Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisi, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir” şeklinde siyasi partilerin genel başkan tarafından temsil edileceği belirtildikten sonra ilçe teşkilatı başlıklı 20. maddesinde, “Siyasi partilerin ilçe teşkilatı, ilçe kongresi, ilçe başkanı, ilçe yönetim kurulu ve belde teşkilatından meydana gelir.” denilerek ilçe teşkilatı açıklanmış, devamında da “Bu maddede yazılı kurulların görev ve yetkileri ile yedek üyelerinin sayısı ve ne suretle göreve çağrılacağı parti tüzüğünde gösterilir” hükmüne yer verilerek ilçe teşkilatının görev ve yetkilerinin belirlenmesi yetkisi parti tüzüğüne bırakılmıştır. Karayolları Trafik Kanunun 85....
Bu hali ile, yukarıda bahsedilen Siyasi Partiler Kanunu ile T2 Tüzük ve Kongre Yönetmeliği'nin, parti seçimlerine ilişkin benzer düzenlemelerine göre, seçimin devamı sırasında yapılan işlemler ile seçim sonuçlarına ilişkin itirazların tutanaklarına düzenlenmesinden itibaren, 2(iki) gün içinde yetkili ve görevli ilçe seçim kurullarına yapılabileceğinin açıkça belirtildiği, ilçe seçim kurulundan celp edilen dosya kapsamında, davacı tarafından davaya konu edilen seçimde yanlış yapıldığı iddia edilen usuller ile seçimin iptalin yönelik ilçe seçim kuruluna yapılmış itirazın mevcut olmadığı anlaşılmıştır....
Öncelikle Bölge Adliye Mahkemesince 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 71. maddesinde 2016 yılında yapılan değişlikle maddeye "hizmet sözleşmeleri de dahil" ibaresi eklenmiş olmasının uyuşmazlığın çözümünde farklı bir sonuç doğurmayacağı kabul edilmiş ise de anılan değişiklik ile iş sözleşmeleri bakımından da izin ve onay şartı kesin olarak öngörülmüştür. Bu durumda 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 71. maddesine göre siyasi parti il veya ilçe teşkilatları tarafından yapılan sözleşmeler, merkez karar ve yönetim kurulu tarafından izin veya onay verilmediği sürece siyasi parti tüzel kişiliğini bağlamaz. İl veya ilçe teşkilatlarında çalıştırılan işçiler bakımından sorumluluk, Kanun gereği sözleşmeyi yapan ve yükümlülük altına giren kişi veya kişilere ait olmalıdır....
ilk genel kurul toplantısının kanunda öngörülen sürede yapılmaması ve zorunlu organların oluşturulmaması halinde kendiliğinden sona ereceği ve her ilgilinin sulh hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
kurul toplantısının iki defa üst üste yapılmaması halinde kendiliğinden sona ereceği ve her ilgilinin sulh hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tesbitini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
üst üste yapılmaması halinde kendiliğinden sona ereceği ve her ilgilinin sulh hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
üste yapılmaması halinde kendiliğinden sona ereceği ve her ilgilinin sulh hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
üst üste yapılmaması halinde kendiliğinden sona ereceği ve her ilgilinin sulh hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tesbitini isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
Somut davayla ilgili Siyasal Partiler Kanunu’nun 71. maddesine göre; Siyasi partilerin yapacakları giderler, sözleşmeler ve girişecekleri yükümlülükler; genel merkezde parti tüzelkişiliği adına, illerde il yönetim kurulu adına ve ilçelerde ilçe yönetim kurulu adına yetkili kılınan kişi veya kurulca yapılır. Siyasi partilerin il ve ilçelerdeki teşkilat kademeleri tarafından parti tüzel kişiliği adına sözleşme yapılmasına ve yükümlülük altına girilmesine ilişkin esaslar, merkez karar ve yönetim kurulunca tespit olunur. Bu esaslara aykırı olarak yahut siyasi partilerin tüzüklerine göre merkez karar ve yönetim kurulunca önceden yazılı yetki verilmediği veya sonradan bir kararla onaylanmadığı takdirde, partinin teşkilat kademelerinin yaptıkları hizmet sözleşmeleri de dâhil her türlü sözleşme ve giriştikleri yükümlülüklerden dolayı, parti tüzel kişiliği hiçbir suretle sorumlu tutulamaz; merkez karar ve yönetim kurulu veya genel başkan veya parti tüzel kişiliği aleyhine takipte bulunulamaz....
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 382. maddesinde, sayılan çekişmesiz yargı işleri içerisinde derneğin feshi davaları ile ilgili bir düzenleme bulunmamakla birlikte Türk Medeni Kanununun derneğin sona ermesini düzenleyen 87.maddesinin son fıkrasında, her ilgilinin sulh hakiminden, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebileceği hükme bağlandığından; derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespiti istemine ilişkin davada, görevli mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olduğu kabul edilerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir....