Davacının nüfus kaydı incelendiğinde; İsmail ve Mukaddes oğlu olarak T1 isim ve soyismi ile nüfusta kayıtlı olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı olduğu anlaşılmaktadır. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7.maddesinde de “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiş olup, dayanak yapılan yasal mevzuat 2525 sayılı Yasaya dayalı olarak Bakanlar Kurulunca 27/12/1934 tarihinde çıkartılan Soyadı Nizamnamesi kapsamında ırk, millet, aşiret veya kabile isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı ve yeniden takılamayacağı düzenlenmiş bulunmaktadır....
Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız bulunduğundan ve bu nedenle de nüfus kayıtlarında soyadı bulunmayan ...ş’un tapu kaydına soyadının ilave edilmesi suretiyle kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması doğru değildir. Kararın açıklanan bu nedenle bozulması gerekirken davanın kabulüne dair kararın Dairemizce onanması maddi hataya dayalı olduğundan karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 27.09.2011 tarih 2011/10147-11050 sayılı onama kararının KALDIRILMASINA, kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.12.2011 tarihinde oy birliği ile karar verildi...
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'in soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dosyadaki nüfus kaydına göre tapu maliki olduğu iddia edilen davacı murisi ... kızı ... soyadı almadan 16.10.1915 tarihinde ölmüştür. Bu tarihte Soyadı Kanunu yürürlüğe girmemiş olduğundan ve nüfus kaydında soyismi bulunmayan bir kişinin, tapu kaydına soyadı ilavesi mümkün olmadığından davanın reddi gerekirken aksi düşünce ile davanın kabulü yerinde görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda yazılı nedenlerle, davalı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 12.03.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadını usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 28. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre de tanınan çocuklar babalarının hanesine baba adı ve soyadı ile analarının kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir. Somut olayda soyadının değiştirilmesi istenen..., davacı annenin evlilik dışı ilişkisinden doğmuş ve anne hanesine annenin soyadı ile kayıt edilmiş iken sonradan açılan babalık davası sonucunda babası olduğuna hükmedilen Mehmet Gökhan Şahin hanesine Şahin soyadı ile tescil edilmiştir. Saptanan bu durum karşısında yukarıda sözü edilen Yasa maddeleri hükmü göz önünde tutularak davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yolunda hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:"Davanın KABULÜ ile Ordu ili, Ulubey/Ordu İlçesi, Şahinkaya Mahallesi/köyü, Cilt no:8, Hane No:63, BSN:174'de nüfusa kayıtlı olan Seyfi ve Emine kızı, 07/08/1994 İkizce doğumlu, T.C. kimlik numaralı T1 evlilik soyadı olan TEMEL'in İPTALİNE, soyadı olarak bekarlık soyadı olan "ÇELİK" soyadını KULLANMASINA," karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Davalılardan Nüfus Müdürlüğü tarafından, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Bir kişinin adı, haklı nedenlerin varlığı halinde değiştirilebilir ise de onun yerine uygun yeni bir ad konulmadıkça her ne sebeple olursa olsun doğrudan değiştirilmesi istenemez. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde " Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmıyan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz" hükmü belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7.maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 8. Maddesinde "Bir aşirete veya kabileye ilişik anlatan soyadları kullanılamaz ve yeniden takılamaz. " hükümlerine yer verilmiştir....
Yine, 21.06.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde; “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi’nin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.06.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasa’nın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne yapılan itiraz, Mahkemenin 17.03.2011 gün, 2009/47 E.- 2011/51 K. sayılı ilâmı ile reddolunmuştur....
Babanın açtığı soyadı (aile adı) değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğun da soyadı değişmiş bulunduğundan, o çocuk ergin olduktan sonra aynı konuda (aile soyadının değiştirilmesi istemli) dava açamaz; buna 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (b) bendi izin vermez. Açıklanan tüm bu nedenlerle davacının soyadının değiştirilmesi istemli davanın reddi gerekirken, kabulü ile soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalı ...'nün temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün soyadı değişikliği davası açısından HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.03.2009 gününde oyçokluğuyla karar verildi....
Ancak; Dosya içindeki bilgi ve belgelerin yeniden incelenmesinde, davacının "..." olan soy isminin "..." olarak değiştirilmesi isteminin 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesi kapsamında olmadığı gibi 1353 sayılı Türk Harflerinin Kabul ve Tatbiki Hakkında Kanun'a da aykırılık tespit edilmediği, yapılan kolluk araştırması sonucunda davacının soyadı değiştirilmesi talebi yönünden de davasını ispat ettiği göz önüne alındığında davanın tümden kabulüne karar verilmesi gerekirken soyadı değişikliği yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine, 24.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....