Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tellallık (simsarlık) sözleşmesi mülga 818 sayılı Borçlar Kanununun 404- 409 maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520- 525 maddeleri arasında düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı "...simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkanının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması halinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Bu hüküm, mehaza uygun olarak, "Simsarlık, simsarın bir ücret karşılığında, ya diğer tarafa bir sözleşmenin kurulması fırsatını göstermeyi ya da ona bir sözleşme görüşmesi için aracılık etmeyi borçlandığı bir sözleşmedir" şeklinde anlaşılmalıdır. Simsarlık sözleşmesinin unsurları şu şekildedir: a) Simsarlık ilişkisinin tarafları simsar ile iş sahibidir ve simsar, iş sahibi için, konusu özel olarak belirlenmiş bir vekalet edimi üstlenmiştir....

Bu açıklamalar doğrultusunda somut uyuşmazlık; dava dışı alıcı Halil Karakuş tarafından bahçeli kargir dubleks ev satışı nedeniyle davalı T3 e ödenen 45.500.00.TL simsarlık (emlak komisyon) ücretinin, satışa birlikte simsarlık (aracılık) yapıldığından bahisle yarı yarıya paylaşılması gerektiği iddiasıyla davacı simsar (emlak komisyoncusu) firma tarafından davalı simsar (emlak komisyoncusu) aleyhine 22.750.00.TL alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Uyuşmazlıkta tarafların simsar (emlak komisyoncusu) oldukları ve ticari ve mesleki amaçla hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Yukarıda da belirtildiği üzere, bir hukuki işlemin 6502 sayılı Yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal veya hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....

Dolayısıyla davacı taraf kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip sözleşmenin kurulmasını sağlamadan hizmet bedeli ve cezai şart talep edemeyeceğinden davanın reddine hükmedilmiştir....

    satış bedeli olan 540.000,000 'tl, bedeli üzerinden mutabık kalınmış olan komişyon bedeli, davalı tarafından eksik ödendiği, sadece 3.800,00 tt lik kısım ödendiği, bakiye 8.944,00 tl'lik kısmı müvekkile ödenmediği, davalı sözleşmeden doğan borcunu ifa etmediğinden müvekkil 07.05.2020 tarihinde davalıya bodrum 10. noterliği 003711 yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine bodrum 1.icra müdürlüğünde icra takibi başlatıldığını, takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek itirazın iptali talepli eldeki davayı ikame etmiştir....

    Davacının delil olarak dayandığı, 17.01.2018 tarihli "Taşınmazın Satılması Hakkında Aracılık Sözleşmesi" simsarlık sözleşmesi niteliğinde olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 520. maddesindeki şartlara uygun geçerli bir tellallık sözleşmesidir ve sözleşmede imzası bulunan tarafları bağlar. Simsarlık sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapılması yeterlidir (TBK m.520 f.3). Yine, TBK m. 521 f.1 uyarınca, simsarın ücrete hak kazanabilmesi için aracılık ettiği sözleşmenin kurulması gerekir. Ancak bu düzenleme emredici nitelikte olmayıp yedek hukuk kuralı niteliğindedir. Somut olayda sözleşme hükümlerine göre sözleşme süresi içinde davalı tarafından davacı simsar devre dışı bırakılarak taşınmazın 3.kişiye satışının yapıldığı anlaşılmakla, sözleşmenin yukarıda yer verilen hükümleri uyarınca davacının cezai şart talep etme hakkı bulunduğundan ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde değildir....

    Mahkememizin 12/04/2021 tarihli celsesinde verilen ara karar ile dosyanın SMMM uzmanı bilirkişiye tevdiine karar verildiği, davacı vekilinin celse arasında 21/04/2021 tarihli dilekçesi ile dosyanın "emlak komisyonu" ya da "simsarlık sözleşmeleri"ya da "tellallık sözleşmeleri" konusunda uzman bilirkişiye tevdii edilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizin 07/06/2021 tarihli celsesinde davacı vekilinin dosyanın bilirkişiye gönderilmemesi, komisyon bedeli yasaya uygun şekilde belirlendiğinden davanın kabulüne karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep ettiği anlaşılmıştır....

      İSTİNAF BAŞVURU SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmenin 5.maddesine ve tarafların hür iradeleri ile anlaşmasına rağmen hizmet bedeli faturası da kesildiği halde davalı ödemesi gereken 5.250,00 TL hizmet bedelini ödemediğini, gerekçeli kararda teamülden bahsedildiğini, teamül ancak tarafların ayrı ücret ödeyeceği belirtilmemişse geçerli olduğunu, sözleşmenin 5.maddesinde "alıcı ve satıcı" satış bedelinin %3 +KDV olarak komisyon hizmet bedeli ödeyeceğini kabul ve taahhüt ettiklerini, tek taraflı komisyon ödemesi sadece arızi olarak bazı kira akitlerinde söz konusu olduğunu, müvekkilinin hem alıcı hem satıcıdan %3 +KDV komisyon ücretini hak ettiğini beyanla yerel mahkeme kararının bozularak kaldırılmasına karar verilmesini istinaf başvuru sebebi olarak ileri sürmüştür. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, simsarlık sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali istemine ilişkindir. HMK'nun 355....

      Somut olayda; davacı ile davalı arasında taşınmaz satımına aracılık yapılması konusunda simsarlık sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydına göre niteliği daire ( mesken) olup davalının mesleki veya ticari amaçla hareket eden gerçek kişi olduğuna dair dosya içinde bir bilgi ve belge bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacı simsar olup, taraflar arasındaki simsarlık sözleşmesinde davalının ise 6502 sayılı kanunun 3/k maddesinde tanımlanan tüketici, taraflar arasındaki işlem ise tüketici işlemidir. Aynı kanunun 73/1 maddesine göre tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda tüketici mahkemesi görevlidir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tüketici işlemi mahiyetinde olduğundan, somut uyuşmazlığa bakma görevi Tüketici Mahkemelerinin görev alanına girmektedir. (Yargıtay 13 HD.nin 2014/47409 Esas, 2015/2172 Karar sayılı kararı ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2016/9188 Esas - 2019/3423 Karar sayılı kararı da benzer mahiyettedir.)...

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; taraflar arasındaki sözleşmenin 9. maddesinin, bononun teminat olarak alındığını ortaya koyduğunu, taraflar arasında başka bir hukuki ilişki bulunduğuna dair davalının iddiası ve delilinin bulunmadığını, bu nedenle bononun teminat amacıyla verildiğinin ihtilafsız olduğunu, taraflar arasında simsarlık ilişkisi bulunmasına göre, aracılık faaliyetinin tamamlanıp tamamlanmadığının davalı tarafça ispatlanması gerektiğini,davalı tarafça simsarlık görevinin yerine getirildiğinin ispat edilemediğini, sözleşmedeki taşınmaz değeri ve komisyon oranı dikkate alındığında, bu bedeller ile bono bedelinin birbiriyle uyuşmadığını, bu nedenle davalının alacak davası açması gerekirken bonoyu takibe koymasının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğunu, sözleşmenin A bendinde geçen komisyoncunun tellallık hizmetini tamamladığı yönündeki hükmün TBK'nın simsarlık sözleşmesine dair hükümlerine aykırı olduğunu, oysa simsarın ancak satış gerçekleştiğinde ücrete hak kazanabileceğini...

          ün müvekkilinin taşınmazının devredebilmesi için gerekli bedeli hazır etmeyerek aynı zamanda alacaklı temerrüdünde sayılması gerektiğini. 6098 Sayılı TBK'nın "Alacaklının Temerrüdü" Başlıklı 106....

            UYAP Entegrasyonu