WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sosyal güvenlik hukukunun, kamu hukuku mu, yoksa özel hukuk alanına mı girdiği ve primin hukuki niteliğinin ne olduğu hususlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik hukuku çerçevesinde oluşturulan sigortalılık ilişkisi bir kamu hukuku ilişkisidir. Bu ilişki yasa gereği kendiliğinden meydana gelir. Sigortalı olma yükümü sigortalının iradesinden bağımsızdır. Yasanın emredici kuralı doğrultusunda ortaya çıkar. Sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden kaçınılmaz. İşverenin sigortalıları bildirmek, primleri ödemek gibi kaçınamayacağı yükümlülükleri vardır. Bu nedenle sigortalı-işveren-Kurum arasında kamu hukukundan kaynaklanan bir ilişki söz konusudur. Kamu hukuku içinde yer alan sosyal güvenlik hukuku, bir kamu hizmetinin yürütümünü düzenlediği için aynı zamanda “ idare hukukunun da” bir parçasıdır. Özel hukukla bağını sınırlı olarak korumuştur....

    İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 08/04/2019 NUMARASI : 2016/439 E., 2019/141 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları) KARAR : İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı Vedat'ın işçileri olduğunu ve 21.04.2008 tarihinde kendi kusuru ile iş kazasına sebebiyet verdiğini, kurum tarafından davalı Vedat'ın %36,20 malul olduğu belirtilerek Ankara 4. İş mahkemesinin 2012/766 esas sayılı dosyası ile haklarında alacak davası açıldığını, Vedat'ın sürekli iş görmezlik oranının doğru olmadığını, itiraz ettiklerini belirterek, davalı T3 Adli tıp kurumuna sevk edilerek maluliyet oranının tespitini talep ve dava etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki, süre, husumet itirazında bulunmuş, davanın reddini istemiştir. Davalı T3 davaya cevap vermemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince; "davanın reddine " karar verilmiştir....

    Sigortalıların sosyal sigorta hakları ile ilgili olarak açtıkları tespit davaları somut bir olaydan doğan hukuki ilişkinin tespiti olduğundan aynı zamanda eda davası niteliğinde olup verilen tespit kararını Kurum uygulamak zorundadır. Mahkemece verilen tespit kararı sonucu Kurum, idari bir işlem ile tespit kararını gerçekleştirmekte ve sosyal sigorta yardımlarını yapmaktadır. Hukuki yarar, 6100 sayılı HMK madde 114/1-h bendine göre dava şartıdır. Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması gerekir. Dava sonucunda davacı lehine hukuki bir sonuç elde edilmesi gerekir, aksi halde dava açmada hukuki yarar olmaz. Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tespiti davasının yöneldiği amaç, başta sürekli iş göremezlik geliri bağlanması ise de 506 sayılı Kanun'un 12. maddesinde belirtilen tüm yardımların teminine yöneliktir....

      Mahkemece, davacının 14/02/2005 günü gerçekleşen olayın mülga 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu Madde 11 anlamında ( Sosyal Sigorta Hukuku açısından) İş kazası olarak kabulüne yönelik açtığı davanın reddine, davacının 14/02/2005 günü gerçekleşen olayın tazminat hukuku veya genel hukuk kuralları çerçevesinde iş kazası olduğuna ilişkin tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir. Kamu hukuku alanına giren sosyal güvenlik hukukunun hizmet akdiyle çalışanlar yönünden başlıca kaynağını oluşturan 506 sayılı Yasa Sosyal Sigortalar Kurumu’na yükümlülükler getiren bir sosyal güvenlik sözleşmesi veya topluluk sigortası bulunmadığı takdirde kural olarak ...Milli sınırları içerisinde ve ..’de tescilli işyerleri ve işverenler ile yasa kapsamındaki işçiler için uygulanabilir....

