Mahkemece, kayıt maliki “... kızı ...”’nin nüfus kaydında soyadı bulunmadığından tapu kaydına soyadı eklenemeyeceği için tespit hükmü kurularak; “... kızı ...”nin dosya içerisinde mevcut, aynı mahkemeye ait 2008/119 esas, 297 karar sayılı veraset ilamında mirasçı olarak gösterilen şahısların murisi ... ve ...’den olma, 1881 doğumlu ... olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmü davalı idare vekili temyiz etmiştir. HUMK’nın 74. maddesi gereğince "hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalarıyla mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez". Eldeki davada, davacı kayıt malikinin kimlik bilgisinin düzeltilmesi isteminde bulunduğu ve tespite yönelik bir istemi bulunmadığı halde mahkeme yanılgıya düşerek kayıt düzeltmeye yönelik bir karar verecek yerde, HUMK’nın 74. maddesine aykırı şekilde istem aşılarak tespit hükmü kurması usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir....
Murisin soyadı evlenmekle aldığı soyadı olup tanık beyanlarında murisin babasının "... " olduğu anlaşılmaktadır. ./.. 2009/11668 - 2009/12767 -2- Mahkemece kayıt malikinin baba adının kuşkuya yer vermeyecek ve mülkiyet aktarımına neden olmayacak şekilde araştırması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulmuş olması yanlış olmuş, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) sayılı bentteki nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no.lu bentte açıklanan sebeplerle kararın BOZULMASINA, 12.11.2009 günü oybirliği ile karar verildi....
un yazılı olan baba adlarının nüfus kaydına göre düzeltilmesi ve gene tapu maliklerinden "... kızı ..."nun soyadının nüfus kaydına göre "..." olarak düzeltilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı idare vekilinin diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davaya konu 440 parsel sayılı taşınmazda paydaşlardan "... kızı ..."nun soyadı hakkında da düzeltme yapılması istenmiştir. Adı geçen paydaşın nüfus sicillerinde yazılı soyadı "..." biçiminde yazılı olup tapu sicilindeki yazımla birebir aynıdır. İstemin bu paydaş bakımından reddi gerekir. Adı geçen paydaşın tapu siciline geçen adı "..." olup nüfus sicilindeki adı ise "..." olarak yazılıdır. İsme ilişkin bu yanlış yazım bu aşamada dava konusu edilmediğinden bu konuda bir hüküm kurulmamış olması yasaya aykırılığı oluşturmaz....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 18.10.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda soyadı tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.5.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava tapu sicilinde yanlış yazılan soyadı bilgilerinin düzeltilmesi istemi ile açılmış, istemin kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı idare vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı ... Sicil Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Tapu kütüğünde yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarında Tapu Sicil Müdürlükleri yasal hasımdır....
ın soyadı değişikliğinin eşi ve ergin olmayan çocuklarına teşmiline" ibaresi yazılmak süretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 03.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Nüfusa kaydedilmeden ölmüş veya herhangi bir nedenle nüfusta kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de İdari yoldan tapu kayıtlarında intikal yaptırılamadığından zorunlu olarak dava açılan bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilmelidir. Davaya konu olayda mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen kişinin nüfus sicilinde soyadı mevcut olmadığından, dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgilerinden olan soyadı da nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden tapu kayıtlarında intikal yaptırılabilmesi için mahkemece “dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarında tapu maliki olarak görünen ... ile davacıların murisi ...’in aynı kişi olduğunun tespitine” şeklinde bir tespit hükmü kurulması ile yetinilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.12.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir....
KARAR Dava dilekçesinde, boşanmakla velayeti davacı anneye verilen küçük "Nevzat"ın adının "Murat" olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece çocuğun babası davaya dahil edilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan ve boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanununa göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanununun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMKnun 339/5. maddesine göre, çocuğun adını ana ve babası koyar....
ın adının "Mira" olarak düzeltilmesi istenmiş, mahkemece çocuğun babası davaya dahil edilmeden davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, velayet hakkına dayanılarak açılan, evlilik birliği içinde doğan, boşanma sonucu velayeti anneye verilen çocuğun adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. Ad ve soyadının değiştirilmesi ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir. Adın değiştirildiği nüfus siciline kayıt ve tescil olunur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu'na göre taşınması zorunlu önad ve soyadı, Türk Medeni Kanunu'nun 27. maddesi hükmünün kapsamındadır. Ne var ki; adın haklı sebeple değiştirilmesine ilişkin dava, kişisel durum sicilindeki mevcut kaydın değiştirilmesini ve düzeltilmesini gerektirdiğinden esas itibarıyla "nüfus kaydının düzeltilmesi" niteliğindedir. TMK'nun 339/5. maddesine göre çocuğun adını ana ve babası koyar. Dolayısı ile çocuğun adının değiştirilmesi baba ...'...
Sonuç olarak; Soyadı Kanununun yürürlüğe girmesinden önce ölmüş olup soy ismi almayan veya herhangi bir nedenle nüfus kaydı bulunmayan kişilerin tapu kaydındaki kimlik bilgilerinin düzeltilmesi mümkün değil ise de; bu gibi durumlarda tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun ispatlanması halinde “çoğun içerisinde az da vardır” kuralı gereğince bu yönde bir “tespit kararı” verilebileceği nazara alındığında, kimlik bilgilerine soyadı eklenmesi biçiminde değil, “tapu malikinin davacıların murisi ile aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmesi” şeklinde bir hüküm kurulması gerekir....