent uyarınca tüm parsellerdeki paydaş .... kızı...’ ye soyadı olarak yazılan “.....” sözcüğünün hükümden çıkarılmasına ve hükmün DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, 6.4.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....

              İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından, çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyiz....

                İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından, çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşündeyiz....

                  Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre davacının murisinin soyadı almadan vefat ettiği sabittir. Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece "dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen "''...'' ile davacının murisi ''...''...

                    Kimlik bilgileri ancak nüfus kaydına göre düzeltilebileceğinden o kişinin öncelikle soyadı almış olması gerekir. Dosya içerisindeki belge ve bilgilere göre davacının murisinin soyadı almadan vefat ettiği sabittir. Nüfusta soyadı almadan ölmüş kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin soyadı eklenmek suretiyle düzeltilmesi mümkün değil ise de bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre artık nüfus siciline soyadının eklenmesi mümkün olmayan ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de düzeltilemeyen murisin maliki olduğu tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece "dava konusu taşınmazın tapu kaydında tapu maliki olarak görünen ''... oğlu ...'' ile davacının murisi ''... oğlu ... ...''...

                      UYAP Entegrasyonu