Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece davanın soyadı düzeltilmesi isteminin reddi, doğum yeri düzeltilmesi talebinin kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlar ile yasal gerektirici nedenlere göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 11.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Sonuç olarak; Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölmüş olup soy ismi almayan veya herhangi bir nedenle nüfus kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de; bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilebileceği nazara alındığında, kimlik bilgilerine soyadı eklenmesi biçiminde değil, “tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi” şeklinde bir hüküm kurulması gerekir....

      Maddesine istinaden ve 21.06.1934 tarihli 2525 Sayılı Soyadı kanunun 3. Maddesine aykırı olduğundan soyadını değiştirmek istediğini, İlçe Kaymakamlık İdare Kurulunun 06.11.2018 tarihinde 610 Komisyon Karar Sayısı ile kişinin soyadının “KIZILKAYA” iken “CAN” olarak değiştirilmesine karar verildiğini, T1 tekrar Sorgun 1.Asliye Hukuk Mahkemesine başvurarak Soyadı Kanununa aykırı olan KIZILKAYA soyadına dönmek istediğini, bu nedenle T1 soyadı tashihi hakkında verilen kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğundan yerel mahkeme kararının esastan incelenerek bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir....

      Konuyla ilgili 2525 sayılı Soyadı Kanununun 4.maddesinin ikinci fıkrasının “evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babasının seçtiği veya seçeceği soyadı alır” şeklindeki birinci cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptal edilmesinden sonra bilhassa boşanmalar sebebiyle somut olayda olduğu gibi zaruri nedenlerle velayetin anneye bırakılması hallerinde velayet hakkına sahip annelerin çocuklarına kendi soyadlarını vermek amacıyla bu tür soyadı değişikliği davalarını açtıkları görülmektedir. 2525 sayılı Kanunun 4.maddesindeki düzenlemenin, Yasanın genel gerekçesinden de anlaşılacağı gibi ilk defa soyadı alınması ile ilgili olduğu ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki hüküm karşısında, bu kuralın günümüzde sadece bazı istinai durumlarda uygulanabilmesinin söz konusu olduğu Anayasa Mahkemesince de kabul edilmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu Kaydında Düzeltim K A R A R Dava dilekçesi ve mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; tapu kaydında baba adının düzeltilmesi istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulu'nun 13.01.2018 tarih ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 09.02.2018 günlü ve 2018/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip 21.02.2018 tarihli ve 30339 sayılı ... Gazete'de yayımlanarak 01.03.2018 günü yürürlüğe giren Hukuk Daireleri'ne ilişkin iş bölümü uyarınca, “4721 sayılı TMK'nın 1027. maddesine dayanılarak tapu sicilindeki yanlışlığın düzeltilmesi istemiyle (ad ve soyadı düzeltilmesi istemleri dâhil) açılan davalar sonucu verilen hüküm ve kararlara ” yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (1.) Hukuk Dairesi'nin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 27.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Dava Medeni Kanunun 1027. maddesi gereğince tapuda isim düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Tapu Kayıtlarının düzgün tutulmasında kamu yararı bulunup, kayıt düzeltme davalarında mülkiyet nakline meydan vermemek için tapu maliki ile adının düzeltilmesi istenen kişinin aynı şahıs olup olmadığının saptanması gerekir. Tapu Sicil Müdürlüğüne yöneltilerek açılması gereken kayıt düzeltme davalarında, mahkemece sağlıklı bir inceleme yapılmalı, kayıt maliki ile ismi düzeltilecek kişinin aynı kişi olduğu kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanmalıdır....

            Çocuğun soyadı, ana ve babasıyla soybağı ilişkisini göstermektedir. Bu durumda, çocuğun doğumla veya kan bağına dayanan soybağıyla veyahut evlat edinmeye dayanan yapay soybağıyla kazandığı soyadının velayet hakkına sahip ana, babanın ya da çocuk vesayet altında ise, vasinin talebiyle değiştirilip, değiştirilemeyeceği sorunu TMK.nun 321. maddesi hükmü ve soybağına bağlanan hükümler esas alınarak çözümlenecektir. Bu noktada görevli mahkemenin belirlenmesi önem kazanmaktadır. TMK.nun 27. maddesine göre haklı nedene dayalı olarak açılan ad ve soyadı düzeltilmesi davası, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesindeki düzenleme nedeniyle asliye hukuk mahkemesidir. Çocuğun soyadının düzeltilmesi davasında durum farklıdır. Çünkü, velayet hakkının kapsamı dahilinde açılan çocuğun soyadının düzeltilmesi davasının TMK.nun 321 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı hükümleri esas alınarak çözümlenmektedir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocuğun Annesinin Soyadının Kullanmasına İzin Verilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacı anne, boşanma kararı ile velayetleri kendisine bırakılan çocukların soyadlarının değiştirilerek kendi soyadı olan "..." olarak düzeltilmesini talep etmiş, mahkemece; "davanın genel hükümlere dayalı soyadının düzeltilmesi davası olması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu" gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Davacı, mirasbırakanları ... ve ...’ın kayden paydaş oldukları 1195 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında “...” ve “...” olarak yazılı kimlik bilgilerinin, isimlerine soyisimleri eklenmek suretiyle “... ....” ve “... ..” olarak düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının tapu maliki ...'ın soyadının tashihine ilişkin talebinin ...’ın mirasçısı olmaması sebebi ile dava açma sıfatı bulunmadığından reddine, ...’ya ilişkin ise kayıt maliki ... (...) ile soyadı tashihi talep edilen ...'nın aynı kişi olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ispatlandığı gerekçesiyle “...” soyadının eklenerek “... (...) ...” olarak tashihine karar verilmiştir....

                  Sonuç olarak; Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölmüş olup soy ismi almayan veya herhangi bir nedenle nüfus kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de; bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilebileceği nazara alındığında, kimlik bilgilerine soyadı eklenmesi biçiminde değil, “tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi” şeklinde bir hüküm kurulması gerekir.Mahkemece bu yönde verilen karar isabetlidir.Daire çoğunluğunun bozma karar yerinde değildir. Bu nedenle sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılmıyorum....

                    UYAP Entegrasyonu