Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı 506 Sayılı Kanun'un Geçici 20.maddesine göre kurulmuş bir sosyal güvenlik Kuruluşudur. Nitekim Akbank T.A.Ş. Mensupları Tekaüt Sandığı Vakfı kapsamındaki sigortalılık sürelerinin 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin birleştirilmesi Hakkında Kanuna göre diğer sosyal güvenlik Kanunlarına göre geçen hizmetleri ile birleştirilebilmesine olanak sağlamaktadır.Nitekim 5510 sayılı Kanunun geçici 20. Maddesinde de sandık iştirakçilerinin devir tarihinden itibaren 4/a sigortaı sayılacakların düzenlemiş bulunmaktadır. Anayasal hak gereği, sosyal güvenlik hakkından feragat ve vazgeçilmesi mümkün olmadığından, sosyal güvenlik sisteminde primlerin iadesi mümkün bulunmamakta olup prim iadesinin, sadece yersiz ve yanlış alınmış primler ile şartlarının mevcut olması halinde toptan ödeme şeklinde iadesi mümkün bulunmaktadır....
Huk. Müş. Yard. … İSTEMİN_KONUSU : Davacı tarafından,10/04/2014 tarihinde İstanbul ili, Hadımköy ilçesi, … Mahallesi, … Caddesi, No:… adresinde bulunan fabrikada yapılan grevin sonlandırılması amacıyla güvenlik güçleri tarafından yapılan müdahale sırasında yaralandığı iddiasyla 1.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 51.000,00 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesince davanın reddi yolunda verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI: Davacı tarafından, güvenlik güçlerince kanunda yer alan yetkilerin aşılarak ölçüsüz bir şekilde müdahalede bulunulduğu, olayda kolluk kuvvetlerinin müdahalesinin ölçülü olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verilemeyeceği belirtilerek İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir....
Mahkemece, sosyal güvenlik uzmanı, doktor ve muhasebeci bilirkişiden alınan ek rapor içeriği gözetilerek davalının, Sosyal Güvenlik Kurumu kesintisinden kaynaklı 32.241,59 TL sorumluluğu bulunduğuna karar verilmiştir. Eldeki dosyanın yargılaması devam ederken, davacı, Konya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/54 esas sayılı dosyası ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na karşı, Nisan-Aralık/2014 tarihlerinde, davalının tanzim ettiği epikriz raporları, cerrahi not ve sair evraklarda, cerrahi müdahelelerde yaptığı hatalar nedeni ile şirket hakkedişlerinden yapılan 42061,97TL kesintinin iptali ve bu kesintilerin iadesi amacı ile dava açmıştır. Uyap ortamından yapılan incelemede, anılan dosyanın yargılamasının devam ettiği, istinaf incelemesine konu eldeki dosyanın bekletici mesele yapıldığı görülmüştür....
Somut olayda; iş kazası olduğu iddia olunan 13.10.2005 tarihli olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca davacılara iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. Ayrıca belirtmek gerekirse böylesi bir tespitin Mahkemelerin görevine ilişkin neticeleri de vardır. Diğer yandan iş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup işbu tazminat davasında ise Kurum taraf değildir....
Sosyal güvenlik il müdürlükleri ve sosyal güvenlik merkezleri, ikinci fıkrada belirtilen kriterlere uygun olarak teşkilâtlanma usûl ve esasları yönetmelikle belirlenmek üzere idarî iş ve işlemler açısından dört kategoriye ayrılabilir. 01.10.2010 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren T3 Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik ile Kurumun taşra teşkilatının kuruluş, çalışma usul ve esasları ile personelin görev, yetki ve sorumluluklarını düzenlenmiştir. Sosyal güvenlik merkezleri idari işlemler açısından, sosyal güvenlik merkezi, sağlık sosyal güvenlik merkezi ile mali hizmetler sosyal güvenlik merkezi olarak üç kategoriye ayrılır....
Mahkemece, 6111 Sayılı Yasa uyarınca tedavi giderinden Sosyal Güvenlik Kurumu sorumlu olduğundan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir....
Davacılar vekilince dava açılırken Sosyal Güvenlik Kurumu davalı olarak gösterilmemiş, mahkemece 05.05.2014 tarihli celsede davacıya davasını Sosyal Güvenlik Kurumu'na yöneltmesi için süre verilmiş, davacı vekilinin 20.05.2014 tarihli dilekçesi üzerine davaya dahil edilerek dava dilekçesi kendisine tebliğ edilmiştir. Trafik kazalarından kaynaklanan tedavi giderleri konusunda Sosyal Güvenlik Kurumu'na yeni yükümlükler getiren ve sigorta şirketleri ile arasındaki ilişkileri düzenleyen 6111 Sayılı Yasa 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş, eldeki dava ise Yasa'nın yürürlüğünden sonra 15.04.2013 tarihinde açılmıştır. Davanın Yasa'nın yürürlüğe girmesinden sonra açılması karşısında, ...'nın yasal hasım olarak kendiliğinden davaya dahil olacağını kabul etmek mümkün değildir....
İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte, esas olarak iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasından kaynaklanan bireysel ve toplu hak uyuşmazlıklarını çözen özel mahkemeler olup, bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun prim ve diğer alacaklarının hesaplanması, sigortalı olma hakkının kazanılması ya da kaybedilmesi, gelir/aylık bağlanması, işçilik alacaklarının belirlenmesi gibi kendi içinde bütünlük ve uzmanlık gerektiren konular görev alanına girmektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 106. maddesi ile mülga 1479 sayılı Kanunun 70. maddesinde ve 506 sayılı Kanunun 134. maddesinde, bu Kanunların uygulamasından doğan uyuşmazlıkların yetkili iş mahkemelerinde görüleceği, 5510 sayılı Kanunun 101. maddesinde de, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir....
Kaldı ki davaya konu sosyal güvenlik hakkı, bireylerin geleceğe güvenle bakmalarını sağlayan bir insan hakkıdır. Aynı zamanda sosyal güvenlik, sosyal hukuk devleti içerisinde yer alan ve bu ilkeyi oluşturan temel kavramlardan birisidir. Bu esası göz önüne alan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası (Anayasa) “Sosyal ve Ekonomik Haklar ve Ödevler” başlığı altında “sosyal güvenlik hakkını” düzenlemiş ve 60. madde ile “Herkes sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu güvenliği sağlayacak gerekli tedbirleri alır ve teşkilatı kurar” hükmünü getirmiştir. Görüldüğü gibi vatandaşlara bu konuda anayasal bir hak tanınırken, Devlete de onların bu haktan yararlanmasını sağlayacak şartları hazırlama görevi yüklenmiştir. Bu anayasal görevin yerine getirilmesi için getirilen yasal düzenlemeler ve kurulan kurumların görevleri de bu bilinçle değerlendirilmelidir....
yükümlülükleri sona ereceği, Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulunun söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkili bulunduğu; Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrasının uygulanacağı; Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirleneceği, Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esasların Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından...