Bu aşamada Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının 6772 sayılı Kanun kapsamındaki konumundan bahsetmek gerekmektedir. 21. Türk toplumu sosyal dayanışma ve yardımlaşmaya çok büyük önem veren bir toplum olmakla sosyal yardımlaşma toplumumuzun temel unsurlarından biridir. 22. Öte yandan 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın (Anayasa) 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyetinin bir “sosyal devlet” olduğu belirtilmiştir. 23. Sosyal devlet, toplumda sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla Devletin sosyal ve ekonomik hayata aktif bir şekilde müdahalesini gerekli ve meşru gören bir devlet anlayışıdır (Özbudun, Ergun: Türk Anayasa Hukuku, 2010, s. 135). 24. Sosyal eşitsizlikleri giderme işlevini yüklenmiş olan sosyal devlet, vatandaşlarının ekonomik ve sosyal durumlarıyla ilgilenir ve onlara asgari bir yaşam düzeyi sağlamaya çalışır. 25....
Dolayısıyla; davacının, Sosyal Yardımlaşma Vakıflarının özel hukuk hükümlerine tabi kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları yönündeki değerlendirmesi isabetli değildir. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının kısmen kamu kaynağı kullanmaları, kamu kurumu olarak nitelendirilmelerine yeterli bir sebep değildir. Zira; 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 8. maddesinde; Vakfın gelirlerinin, "Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonundan aktarılacak miktardan, işletme ve iştiraklerden elde edilecek gelirlerden ve diğer gelirlerden" oluşacağı hüküm altına alınmıştır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı resmi senedinin 5. maddesinde ise, vakfın gelir kaynaklarının "3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma Dayanışma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 8. maddesinde sayılan gelirler ile nakdi ve ayni, menkul ve gayrimenkul olmak üzere iktisadi değeri olan halk teberrularından oluşacağı" belirtilmektedir....
yazı talep eden sanığa, ilgili kurumlarca gerekli inceleme ve araştırma yapılmadan sosyal güvencesi olmadığına dair belge verildiği, kaldı ki sanığın annesi ve kızının, sanığın sosyal güvencesinden yararlanmasa bile sosyal güvence kapsamında söz konusu tedavi giderlerinin yine Devlet tarafından karşılanacağı, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu uyarınca 01.10.2008 tarihinden itibaren sosyal güvenlik hizmetlerinin birleştirilerek Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde toplanması ve yapılan harcamaların ortak bir kaynaktan yapılması nedeniyle kurumun herhangi bir zararının oluşmayacağı anlaşılmakla, sanığın beraatine dair kabulde isabetsizlik görülmemiştir....
Dava,.....sigortalısı ve vergi mükellefi olmadığının tespiti, sosyal güvenlik destek primi borcunun olmadığının ve emekli maaşından sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılması halinde iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 27.05.2004-30.09.2008 tarihleri arasında davacı adına tahakkuk ettirilen sosyal güvenlik destek primi ve gecikme zammı borcunun zamanaşımı nedeniyle iptaline, 01.10.2008-23.05.2011 tarihleri arasındaki dönemde davacının 2009 yılı Ocak ayında sosyal güvenlik destek primi tabi olduğuna, diğer aylar ile ilgili tahakkuk ettirilen sosyal güvenlik destek primi ve gecikme zammı borcunun iptaline karar verilmiştir. Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Belirli bir sosyal güvenlik statüsüne giren kimsenin sosyal güvenliğinin, hasren o statü çerçevesinde sağlanması gerekir, ikinci kez sosyal güvenlik sağlanmasına olanak yoktur. Bir kimsenin kapsamında bulunduğu sosyal güvenlik kurumu dışında başkaca sosyal güvenlik kurumuna yönelmesi mümkün değildir..." gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. 1479 sayılı Yasanın sağlık sigortasının kapsamını belirleyen Ek 11. maddesindeki, "Ancak, diğer Sosyal Güvenlik Kanunlarına ve özel Kanunlara göre sağlık yardımlarından faydalananlar yararlanamazlar." düzenlemesi 24.08.2000 tarihli, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 28. maddesiyle kaldırılmış olup, 24.07.2003 tarihli, 4956 sayılı Yasanın 37. maddesiyle yapılan düzenlemede de bu yönde engelleyici bir hükme yer verilmemiştir....
