Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A) Yönetim kurulunun ibrası ve yeniden seçilmesi kararının iptali istemi yönünden yapılan değerlendirmede; 09.04.2021 tarihli 2020 yılı olağan genel kurul toplantısının 4. maddesi ile yönetim kurulunun ibrasına, 5. maddesi ile yönetim kurulu üyeliğine ... Savunma...A.Ş. Adına temsilen ...'ın seçilmesine ilişkin istemin reddine, yeniden yönetim kurulu üyeliğine ...'ın seçilmesine oy çokluğu ile karar verildiği, davacı şirket temsilcisinin yönetim kurulunun ibra edilmemesine ilişkin karara muhalefet şerhi koyduğu, 5. madde ile alınan karara ise olumsuz oy vermesine rağmen muhalefet şerhi yazmadığı anlaşılmıştır....

    ye satılmasına karar verildiğini, protokol hükümlerine aykırı hareket edilerek müvekkilinin hisse nispetinin % 38 oranında sabit olması gerekirken yönetim kurulu kararı ile diğer ortağa satılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 08/08/2008 tarihli olağanüstü genel kurul kararının iptali ile müvekkilinden talep edilen 1.045.000,00 TL'nin işlemden kaldırılmasına, müvekkilinin % 38'lik hissesinin sabit kalması ve müvekkilinin hissesinin satışına ilişkin 22/12/2009 tarihli yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, olağanüstü genel kurul toplantısının usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını, yeni yönetim kurulunun seçimi sonrasında davacı tarafından yapılan bir itirazın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir....

      Her ne kadar davacılar vekilince istinaf başvuru dilekçesinde asıl ve birleşen davada davacıların davalı şirketin yönetim kurulu üyesi olduklarını, bu nedenle alınan karara olumlu oy vermiş olsalar ve muhalefet şerhleri olmasa bile, alınan kararın uygulanması halinde şahsi sorumlulukları doğabileceği nedeniyle TTK'nın 446/1- d maddesi uyarınca dava açabileceklerini ileri sürmüş ise de dosyada yer alan davalı şirket ticaret sicil kayıtlarına göre gerek asıl gerekse birleşen davada davacıların davalı şirket yönetim kurulu üyesi olmadıkları, şirket ortağı oldukları anlaşılmaktadır. Şirketin en son yönetim kurulu üye seçimi 26.04.2018 tarihli genel kurulda yapılmıştır. Bu genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyeleri arasında her iki davacının ismi yoktur. Dava konusu genel kurulda alınan kararın davacılar tarafından uygulanması söz konusu değildir. Bu nedenle davacılar vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir....

      A.Ş. sermayesinin bu tutarın altında kaldığı ve genel kurul kararı kaldırılmazsa bu tutarın altında devam edeceği göz önüne alındığında yönetim kurulu üyeleri müvekkillerinin ... üyeliğine güvenerek şirketle ticaret yapan gerçek ve tüzel kişilere karşı hem Borçlar Kanunu hem de Ticaret Kanunu nezdinde sorumlu olacağını, Dava dilekçesinde de ısrarla üzerinde durdukları üzere şirketin sermaye artırımına hazırlıksız yakalanmaması ve nakit sermaye artışı yapılmaması için öncelikle şirket iç sermaye kaynaklarından artırım yapılmasının daha doğru olacağını, şirket iç kaynaklarından sermaye artırımına gidilmesi ve hissedarlara bedelsiz pay verilmesi, nakit sermaye artışına nazaran hissedarların ve şirketin daha lehine olacağını, bu şekilde hem şirketin menfaatlerinin korunmuş olacağını hem de hissedarlar olası bir sermaye artışında dağıtılmayan kar payları oranında nakit sermaye koyma borcundan kurtulmuş ve şirketteki pay oranlarını da herhangi bir nakit sermaye koymadan korumuş olacağını, TTK...

        nin 19/10/2015 tarih ve 2015/6 sayılı yönetim kurulu kararına imza atarak, ... A.Ş.'nin ... A.Ş.'nin yapacağı sermaye artırımına iştirak etmeme kararı verdiğini, Yönetim kurulu üyesi olarak attığı bu imzayı takiben 15/10/2015 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısına hissedar sıfatıyla katılarak, sermaye artırımına ... A.Ş.'...

