Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi Taraflar arasındaki soyadı tashihi istemine ilişkin davada Ankara 9. Aile ile 1. Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 5490 Sayılı Yasanın 35 vd. maddeleri uyarınca nüfus kayıt düzeltilmesi istemine ilişkindir. Davacı, dilekçesinde boşandığı eşi .......in öldüğünü, resmi kayıtlarda eşinin soyadının yazılı olduğunu, kızlık soyadının ise "Yavuz" olduğunu belirtip soyadının ......olarak düzeltilmesini talep etmektedir. Dosya kapsamından; davacının eşinden 2000 yılında boşandığı, bu sırada eşinin 09.01.2002 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Tesbit edilen bu duruma göre, davacının talebi Türk Medeni Yasasının 173. maddesi anlamında boşandığı eşinin soyadının kullanılmasına izin anlamında değil, soyadı düzeltilmesi niteliğinde olduğu anlaşılmakla görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir....

    ın nüfus kaydında gözüken babası ve annesinin gerçek anne ve babası olmadığı ileri sürülerek nüfus kaydının düzeltilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Küçük ...'ın gerçek anne ve babasının nüfus hanesine tesciline karar verilirken, babasının soyadı Bilgen yerine kaydının iptal edildiği hanedeki yazılı olan Alış soyadı ile ve doğum yerinin Köşk yerine Aydın olarak yazılması doğru değil ise de, bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm kısmının 3 numaralı bendinde yer alan "..."...

      K A R A R Dava, TMK'nın 27 ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 35. maddeleri uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. ... Asliye Hukuk Mahkemesince, evli kadının soyadı ile ilgili düzenlemenin TMK'nın 187. maddesi kapsamında olduğu ve TMK'nın aile hukuku kitabında düzenlendiği, 4787 sayılı Kanun uyarınca bu davaya bakma görevinin aile mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... Aile Mahkemesi tarafından ise davanın nüfus kaydının değiştirilmesi talebi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Somut olayda, nüfus kaydında adı ..., soyadı ... olan davacı, adının ..., soyadının ... olarak değiştirilmesini talep etmektedir. Dava, niteliği itibariyle nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğuna göre, uyuşmazlığın ... Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......

        e ait bir nüfus kaydı bulunmadığı gibi, 1925 yılında oğlu ... nüfusa kaydedilirken baba adı hususunda “ölü ....” şerhi düşüldüğüne göre, davacının murisinin Soyadı Kanunu'ndan da önce öldüğü açıktır. Hemen belirtilmelidir ki, Soyadı Kanunu'nun yürürlüğe girmesinden önce ölen kişiler soyadı alamayacaklarından, bunlar yönünden asıl olan nüfus kayıtlarına göre tapu kayıtlarının düzeltilmesi ise de, bu kişilerin tapuda mirasçılarının adlarına intikal yaptırabilmesi açısından tapu kaydında adı geçenlerle aynı kişi olduğunun tespitinin istenilmesinde hukuki yarar bulunduğu kabul edilmelidir. Hâl böyle olunca mevcut duruma göre tapu maliki olarak görünen “....”'nin artık nüfus siciline tescili mümkün olmadığından ve dolayısıyla tapu kaydındaki kimlik bilgileri de nüfus kayıtlarına göre düzeltilemeyeceğinden, Soyadı Kanunu'ndan önce öldüğü de gözetilerek tespit kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Nüfus Soyadı Düzeltilmesi İstemli Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı vekili, müvekkilinin annesi ... ile birlikte yaşadığı, Almanya'da bütün resmi belgelerde soyadının "Mıcıelı" olarak, Türkiye'deki nüfus kayıtlarında ise soyadının babası ...'nin soyadı olan "Şahin" olarak geçtiğini, bu durumun karışıklığa neden olduğunu ileri sürerek nüfus kayıtlarında "Şahin" olarak görünen soyadının "Mıcıelı"olarak düzeltilmesini istemiş; Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....

            Mahkemece davanın ön ad yönünden kabulüne, soyadı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından soyadı yönünden temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı dava dilekçesinde, nüfusta ... ad ve soyadı ile kayıtlı olmasına karşın ... olarak tanındığını bildirerek .... olan adının “...”, ... olan soyadının "...." olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece adın değiştirilmesi isteminin kabulüne, soyadın değiştirilmesi isteminin ise, ilgilinin kendisini büyüten kişinin soyadını almak istemesinin yasal mevzuat önünde haklı bir neden olmadığından reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Yasası'nın 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın düzeltilmesi haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir....

              Mahkemece davacıların soyadı değiştirilme istemleri aynı konuda ikinci kez dava açamayacakları gerekçesi ile reddeddilmiş ise de, bu hususu düzenleyen 25.04.2006 günlü 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36.maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinin "Aynı konuya ilişkin olarak nüfus kaydının düzeltilmesi davası ancak bir kere açılabilir" biçimindeki birinci cümlesinin Anayasa'ya aykırılığı nedeni ile Anayasa Mahkemesi'nin 30.03.2012 gün 2011/34-2012/48 sayılı kararı ile iptal edildiği ve kararın 6 Ekim 2012 tarihinde yayınlanmış olup, mahkemenin davayı reddine dair gerekçesi yerinde değildir. Öte yandan soyadı nizamnamesinin 6. maddesinde "soyadı ya yalnız olarak veyahut "oğlu" ile birlikte kullanılır" hükmü yer almaktadır....

                Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının soyadı ... iken ... Evlendirme Memurluğunca düzenlenen evlenme ihbariyesine göre 16.08.1968 tarihinde evlendiği eşinin soyadı olan ... soyadını aldığı, nüfus kaydının şerhler bölümüne de bu ihbariyeye uygun olarak ... uyruklu ... ... ile evli olduğunun yazıldığı anlaşılmaktadır. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 187. maddesine göre, kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir, somut olayda, davacı evlenmekle evlenme ihbariyesinde eşi olarak gösterilen ... ...'...

                  Dava, nüfus kayıtlarındaki soyadın düzeltilmesi talebine ilişkindir. Dosya içeriği ile toplanan delillerden: davacı Dilek’in evli olmadığı ve bekârlık soyadı olan Kirişçioğulları yerine Jiyan soyadını kullanmak istediği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere; 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3. maddesinde “Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz” hükmü yer almaktadır. Ayrıca; 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesinin 5. maddesinde “Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır”, 7. maddesinde de “Yabancı ırk ve millet isimleri soyadı olarak kullanılamaz” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Diğer taraftan; 21.6.1934 gün ve 2525 sayılı Soyadı Kanununun 3. maddesinde yer alan “…yabancı ırk ve millet isimleriyle…” ibaresinin, Anayasanın 10. maddesine aykırılığı savıyla iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz, mahkemenin 17.3.2011 gün ve 2009/47- 2011/51 sayılı ilamı ile reddedilmiştir....

                  Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi ile “nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” anlaşılır. “Kayıt düzeltilmesi”, aile kütüğüne düşürülmüş nüfus kaydının bir kısmının “düzeltilmesi” veya “değiştirilmesi”dir. Bu dava uygulamada “nüfus kaydının düzeltilmesi davası” olarak adlandırılmaktadır. Önemle vurgulanmalıdır ki; nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, resmi kayıt ve belgelere başvurulabileceği gibi, tanık dahil her türlü kanıta başvurulabilir. 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 36. maddesinde nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet Savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılacağı hükme bağlanmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesi hükmüne göre çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır....

                    UYAP Entegrasyonu