"İçtihat Metni" 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na aykırı davranmaktan dolayı kabahatli Sancar Gıda Turizm İnşaat Limited Şirketi hakkında anılan Kanun’un 102. maddesi uyarınca 28.090,00 Türk Lirası idari para cezası uygulanmasına dair İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Fatih Sosyal Güvenlik Merkezinin 28/02/2014 tarihli ve 82561343/1075279/1197175 sayılı, 28.674,00 Türk Lirası idari para cezası uygulanmasına ilişkin İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Fatih Sosyal Güvenlik Merkezinin 26/08/2011 tarihli ve B.13.2.SGK.4.34.10.07/13-2/1075279 sayılı, 18.528,00 Türk Lirası idari para cezası uygulanmasına dair İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Fatih Sosyal Güvenlik Merkezinin 12/06/2014 tarihli ve 82561343/1075279/3046305 sayılı, 31.290,00 Türk Lirası idari para cezası uygulanmasına ilişkin İstanbul Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü Fatih Sosyal Güvenlik Merkezinin 06/01/2014 tarihli ve 55616873/1075279/62116 sayılı ve 51.894,00 Türk Lirası idari...
Bilindiği üzere, 3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkında Kanun’un “Başvurulacak kuruluşlar” başlıklı 3. maddesi, “1)Halen yurt dışında bulunanlar; a)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye`de herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması olmayanlar Sosyal Sigortalar Kurumuna, b)Yurt dışına çıkmadan önce Türkiye`de son defa prim, kesenek ve karşılık ödenen sosyal güvenlik kuruluşuna, c)Ev kadınları Bağ-Kur`a, Yazılı olarak müracaat etmek suretiyle borçlanabilirler. 2)Türkiye`ye döndükten sonra yurtdışında geçen hizmetlerini borçlanmak isteyenler; a)Herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmayanlar, Sosyal Sigortalar Kurumuna, b)Müracaat tarihinde çalışmakta olanlar tabi oldukları sosyal güvenlik kuruluşuna, c)Başvuru tarihinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olmamakla birlikte yurda dönüş tarihinden sonraki çalışmalarından dolayı son defa tabi oldukları sosyal...
Sosyal değişmeyle ortaya çıkan yeni ihtiyaç ve sorunların çözümlenmesi ve önlenmesinde önemli bir unsur olan sosyal hizmetlerin etkili bir rol aynadığı tartışmasızdır....
sonra ölenlerin Türk vatandaşı olan hak sahipleri sigortalının Türkiye’de hiçbir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması yoksa Sosyal Güvenlik Kurumuna, Türkiye’de çalışması varsa en son tabi olduğu sosyal güvenlik kuruluşuna müracaat etmek suretiyle bu Kanunla getirilen haklardan yararlanırlar....
Anayasa ile vakıflara ilişkin kanun hükümleri karşısında bu sonuca ulaşmak kaçınılmaz olduğu gibi; sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarını düzenleyen Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu hükümleri de, özellikle vakfın gelirleri, yapısı, karar alma mekanizması bakımından farklı bir sonuç öngörmemektedir. Somut olayda, gerek ilk derece mahkemesi gerekse bölge adliye mahkemesince, 3294 sayılı Kanunun amacının getirilmesi noktasında parasal kaynaklarının sağlanması için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının Başkanlığında Başbakanlık Müsteşarı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Müsteşarı, İçişleri, Maliye ve Sağlık Bakanlıklarının Müsteşarları ile Sosyal Yardımlar Genel Müdürü ve ......