Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez hak ve kamu düzeninden olması, resen araştırma ilkesinin geçerli olması, bordronun 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı TBK ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri ile 6100 sayılı HMK hükümlerine göre senet niteliğinin bulunmaması karşısında katılınmamıştır. 4. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır....
Sağlık Bakanlığı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastahanesi’nin 03.10.2006 tarihinde düzenlenen ve davacının özür durumuna göre % 64 çalışma gücü kaybı oranına uğradığına ilişkin raporu esas alınarak davacı sigortalıya manevi tazminat takdir edilmiştir Maluliyet oranının tesbiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumu’nun hak alanını doğrudan ilgilendirmekte olup, temyize konu tazminat davasında Sosyal Güvenlik Kurumu taraf değildir. Yapılacak iş, davacıya maluliyet oranının tespiti ile ilgili Kuruma başvuruda bulunması ve sürekli iş göremezlik geliri bağlanması için önel vermek Kurumca oranın belirlenmesi ve gelirin bağlanması halinde buna göre karar vermek Kurumca oranın %(0) olarak belirlenmesi ve davacının bu orana itiraz etmesi halinde giderek Sosyal Güvenlik Kurumu ve işveren aleyhine maluliyet oranının tesbiti davası açması için önel vermek, tespit davası bu dava için bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar vermektir....
Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (...; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101-102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....
Çoğunluk görüşüne aşağıda açıklanan gerekçeler ve özellikle sosyal güvenlik hakkının vazgeçilmez hak ve kamu düzeninden olması, resen araştırma ilkesinin geçerli olması, bordronun 4857 sayılı İş Kanunu, 6098 sayılı TBK ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu hükümleri ile 6100 sayılı HMK hükümlerine göre senet niteliğinin bulunmaması karşısında katılınmamıştır. 3. Sosyal Güvenlik Hakkının niteliği: Anayasa’nın 60. Maddesi uyarınca “Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar”. Belirtmek gerekir ki; Sosyal devlet olmanın bir gereği ve sonucu, sosyal güvenlik hakkının tüm bireylere sağlanması ve güvence altına alınmasıdır. Sosyal güvenlik hakkı vazgeçilmez bir anayasal haktır ve kamu düzenindendir. Hizmet tespiti, prime esas kazancın tespiti ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı, bir sosyal güvenlik hakkıdır....
Sosyal güvenliğin finansmanı genel olarak dünyada işçi, işveren ve devletten tahsil edilen prim veya katkı payları ile sağlanmaktadır. Sosyal güvenlikte prim, işçi ve işverenden tahsil edilen ve genelde hak edilen ücretin belli bir oranı üzerinde alınan bir finansman kaynağıdır. Sosyal sigorta primi, kanunun kendilerine karşı güvence sağladığı sosyal risklerden birinin gerçekleşmesi halinde yapılacak sigorta yardımları ile kurum giderlerinin karşılığı olarak kanuna göre belirlenen oranlar üzerinden sigortalının kazancından bir meblağ üzerinden alınan parayı ifade eder. 5510 sayılı Kanunun 79. Maddesi uyarınca prim gelirleri iki alanda kullanılmalıdır. Bu düzenleme emredici bir kuraldır. Buna göre prim gelirleri; a) Sigorta kollarının gerektirdiği yardım ve ödemeler ile b) Kurumun yönetim giderlerinde kullanılmalıdır(Güzel/Okur/Caniklioğlu. Sosyal Güvenlik Hukuku. Yenilenmiş 17. Bası. s: 226). Bu nedenle prim alacağı kamu alacağıdır....
O halde devlet sigortalıların sosyal güvenlik haklarını korumak için önlemler almak zorundadır. 7. Sosyal güvenliğin finansmanı genel olarak dünyada işçi, işveren ve devletten tahsil edilen prim veya katkı payları ile sağlanmaktadır. Sosyal güvenlikte prim, işçi ve işverenden tahsil edilen ve genelde hak edilen ücretin belli bir oranı üzerinde alınan bir finansman kaynağıdır. Sosyal sigorta primi, kanunun kendilerine karşı güvence sağladığı sosyal risklerden birinin gerçekleşmesi halinde yapılacak sigorta yardımları ile kurum giderlerinin karşılığı olarak kanuna göre belirlenen oranlar üzerinden sigortalının kazancından bir meblağ üzerinden alınan parayı ifade eder. 5510 sayılı Kanunun 79. maddesi uyarınca prim gelirleri iki alanda kullanılmalıdır. Bu düzenleme emredici bir kuraldır. Buna göre prim gelirleri; a) Sigorta kollarının gerektirdiği yardım ve ödemeler ile b) Kurumun yönetim giderlerinde kullanılmalıdır(Güzel/Okur/Caniklioğlu. Sosyal Güvenlik Hukuku....
İş Mahkemesince Sosyal Güvenlik Kurumundan davaya konu kazanın iş kazası olarak kabul edilip edilmediği yazışma yoluyla yeniden sorulması, Kurumca olayın iş kazası olarak kabul edilmediğinin bildirilmesi halinde, davacı tarafa Sosyal Güvenlik Kurumuna ve hak alanını etkileyeceğinden işveren aleyhine “iş kazasının tespiti” davası açması için önel vererek tespit davasını eldeki tazminat davası için bekletici sorun yapması gerekirken, bu yönde yazışma ve işlemler yapılmadan 18.12.2019 tarih ve 2016/88 E.-2019/616 K. sayılı ilam ile, davacı işçinin sigortalılık kaydının olmadığı, davalılarla arasında işçi işveren ilişkisinin tespit edilemediği ve nihayetinde haksız eylemin iş kazası olup olmadığının tespit edilemediği, dosyada yer alan iddiaların haksız eylem boyutunda olduğu lakin işçi işveren ilişkisinden kaynaklı olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi yerinde olmamıştır....
"İçtihat Metni" Davacı, Nurettin Ultay ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu aralarındaki tespit davası hakkında Ankara 18.İş Mahkemesinden verilen 7.3.2007 günlü ve 644/147 sayılı hükmün, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü: K A R A R 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile ... Genel Müdürlüğü ve Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı devredilmiş olmakla davalı vekilinin devir alan Sosyal Güvenlik Kurumundan alınmış usulüne uygun vekaletnamenin eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Davacı ... vekili Avukat .....ile davalılar 1-Sosyal Güvenlik Kurumu vekili Avukat .... 2-.... 3-.... aralarındaki tespit davası hakkında Eyüp 1. İş Mahkemesinden verilen 27.02.2007 gün ve 750-144 sayılı hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu ile ... Genel Müdürlüğü ve Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı'na devredilmiş olmakla, davalı vekilinin devir alan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığından alınmış usulüne uygun vekaletnamenin eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Davacı ... ile davalı Sosyal Güvenlik Kurumu aralarındaki tespit davası hakkında İzmin 9. İş Mahkemesinden verilen 26.7.2007 günlü ve 106-453 sayılı hükmün davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu....