Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İdari nitelikteki soyadı değişikliğinin, aynı konuya ilişkin nüfus kaydının düzeltilmesi davasının ancak bir kere açılabileceği hükmü kapsamında değerlendirilmesi haklı nedenlerin varlığı halinde davacının dava açma hakkını engellemesi sonucunu doğuracağından, çoğunluğun davacının babası tarafından dava açmak suretiyle yapılmış bir soyadı düzeltimi bulunduğu takdirde davacının ergin olduktan sonra açtığı soyadı düzeltimi davasının reddi gerektiği yolundaki görüşüne katılmıyoruz. Bu nedenle davacının karar düzeltme isteminin kabulü ile mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerektiği görüşündeyiz....

    nin soyadının yer almadığından "..." soyadı eklenerek kaydın düzeltilmesini talep etmiş, birleşen davada davacılar da murisleri ...’ın ... yazan baba adının ... olarak düzeltilmesini ve yazılmayan soyadı eklenmesini istemişlerdir. Davaya katılan ... ise tapu maliki ... kızı ...’in davacıların murisi olmadığından davanın reddini talep etmiştir. Davalı idare, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili ve katılan vekili temyiz etmiş, Dairemizce 13.10.2009 tarihinde karar onanmıştır. Davalı vekili ve katılan vekili, karar düzeltme istemiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre katılan vekilinin tüm, davalı vekilinin sair karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2-Davacılar murislerinden ... 1917 yılında vefat etmiştir. 21.06.1934 tarihinde kabul edilen Soyadı Kanunu yayımından altı ay sonra 02.01.1935 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Muris ...'...

      Haneye “....” soyadı ile tescil edilmiştir. Adı geçen 1977 yılında İskenderun İlçesi 635 haneye naklen gidişi sırasında belgelere “Dalgıç” soyadı ile geçmiş ve soyadı “Dalgıç" olarak tescil edilmiştir. Dava, soyadının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 27.maddesi, haklı sebebin varlığı halinde soyadın değiştirilmesine ve bu değişikliğin nüfus siciline kaydına imkan vermekte ise de, birinci fıkradaki ifadeden bu değişikliği isteme hakkının ilgili kişiye ait olduğu açıkça anlaşıldığından, ölü olduğu da bilinen .....'ın soyadının değiştirilmesine ilişkin davada davacının aktif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Kaldı ki, ....'ın esas soyadı “....” olup naklen gittiği hanedeki soyadı aslına uygun olarak düzeltilebilir. Ancak, davanın içeriğine göre istemin çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince.... ile ...'...

        Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, kızlık soyadı ... olan davacının ... uyruklu ... ... ile evliliği sırasında eşinin bağlı olduğu aile adı olan ... soyadını aldıklarını ve davacının nüfus kaydının şerhler bölümüne de ... ... ile evlidir kaydının düşüldüğünü, davacının halen ... soyadı ile tanındığını ve ... ... ile evli olmasına rağmen nüfus kaydında ... ... ile evli görünmesinin karışıklığa neden olduğunu ileri sürerek, davacının ... olan soyadının ... olarak ve nüfus kaydındaki ... ... ile evlidir şerhinin de ... ... ile evlidir şeklinde düzeltilmesini istemiş; mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının soyadı ... iken ......

          in velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun soyadı farklı olduğundan sıkıntı yaşadığını belirterek kızı ...'in "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'in soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

            Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi velilerinin soyadı değiştirilmeden küçük Bilge Taşkafa'nın soyadının değiştirilmesi konusunda açılan davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 18.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davacı, koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının bir takım zorluklar yaşamasına neden olduğunu bildirerek, kızlık soyadı olan Karaca soyadının iptaline karar verilmesini istemiştir. Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince, Aile Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Şişli 2. Aile Mahkemesi ise, davacının evlilik sırasında koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının iptalini istediği davada Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, eşin soyadının kullanılmasına izin verilmesi isteği bulunmayıp, evli olan davacının, koca soyadı ile birlikte kullandığı kızlık soyadının iptali istendiğinden, 5490 sayılı Kanunun 35 ve devamı maddelerinde düzenlenen nüfus kayıt düzeltilmesine ilişkin uyuşmazlığın genel hükümlere göre Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....

                un velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun babasının oğlu ile ilgilenmediğini, babasının soyadı olan Özgeç soyadını taşımak istemediğini belirterek oğlunun Özgeç olan soyadının Dönmez olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'un soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  ın velayetinin kendisine verildiğini, çocuğun soyadı farklı olduğundan resmi işlerde sıkıntı yaşadığını belirterek oğlu ...'ın "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesi hükmüne göre doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Bu durumda somut olayda olduğu gibi ananın velisi bulunduğu küçük ...'ın soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın reddi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                    Yağcı'nın babalığına hükmedilmesine karşın nüfusa babasının soyadı ile yazılmadığı ileri sürülerek ...'un soyadının hükmen babası .....'un soyadı olan ..... olarak düzeltilmesine karar verilmesi istenilmiştir. Mahkemece ...'un annesi ile babalığına hükmedilen ...arasında resmi bir evlilik bulunmadığı buna göre çocuğun annesinin soyadı ile tescil edileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. Mahkemenin karar tarihinden (1.3.2006'dan) sonra 29.4.2006 günü yürürlüğe giren 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 28. maddesinin dördüncü fıkrası hükmüne göre, "tanınan çocuklar babaları hanesine baba adı ve soyadı ile onların kimlik ve kayıtlı olduğu yer bilgileri belirtilmek suretiyle tescil edilir." Anılan bu yasa maddesi hükmü uyarınca gerekli karar verilmek üzere mahkeme hükmünün BOZULMASINA, 21.9.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu