Kaldı ki, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 71. maddesine göre siyasi partilerin yapacaklar giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler genel merkezde parti tüzel kişiğiliği adına illerde il yönetim kurulu adına, ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılabilir. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve hükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı parti tüzel kişiliği hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz. Merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunamaz....
Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararında; Mahkemece 2019/102 Esas, 2019/74 Karar sayılı dosyasında davanın kabulü ile davacının davalı Demokratik Sol Parti Genel Başkanlığına ait iş yerinde 01.02.2008 ila 10.08.2009 tarihleri arasında toplam 550 gün devamlı suretle hizmet akdi ile çalıştığının tespitine karar verilmiş, davalı siyasi partinin karara karşı itirazı ile dosya İstinaf mahkemesine gönderilmiş ve istinaf mahkemesince esastan ret kararı verilmiş Yargıtay 10.Hukuk Dairesi 2021/523 Esas, 2022/2840 Karar sayılı ilamında 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun Mali Sorumluluk başlıklı 71. maddesine 03.08.2016 tarih ve 6736 sayılı Kanun'un 12 inci maddesiyle, ekleme yapılmış olması nedeniyle parti tüzel kişiliğinin sorumlu tutulamayacağını, sorumluluğun sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi ve kişilere ait olacağını belirtmiş ise de hükme dayanak 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanun'u 71 inci maddesindeki düzenleme...
Partisi (...) 19/11/2005 tarihinde kapanma kararı alarak kapatıldığını, kapanan siyasi partilerin mallarının 2820 sayalı Siyasi Partiler kanununun 110. maddesi uyarınca ...' ye intikal ettiğini, Bu amaçla milli Emlak Müdürlüğü denetmenlerince yapılan inceleme sonucunda partinin ilçe teşkilatında 12.321,70 TL'nin gelir gider farkı olarak parti kasasında bulunmadığını ileri sürerek 12.321,70 TL'nin denetmen rapor tarihi olan 17/10/2006 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili isteminde bulunmuştur. Bir kısım davalılar, davanın parti tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ......
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti'nin bir Hukuk Devleti olduğu; 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu; 80. maddesinde de, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil bütün Milleti temsil edecekleri kurala bağlanmış olup, söz konusu temsilin siyasi bir temsil olduğu, hukuki anlamda dava açmaya vekâlet niteliği taşımadığı açıktır. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun ''Genel Başkan'' başlığını taşıyan 15. maddesinde, partiyi temsil yetkisinin genel başkana ait olduğu; kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu kurala bağlanmıştır. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri...
D A N I Ş T A Y DOKUZUNCU DAİRE Esas No : 1997/4042 Karar No: 1998/2668 Temyiz İsteminde Bulunan : … Belediye Başkanlığı-… Vekili : … Karşı Taraf : … Vekili : … İstemin Özeti : Davacı siyasal parti adına, 28 Ekim 1996 tarihinde … Kapalı Spor Salonunda düzenlediği " … " nedeniyle tarh edilen eğlence vergisinin terkini istemiyle açılan davayı; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 61....
Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzelkişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzelkişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzelkişiliği aleyhine takipte bulunulamaz. Bu takdirde sorumluluk, sözleşmeyi yapan veya yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olur.” hükmüne yer verilmiştir. Davacının da kabul ettiği üzere takibe konu alacak ... Partisi ......
Asliye hukuk mahkemesince ise; 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 121. maddesi yollamasıyla 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davaya bakmakla sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununun 121. maddesinde Türk Medenî Kanunu ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin siyasi partiler hakkında da uygulanacağı düzenlenmiş, Türk Medenî Kanununun 75. maddesinin ikinci fıkrasında ise "Yönetim kurulu toplantıya çağırmazsa; üyelerden birinin başvurusu üzerine, sulh hakimi, üç üyeyi genel kurulu toplantıya çağırmakla görevlendireceği" hükme bağlanmış; 2820 sayılı Kanunun 19. maddesinin beşinci fıkrasında" İl başkanı ile il yönetim kurulu il kongresince seçilir....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; T4 Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Sicil Bürosunun 20.01.2022 tarih ve 114 sayılı yazısı ile 01.03.2022 tarih ve 1896 sayılı yazısı gereğince 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 19 ve 20. maddeleri ve parti tüzükleri gereğince olağan genel kurul toplantısını 29.12.2002 tarihinden itibaren iki defa üst üste yapmadığının tespit edildiğini, 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 14/6. - 19/3. ve 20/7. maddeleri gereğince siyasi partilerin her kademedeki kongrelerini en fazla 3 yılda bir yapmak zorunda oldukları düzenlenmiş olduğu, 2820 sayılı kanunun 121. maddesi gereğince Türk Medeni Kanunu ve Dernekler Kanunu'nun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların Siyasi Partiler Kanununa aykırı olmayan hükümleri siyasi partiler hakkında da uygulanacağını, siyasi partiler kanunu'nun atıf yaptığı Dernekler Kanunu'nun 36. maddesi gereğince adı geçen kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4721 sayılı Türk...
Siyasi Partiler Kanununun 31. maddesine göre "Siyasi partilerin merkez teşkilatı Ankara il merkezinde; il ve ilçe teşkilatları, ilgili il ve ilçe merkezlerinde; belde teşkilatları, il ve ilçe merkezleri hariç olmak üzere, belediye teşkilatı olan yerlerde; yan kuruluşları ve yurtdışı temsilcilikleri ise tüzüklerinde belirtilen yerlerde bulunur." hükmü karşısında derneklere atıf yapan 2820 sayılı Kanunun 121. maddesi ve TMK'nın 87/5 uyarınca derneğe ilişkin hükümler siyasi partiler hakkında uygulanacak olup, Doğruyol Partisi Antalya İli, Konyaaltı, Muratpaşa, Kepez, Döşemealtı ve Aksu İlçe Teşkilatlarının kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesinin talep edildiği, bu halde uyuşmazlığın kesin yetki kuralları gereğince ve her siyasi partinin merkezinin Siyasi Partiler Kanununun 31. maddesi uyarınca Ankara olmasının yasal bir düzenleme olması karşısında mahkemenin yetkisizliğine dair verilen kararın usul ve yasaya uygundur....
Siyasi Partiler Kanunu’nun 57. maddesinde; hakkında partiden veya gruptan geçici veya kesin çıkarma cezası verilen parti üyesinin, bu cezaya karşı disiplin kuruluna sevk eden organ veya merci veya disiplin kurulunun görev ve yetkisizliği veya alınan kararların kanuna, parti tüzüğüne ve iç yönetmeliğe şekil ve usul bakımından aykırı bulunduğu iddiasıyla, parti itiraz yollarını kullandıktan sonra nihai karar niteliğindeki son karara karşı otuz gün içinde nihai kararı veren merciin bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine itiraz edebileceği, mahkemenin bu itirazları, diğer işlerden önce ve en geç otuz gün içinde basit muhakeme usulüne göre inceleyerek karara bağlayacağı ve bu kararın kesin olduğu belirtilmiştir....