Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili; şirketin yönetim kurulu kararında hukuka aykırılık bulunmadığını, TTK'nın 461/3. maddesine uygun alınmış bir karar olduğunu, TTK'nın 357. maddesindeki eşit işlem ilkesine uygun olduğunu, şirketin sermaye yapısını, ekonomik bütünlüğünü ve faaliyetlerini koruma amacı taşıdığını, şirketin sermaye ihtiyacının olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Dava, genel kurul kararının iptali, iptali talep edilen genel kurul kararına dayalı olarak alınan yönetim kurulu kararının butlan olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesince, yukarıda yazılı gerekçe ile davalı şirketin 19.03.2016 tarihli genel kurulunun 6 numaralı gündem maddesi ile alınan sermayenin artırılmasına ilişkin kararının davacı yönünden iptaline, bu karara dayalı olarak alınan yönetim kurulu kararının da davacı yönünden iptaline karar verilmiştir....

      Maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre; (1) Son yıllık bilançodan, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının yarısının zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşılırsa, yönetim kurulu, genel kurulu hemen toplantıya çağırır ve bu genel kurula uygun gördüğü iyileştirici önlemleri sunar. (2) Son yıllık bilançoya göre, sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının üçte ikisinin zarar sebebiyle karşılıksız kaldığı anlaşıldığı takdirde, derhâl toplantıya çağrılan genel kurul, sermayenin üçte biri ile yetinme veya sermayenin tamamlanmasına karar vermediği takdirde şirket kendiliğinden sona erer. (3) (Değişik: 26/6/2012-6335/16 md.) Şirketin borca batık durumda bulunduğu şüphesini uyandıran işaretler varsa, yönetim kurulu, aktiflerin hem işletmenin devamlılığı esasına göre hem de muhtemel satış fiyatları üzerinden bir ara bilanço çıkartır....

        nun payının % 48 olduğunu, her ikisinin yönetim kurulunda yer aldığını, sermayenin çoğunluğuna sahip olan davacının aynı zamanda yönetim kurulu başkanı olduğunu, müvekkilinin ortağı bulunduğu davalı şirketin ... Finansal Kiralama A.Ş.'...

          Davalı şirketin 28.03.2017 tarihli olağan genel kurulunda gündem maddeleri görüşülürken alınan ..., ..., ... ve ... nolu kararlar ile 21.04.2017 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan ... nolu kararın iptali istenmektedir. 28.03.2017 tarihli genel kurulda ... maddede, "2016 yılı yönetim kurulu faaliyet raporunun okunması, müzakeresi ve onayı" görüşülmüş ve yönetim kurulu oy çokluğu ile ibra edilmiş, 4. maddede "2016 yılı finansal tabloların (bilanço ve gelir tablosu) okunması, müzakeresi onayı ve yönetim kurulunun ibrası" gerçekleştirilmiş, 7. maddenin görüşülmesinde, "sermaye artırımı ve buna bağlı olarak ana sözleşmenin sermaye ile ilgili maddelerinin tadili" yıpılmış, 9. maddenin görüşülmesi neticesinde de "yönetim kurulu üye sayısının ve görev sürelerinin belirlenmesi, belirlenen üye sayısına göre seçim yapılarak yeni yönetim kurulunun oluşturulması" cihetine gidilmiştir....

            Böylece usule ve esasa aykırı olarak alınan 25.05.2021 tarih ... sayılı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde yayımlanan davacaya hitaben ihtar edilen ıskat kararının hükümsüz olduğunu, Adres değişikliğinin hükümsüzlüğüne ilişkin olarak: 2021-03 sayılı Yönetim Kurulu Kararı’nın usulüne uygun davet ve bildirim yapılarak toplanılmış bir yönetim kurulu toplantısında alınmaması hatta ismen yönetim kurulu denmesine rağmen yönetim kurulu toplantısının hiç yapılmamış olması sebebiyle ve alınmış olunan kararın davalı şirketin diğer iki yönetim kurulu üyesinin mevcuttaki ve müstakbel açılacak davaları yavaşlatma ve davacının haklarını kullanmasını engellemek kastı ile alınan bu kararında hükümsüz olduğunu, Davalı şirket yönetim kurulunun almış olduğu ıskat kararı, Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen en ağır yaptırım olup, ilgili ıskat kararı hakkında tedbir verilememesi halinde davacının hissedar olmasından kaynaklanan haklarının ve yönetim kurulu üyesi olmasından ötürü davalı şirketin menfaatlerini...

              GEREKÇE: Talep, TTK'nın 449. maddesi uyarınca genel kurul kararının iptali ve 391. maddesi gereğince yönetim kurulu kararının batıl olduğunun tespiti istemli davada, genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının yürütmesinin geri bırakılması istemine ilişkindir. TTK'nın 449. maddesi ''Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkeme, YK üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir'' hükmünü içermektedir. Yine aynı kanunun 391. maddesinde, yönetim kurulu kararının batıl olduğunun mahkemeden istenebileceği hüküm altına alınmıştır....

                Anonim şirket yönetim kurulu kararlarının butlanı, TTK'nın 391. maddesinde düzenlenmiş ve sınırlı sayıda olmamak üzere, özellikli bir kaç hal gösterilmek suretiyle, bu hallerde yönetim kurulu kararlarının batıl olacağı ifade edilmiştir. Bu maddeye göre; eşit işlem ilkesine aykırı olan, anonim şirketin temel yapısına uymayan, sermayenin korunması ilkesini gözetmeyen, pay sahiplerinin haklarını ihlal eden ya da bunların kullanılmasını güçleştiren veya kısıtlayan, diğer organların devredilmez yetkilerine giren ve bu yetkilerin devrine ilişkin yönetim kurulu kararlarının batıl olacağı belirtilmiştir. Kanun, yönetim kurulu kararlarının butlanını düzenlemiş, ancak yönetim kurulu kararlarının iptali bakımından açık bir hükme yer vermemiştir. Bazı özel durumlarda iptal davası açma imkanı getirilmiş ise de somut olayda iptali sağlayacak bir hüküm bulunmamaktadır. Bu bağlamda, dava konusu yönetim kurulu kararlarının 391.maddesi uyarınca batıl olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir....

                  AŞ'nin yönetim kurulu üyelerinin ibrasında oy kullandığından bahisle bu maddenin iptalini talep etmişse de, Yargıtay 11. H.D.'nin 12/12/2016 tarih ve 2016/2098 E-9484 K sayılı kararında yönetim kurulu üyesi olmayan şirketin temsilcisinin kendisi yönetim kurulu üyesi olsa dahi yönetim kurulu üyesi olmayan şirketi temsilen ibrada oy kullanmasının mümkün olduğu, davalı şirketin yönetim kurulu üyesinin ortağı olduğu şirket nedeniyle edindiği oy hakkı TTK 436. maddesi kapsamında oydan yoksunluk olarak değerlendirilemeyeceği, bu sebeple ibraya ilişkin genel kurul kararının kanuna ve esas sözleşmeye aykırı olmadığı, 12 nolu gündem maddesinde, TTK m.395 ve 396 gereğince alınan izinlerin alınmasına yönelik kararın iptali talep edildiği, yönetim kurulu üyeleri oylamaya katılmamış ise de, TTK m.436’ya aykırı olarak % 99 hissedarı ... olan ......

                    alınan yönetim kurulu kararının da geçersiz hale geleceği yönünde görüş bildirmişlerdir....

                      UYAP Entegrasyonu