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/12 Esas KARAR NO : 2022/13 DAVA : Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Yatırımcıların Açtığı Diğer Davalar) DAVA TARİHİ : 05/01/2022 KARAR TARİHİ : 07/01/2022 Mahkememizde görülmekte olan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (Yatırımcıların Açtığı Diğer Davalar) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirketin davalı konumundaki muteriz borçlu şirket tarafından ihraç edilmiş tahviller dolayısıyla ile gerek tahvillere bağlı anapara tutarlarının ve gerek belirlenen kupon alacaklarının vadelerinde ödenmemiş olması nedeniyle alacaklı konumuna geldiğini, söz konusu tahvillerin vadesi gelmesine rağmen ödenmemiş anapara ve kupon alacaklarının ödeme takviminin yeniden belirlenmesi ve borcun yapılandırılması amacı ile alacaklı konumundaki müvekkili şirket tarafından 22/04/2016 tarihli bir muvafakatname de verilmiş olmasına rağmen muteriz borçlu şirket tarafından söz...

            HSK’nin 30.11.2021 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesinin 25.11.2021 tarih ve 1232 sayılı kararı ile; 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinden, 22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinden, 19.10.2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunundan (142. maddesinde düzenlenenler hariç), 23.02.2006 tarihli ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunundan, 21.11.2012 tarihli ve 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman ve Tasarruf Finansman Şirketleri Kanunundan, 06.12.2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunundan, 20.06.2013 tarihli ve 6493 sayılı Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanundan kaynaklanan ve asliye ticaret mahkemesinin görev alanına giren ticari davalara ve ticari nitelikteki çekişmesiz...

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Mahkemece, iptali istenen 5. madde de, faaliyet raporunun, bilanço ve gelir tablosunun onaylanmasına ilişkin olup, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere genel kurula sunlan raporlarda usulsüzlük olmadığından ve oy çokluğuyla bilançolar onaylandığından bahisle davacının bu maddenin iptaline ilişkin talebi red edildiği, İptali istenen 6. madde de, yönetim kurulunun ibrası kararı alındığı, davalı şirket iki ortaklı olup davacı 125 pay, diğer ortak.... ise 375 paya sahip olduğu ve her iki ortakta yönetim kurulu üyesi olduğu, TTK 436 /2 maddesinde "... şirket yönetim kurulu üyeleriyle yönetimde görevli imza yetkisini haiz kişiler, yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmelerine ilişkin kararlarda kendilerine ait paylardan doğan oy haklarını kullanamaz." hükmü yer aldığı, bu madde uyarınca ortakların yönetim kurulunun ibrası için oy kullanmaları yasaya aykırı olduğundan bahisle davacının bu maddenin iptaline ilişkin talebi kabul edildiği, iptali istenen 7...

                Anataşınmazdaki blok yöneticilerinden oluşan üst kurul niteliği itibarıyla bir yönetim kurulu olduğundan Kat Mülkiyeti Yasası'nın 32. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince yönetim kurulunca alınan kararların öncelikle kat malikleri kurulunca görüşülüp karara bağlanması gerekip bunların iptali için doğrudan mahkemeye başvurulabileceği hususunda bir hükme yer verilmediğinden önce kat malikleri kuruluna başvurulmadan yönetim kurulu kararının doğrudan dava konusu edilmiş olması usul ve yasaya aykırı bulunduğundan bu gerekçe ile davanın reddi gerekirken, davanın süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddi doğru değil ise de yukarıda açıklanan gerekçe ile ve gerekçe değiştirmek suretiyle sonucu itibarıyla doğru olan red kararının ONANMASINA, ( YARGITAY 18....

                haklarını tamamen ortadan kaldırmayı amaçladığından söz konusu kararın batıl olduğunu, 05.05.2012 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alman sermaye artırımı kararında müvekkilin ve diğer ortakların sermaye koyma borcunu yerine getirdiklerinin İstanbul Mali Müşavirler Odası’na kayıtlı mali müşavir Bülent Peker tarafından tespit edildiğinin belirtildiğini ve bu kararın bütün hissedarlar ve aynı tarafından imzalandığını, 18.04.2015 tarihindeki genel kurulda aksi yönde alman kararların iptali için dava açıldığını, davalı şirket yönetim kurulu üyelerinin müvekkilin açtığı davaların şirket aleyhine sonuçlanacağını anlayarak, söz konusu davaların müvekkilin ortak olmadığı gerekçesiyle reddini sağlamak amacıyla, müvekkili hakkında iskat kararı verdiğini beyanla müvekkilinin 115.000 TL tutarındaki pay senedinin iptaline dair 10.06.2016 tarih, 6 sayılı yönetim kurulu kararının yok hükmünde/batıl olduğunun tespitine, söz konusu kararın icrasının dava sonucuna kadr tedbiren geri bırakılmasına...

                UYAP Entegrasyonu