Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17. maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18. maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23. maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek davacının evlenmekle aldığı soyadını değiştirmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

    Mahkemece tapu kayıt malikinin soyadı yasasının yürürlüge girmesinden evvel öldüğü ve soyadının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarihli resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden “Müheymit oğlu ...’ın” 1917 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Soyadı kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız ise de; nüfus kayıtlarına “Müheymit oğlu ...’ın” soyadının “ ...” olarak yazıldığı ve soyadı aldığı anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarına soyadı yazıldığından dava kanıtlandığı taktirde tapu kaydına da soyadın yazılması olanaklıdır. 2010/7589-9359 Öte yandan, davacının tapu kayıt malikinin baba adının düzeltilmesi istemine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır....

      eski eşinin soyadı olan .... olduğunu, mavi kart müracaatında da kendisine ... soyadı ile mavi kart verilebileceğinin söylendiğini, davacının doğumla Türk vatandaşı olmasına rağmen kendi isteği ile vatandaşlıktan çıktığından kapalı kayıttaki soyadının düzeltilmesinde hukuki yararı bulunduğunu ileri sürerek, .... olarak geçen soyadının kızlık soyadı olan Güldamlası olarak düzeltilmesini talep etmiş ise de, daha sonra sunduğu ıslah dilekçesi ile davacının soyadının “....” olarak düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

        Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17.maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18.maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23.maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek davacının evlenmekle aldığı soyadını değiştirmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir....

          Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde "..." olan soyadının boşandığı eşinin soyadı olan "Yamanlıca" olarak tashih edilmiş ise de, işyerini kapatmış olduğundan soyadının tekrar baba soyadı olan "..." olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının "Nüfus Kaydının Düzeltilmesine İlişkin Esaslar"ı düzenleyen 36. maddesinin (b) bendine göre ise "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir." Dosyada toplanan bilgi ve belgelere göre davacı, Yamanlıca soyadlı eşinden boşandıktan sonra kızlık soyadı olan ... soyadını almıştır. ... 3....

            Türk Medeni Kanununun 187. ve Soyadı Nizamnamesinin 17.maddelerinde kadının evlenmekle kocasının soyadını alacağı, isterse kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabileceği, daha önce iki soyadı kullanan kadının bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabileceği, Soyadı Nizamnamesinin 18.maddesinde de dul bir kadının evlenmekle yeni kocasının soyadını alacağı, Nüfus Hizmetleri Kanununun 23.maddesinin ikinci fıkrasında ise kadının evlenmekle kaydının kocası hanesine taşınacağı, koca ölse de kadın yeniden evlenmedikçe ölen kocasının aile kütüğünde kalacağı, ancak dilerse babasının kütüğüne dönebileceği öngörülmüştür. Bu durumda kadının kocasından aldığı soyadı ancak yeniden evlenmekle veya kendi isteğiyle babası kütüğüne dönmekle değişebilir. Açıklanan hususlar gözardı edilerek davacının evlenmekle aldığı soyadını değiştirmesine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Davacının talebine konu soyadı değişikliği ../... -2- 2012/6468 2012/11264 de, hukuki niteliği itibariyle TMK'nın 27. maddesinde bahsi geçen haklı nedenle soyadı değişikliği davasıdır ve bu dava türü HMK'nun 383/2-a-2 maddesine göre çekişmesiz yargı işlerinden sayılır. Buna göre çekişmesiz yargı niteliğinde olan haklı nedenle soyadı değişikliği davasının sulh hukuk mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 17.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Ancak; Davacı vekili dilekçesinde, müvekkillerinin çevrede "..." soyadı ile tanınıp bilindiğini beyan ederek nüfus kaydında "..." olan soyadının "..." olarak düzeltilmesini istediğine ve Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarında da kişinin çevresinde tanınıp bilindiği soyadı ile anılmasının ve bunu kayden taşımasının soyadı düzeltilmesi için haklı neden teşkil edeceği kabul edildiğine, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerden davacının "..." soyadı ile çevresinde tanınıp bilindiği anlaşıldığına göre; davacının adının düzeltilmesinde olduğu gibi haklı nedenin varlığı kabul edilerek soyadının da düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yerinde bulunmayan gerekçelerle soyadı düzeltilmesine ilişkin davasının reddi doğru görülmemiştir....

                  Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'nın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Türk Medeni Yasasının öngördüğü "haklı neden" bu kapsam içinde değerlendirildiğinde hakimin bu konudaki takdiri; ileri sürülen nedenin ve yeni alınmak istenen ad veya soyadının toplum değerlerine ve yasanın buyurucu kurallarına ters düşmeyen, özellikle başkalarına veya çevreye zarar vermeyen, incitmeyen nitelikte bulunduğunun saptanmasıyla sınırlı olmalıdır. 2525 Sayılı Soyadı Yasası'nın 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağı belirtildikten sonra bu kanuna göre çıkartılmış bulunan 2891 Sayılı Soyadı Nizamnamesinin 7.maddesinde “yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz”, yine aynı Nizamnamenin 5.maddesinde de “yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır” hükümlerine yer verilmiştir. Bir kişinin adı, haklı nedenlerin varlığı halinde değiştirilebilir ise de onun yerine uygun yeni bir ad konulmadıkça her ne sebeple olursa olsun doğrudan değiştirilmesi istenemez. Soyadı aile adıdır....

                    UYAP Entegrasyonu