        Somut olayda iş kazası olduğu iddia olunan olayın Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirilmediği anlaşılmaktadır. Kurumca hak sahibine gelir bağlanabilmesi için öncelikle zararlandırıcı olayın iş kazası niteliğince olup olmadığının tespiti ön sorundur. İş kazasının tespiti ile ilgili ihtilaf Sosyal Güvenlik Kurumunun hak alanının doğrudan ilgilendirmekte olup tazminat davasında kurum taraf değildir....

          Uyuşmazlığın çözümünde öncelikle sosyal güvenlik hukukunun, kamu hukuku mu, yoksa özel hukuk alanına mı girdiği ve primin hukuki niteliğinin ne olduğu hususlarının tespit edilmesi gerekmektedir. Sosyal güvenlik hukuku çerçevesinde oluşturulan sigortalılık ilişkisi bir kamu hukuku ilişkisidir. Bu ilişki yasa gereği kendiliğinden meydana gelir. Sigortalı olma yükümü sigortalının iradesinden bağımsızdır. Yasanın emredici kuralı doğrultusunda ortaya çıkar. Sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden kaçınılmaz. İşverenin sigortalıları bildirmek, primleri ödemek gibi kaçınamayacağı yükümlülükleri vardır. Bu nedenle sigortalı-işveren-Kurum arasında kamu hukukundan kaynaklanan bir ilişki söz konusudur. Kamu hukuku içinde yer alan sosyal güvenlik hukuku, bir kamu hizmetinin yürütümünü düzenlediği için aynı zamanda “ idare hukukunun da” bir parçasıdır. Özel hukukla bağını sınırlı olarak korumuştur....

            ile davalı ... vekili Avukat ... aralarındaki tespit davası hakkında Kocaeli 1. İş Mahkemesinden verilen 24.11.2008 gün ve 444-636 sayılı hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacının 506 sayılı Yasa'ya tabi hizmetlerine dair Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilen Sosyal Sigortalar Kurumu dosyasının ilgili Kurumdan istenerek, alıncak belge ve cevap eklendikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 28.01.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Önemle vurgulamak gerekir ki, kanunda da menfi tespit davası açılmasını yasaklayan bir hüküm de bulunmamaktadır (...; Sosyal Güvenlik Kurumunun 6183 Sayılı Yasaya Göre Ödeme Emri Ve İptali Davaları, Sicil İş Hukuku Dergisi, S:31, Yıl:2014, s. 101-102). 6183 sayılı Kanun'da menfi tespit davasına, "Üçüncü şahıslardaki menkul malların, alacak ve hakların haczini" düzenleyen 6183 sayılı Kanun'un 30.3.2006 tarihli ve 5479 sayılı Kanun ile değişik 79. maddesinde "...Herhangi bir nedenle itiraz süresinin geçirilmesi hâlinde üçüncü şahıs, haciz bildirisinin tebliğinden itibaren bir yıl içinde genel mahkemelerde menfi tespit davası açmak ve haciz bildirisinin tebliğ edildiği tarih itibarıyla amme borçlusuna borçlu olmadığını veya malın elinde bulunmadığını ispat etmek zorunda..." olduğuna ilişkin düzenleme ile üçüncü şahıslar yönünden yer verilmiş ise de, bu olanak, kamu alacağı borçluları yönünden öngörülmemiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : (TESPİT) SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU İLE İLGİLİTESPİT DAVALARI Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı kararı, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Danıştay Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6723 sayılı Kanun 23.07.2016 tarih ve 29779 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe girmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulunun anılan kararına göre, inceleme konusu karar, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin bozma ilamı sonrasında yerel mahkeme tarafından verilen hükme ilişkin olup, Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı uyarınca belirgin şekilde Dairemizin işbölümü alanı içine girmemekte, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin görev alanı içerisine girmektedir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Sosyal Güvenlik Hukuku İle İlgili Tespit Davaları K A R A R Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde,"Yargıtay Kanunu"nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, 10.Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak verilen kararın temyizine ilişkin olup, 30.1.1995 gün ve 1995-15 sayılı protokol gereğince, 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dava dosyasının Yargıtay 10.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 27.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu