İNCELEME VE GEREKÇE:Eldeki dava, bir Siyasi Partiye ait karar defterinin taşıma sırasında zayi olduğunun tespit edilerek zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 121. maddesi gereğince Türk Medeni Kanunu ile Dernekler Kanunu'nun ve dernekler hakkında uygulanan diğer kanunların, bu kanuna aykırı olmayan hükümleri siyasi partiler hakkında da uygulanır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 36.maddesinde ise kanunda hüküm bulunmayan hallerde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.Türk Medeni Kanunu'nun 87. maddesinde, derneklerin kendiliğinden sona erme halleri düzenlenmiş olup, ikinci fıkrasında, her ilgilinin sulh hukuk hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyebileceği öngörülmüştür.Siyasi partilerin, belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilikleri yoktur. Partiyi temsil yetkisi, genel başkana aittir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Derneğin Kendiliğinden Sona Erdiğinin Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Dava dilekçesinde, davalı derneğin tüzük teslim tarihinden itibaren 6 aydan fazla süre geçmiş olmasına rağmen ilk genel kurul toplantısını yapıp zorunlu organlarını oluşturmadığı iddia edilerek 4721 sayılı kanunun 87/2. maddesi gereğince derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine karar verilmesi istenmiş; Mahkemece, davalı dernek savunması doğrultusunda ilk genel kurul toplantısının yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Diğer taraftan, siyasi partilerin kurulmaları, teşkilatlanmaları, faaliyetleri, görev, yetki ve sorumlulukları, mal edinimleri ile gelir ve giderleri, denetlenmeleri, kapanma ve kapatılmalarıyla ilgili hükümleri düzenleyen 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu’nun 3. maddesinde; "siyasi partilerin ülke çapında faaliyet göstermek üzere teşkilatlanan tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar olduğu," 7. maddesinde; "siyasi partilerin teşkilatının; merkez organları ile il, ilçe ve belde teşkilatlarından; Türkiye Büyük Millet Meclisi Grubu ile il genel meclisi ve belediye meclisi gruplarından ibaret olduğu," 15/3. maddesinde, "partiyi temsil yetkisi genel başkana ait olduğu, Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydı ile parti adına dava açma ve davada husumet yetkisinin, genel başkana veya ona izafeten bu yetkileri kullanmak üzere parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine ait olduğu," belirtilmiştir....
Siyasi partilerin, belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilikleri yoktur. Partiyi temsil yetkisi, genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, parti adına dava açma, davada husumet yetkisi genel başkana ve ona izafeten parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir (2820 SPK md. 15/3). Parti tüzüğünde (md. 36/2-son) genel başkanın temsil edeceği, yokluğunda kendisine vekillik etmek üzere genel başkan yardımcılarından birini görevlendireceği belirtilmiştir. Dava, olağanüstü kongre toplanması için kayyım atanmasına ilişkin olup, husumet ilgili partinin İl Yönetim Kurulu Başkanlığı ile Merkez İlçe Geçici Yönetim Kurulu Başkanlığına yöneltilmiştir. Yukarıda açıklanan hükümler uyarınca davalıların temsil yetkisi bulunmamaktadır....
Bu süre içerisinde il kongresi için yeni delegeler seçilmiş değilse, kongre eski delegelerle toplanır." denilmiştir. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanunu'nun 6. maddesinde; her Türk vatandaşının; kanunda ve parti tüzüğünde gösterilen şartlara ve usullere göre siyasi partilere üye olma ve dilediği anda üyelikten çekilme hakkına sahip olduğu, aynı zamanda birden fazla siyasi partinin üyesi olamayacağı, aksi halde üyelik sıfatının bu siyasi partilerin hepsinden sona ermiş olacağı, aynı yasanın 11. maddesinde ise onsekiz yaşını dolduran medeni ve siyasi haklarını kullanma hakkına sahip olan her Türk vatandaşının bir siyasi partiye üye olabileceği, 42. maddesinde de siyasi partilerin ilçe teşkilatının kendi çevrelerindeki üyelerini kayıt ve sıra numarası altında partiye giriş çıkış tarihleri ve haklarında diğer bilgileri ihtiva eden bir üye kayıt defterine kaydedecekleri ve bu üye kayıt defterlerinin ilçe seçim kurulu başkanının denetimi altında olduğu belirtilmiştir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Somut olaydaki uyuşmazlık, davalı ilçe teşkilatının kendiliğinden hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti istemiyle açılan davada yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta geçtiğinden bahisle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN TARTIŞILMASI, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, olağan genel kurulunu yapmayan davalı parti ilçe teşkilatının kendiliğinden dağılma halinin ve buna bağlı olarak hukuki varlığının sona erdiğinin tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup davacı vekili tarafından yukarıda yazılı sebeplerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizce, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen gözetilerek inceleme yapılmıştır....
sona erdiğinin tespitine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Anayasa'nın 68 ve 69. maddelerinde parti kurma, partilere girme ve siyasi partilerin uyacakları esaslar belirlenmiş; 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'nın 98 ve 104. maddelerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir....
parti giderleri miktarınca parti malvarlığının, yine Anayasa Mahkemesi kararıyla Hazineye irad kaydedileceği düzenlenmiştir....
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 32 ada 95 parsel sayılı taşınmazdaki 144, 145, 146 ve 147 no’lu bağımsız bölümlerin davacı kurum adına kayıtlı olduğu, davacı ile ilgili partinin .... ilçe teşkilatı arasında çekişmeli bağımsız bölümlerin kullanımı konusunda belirli süreli kira sözleşmesi yapıldığı, akabinde davacı tarafından haksız işgal nedeniyle açılan davada, ilgili partinin .... ilçe teşkilatının katılımı ile yargılamanın sonlandırıldığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, husumet kamu düzeni ile ilgili olup yargılama sırasında re'sen nazara alınması gerekir. Öte yandan, siyasi partilerin, belde, ilçe ve il teşkilatlarının parti tüzel kişiliğinden ayrı ve bağımsız bir tüzel kişilikleri yoktur. Partiyi temsil yetkisi, genel başkana aittir. Kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla, parti adına dava açma, davada husumet yetkisi genel başkana ve ona izafeten parti tüzüğünün göstereceği parti mercilerine aittir (2820 SPK md.15/3)....