C.Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Davacının 01.11.1987 tarihinde sigortalılığının başladığı, doğum tarihinin 23.01.1989 kesinleşme tarihli yaş tashihi kararı ile 01.07.1969 olarak düzeltilmesine karar verildiği, yaş tashihi kararının sigorta başlangıcından sonra verilip kesinleştiği, yaş tashihi kararının sigortalının doğumuna ilişkin gerçek kayıtlar esas alınarak verilmiş bir kayıt tashihi olmayıp tanık beyanına göre doğum tarihinin düzeltilmesi olduğu, Mahkeme kararlarının kesinleşme tarihinden itibaren hüküm ve sonuçlarını doğuracağı bu durumda ilk tescil tarihinden sonra yapılan yaş tashihinin sigorta işlemlerinde dikkate alınmayacağı ve davacının tahsis talep tarihi olan 02.07.2019 tarihi itibariyle 50 yaş şartını tamamlamadığı, kurum işlemiyle mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçesiyle ... 2....
Ancak ; Tapu kaydında malik olarak yer alan Ahmet Çakıt’ın nüfus kaydında soy adı “Çetin” olup nüfus kaydına göre soy adının düzeltilmesi için açılan dava olup olmadığı taraflardan sorulup, var ise tapuda soy isim tashihine ilişkin kararın kesinleşme şerhli tasdikli bir örneğinin dosya arasına konulduktan sonra, yoksa adı geçen tapu malikinin nüfus kaydına göre soy isminin düzeltilmesi için tapuda soy isim tashihi davası açmak üzere davacı tarafa süre verilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması, Mahkemece bedeline hükmedilen ve fen bilirkişi rapor ve krokisinde A ve B harfleri ile gösterilen ve imar planda park alanda kalan kısımların tapu kaydının iptali ile davalı Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı adına tescili ile birlikte ayrıca yol ile gösterilen kısmın yol olarak terkinine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde tescil ve terkin edilecek kısımların yüzölçümünün hüküm fıkrasında gösterilmemesi...
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ilk işe giriş tarihinin 15/09/1986 olduğunu, Akçaabat Asliye Hukuk Mahkemesinin 1986/283 Esas - 316 Karar sayılı dosyasında verilen yaş tashihi kararının kesinleşme tarihinin ise 30/09/1986 olduğunu, yaş tashihi kararlarının infazı için kesinleşmesinin gerektiğini, somut olayda yaş tashihi kararının davacının işe başladığı tarihten sonra kesinleştiğini, bu nedenle tahsis talebinin reddedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Şu hâlde yukarıda değinilen yasal düzenlemeler uyarınca ilk sigortalılık tescilinden sonra yapılan yaş tashihi niteliğindeki ilamın emeklilik / yaşlılık aylığı işlemlerinde dikkate alınmasının mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı şekilde kabulü yönünden hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir..." B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkeme tarafından yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile uyulan bozma ilamı doğrultusunda davacının açtığı ve kesinleşen yaş düzeltme kararının yaş tashihi niteliğinde olduğu, bu durumda ilk sigortalılık tescilinden sonra yapılan yaş tashihi niteliğindeki ilamın emeklilik, yaşlılık aylığı işlemlerinde dikkate alınmasının mümkün olmadığından ve daha önce bu hususta vermiş olduğumuz ve yukarıda da tekrarlanan 2021/87 sayılı kararımızdaki gerekçenin tekrarı ile dava reddedilip aşağıdaki karara varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. VI.TEMYİZ A....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Nüfus Kaydının İptali - Yaş Tashihi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm nüfus kaydının düzeltilmesi ve yaş tashihi talebine ilişkindir. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'nin 15.06.2010 tarihli ilamı ile de bozma kararı verilmiştir. Temyiz inceleme görevi 18. Hukuk Dairesi'ne ait olmakla birlikte, bu daire tarafından dosya Dairemize gönderilmekle temyiz incelemesinde görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.11.2012 (Çrş.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.2.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda baba isminin tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.3.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 27.9.2005 gününde verilen dilekçe ile tapuda soyadı tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.12.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı tarafından, davalı aleyhine 01.03.2006 gününde verilen dilekçe ile tapuda soyisim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.06.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı idare vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 31.10.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu kaydında isim tashihi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 4.6.2004 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir. Taşınmazların, kadastro tespiti ya da tapuya tescili sırasında mülkiyet veya diğer hak sahiplerinin isim, soy isim, baba adı gibi kimlik bilgilerinin kayda eksik ya da hatalı işlenmesi, kayıt düzeltme davalarının kaynağını oluşturur. Bu nedenle de bu tür davalarla kimlik bilgileri düzeltilirken, taşınmaz malikinin değişmemesi, diğer bir anlatımla mülkiyet aktarımına neden olunmaması gerekir....
Davanın yasal dayanağı 1479 sayılı yasanın “Yaş” başlıklı 66. maddesinde, “ Malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına ilişkin yaş ile ilgili hükümlerin uygulanmasında, sigortalıların ve hak sahibi çocuklarının sigortalının bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihte nüfus kütüğünde kayıtlı bulunan doğum tarihleri, sigortalının bu kanuna tabi olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten sonra doğan çocuklarının da nüfusu kütüğüne ilk olarak yazılan doğum tarihleri esas tutulur. Nüfus kayıtlarında doğum ay ve günleri yazılı olmıyanlar 1 Temmuzda, doğum ayı yazılı olup da günü yazılı olmıyanlar o ayın 1 inde doğmuş sayılır.” denilmektedir. Somut olayda davacının sigortalılık süreci içerisinde yaş tashihi davası açtığı belirlendiğinden ve 1479 sayılı yasanın 66. maddesi gereği sigortalının tescil tarihi sonrasındaki yaş tashihi kararlarının dikkate alınamaması nedeniyle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....