GEREKÇE :Dava, ticari satım sözleşmesi kapsamında ayıplı ürünün yenisi ile değişimi talebine ilişkindir. Satıma konu aracın ayıplı olduğu ve misli ile değiştirilmesi gerektiği iddiasıyla açılan dava da talep daha sonra semenden indirime dönüştürülmüştür. Somut olayda, taraflar tacir olup uyuşmazlık ticari satışa konu aracın 6102 sayılı TTK'nun 23.maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekir. 6102 sayılı TTK'nun 23/1-c maddesine göre; "malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda TBK'nun 223.maddesinin ikinci fıkrası uygulanır."...
Maddesinde ayıplı mal tesliminde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, buna göre, malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir, düzenlemesi yer almıştır....
Davaya konu klimanın bulunduğu yere talimat yazılmış, alınan bilirkişi raporuna göre makinedeki arızanın kullanım kaynaklı olamayacağı makinenin ayıplı olduğu bildirilmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe Eldeki dava satıcının ayıptan sorumluluğuna ilişkin seçimlik hakların ifasına ilişkin davadır. Davacı vekili malın ayıplı olduğunu öne sürmüş davalı cevap vermemiştir. Davacının sunduğu belgeler ile keşifteki bilgiler nazara alındığında taraflar arasında bir satım sözleşmesi yapıldığı, satıma konu malın keşifte görülen klima olduğu, davalının ayrıca bir garanti taahhüdü altına girdiği malın ise ayıplı olduğu anlaşılmıştır. Yine alınan rapora göre ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu görülmekle ihbar külfetinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu halde davacının ayıp oranında indirim, ücretsiz onarım ve misliyle değişim haklarından birini kullanma imkanı vardır....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/83 Esas sayılı dosyasında ise aynı sözleşme gereğince verilmiş olan 15.000,00 TL bedelli çekin davalı tarafından davacıya iade edildiği, ayıplı miktardan bu miktarın çıkarılması gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile taraflar arasında düzenlenen 02/10/2010 tarihli sözleşme gereğince verilmiş olan asıl davaya konu 31/03/2011 keşide tarihli, 3360 seri nolu 20.000,00 TL bedelli çek ile birleşen davaya konu 3550 seri nolu, 31/05/2011 keşide tarihli, 15.000,00 TL bedelli çek nedeniyle 9.520,00 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, bilirkişi raporunda belirtilen ayıplı malların davalıya iadesine, edimlerin birlikte ifa edilmesine, davanın icra takibinden önce açılması nedeniyle, davalının tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Maddesinde, ürünün ayıplı olması halinde tüketicinin kullanabileceği seçimlik haklar düzenlenmiş olup ''Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; (1) a)Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (2) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi hakları üretici veya ithalatçıya karşı da kullanılabilir. Bu fıkradaki hakların yerine getirilmesi konusunda satıcı, üretici ve ithalatçı müteselsilen sorumludur. Üretici veya ithalatçı, malın kendisi tarafından piyasaya sürülmesinden sonra ayıbın doğduğunu ispat ettiği takdirde sorumlu tutulmaz....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 16/10/2018 NUMARASI : 2017/241 ESAS, 2018/517 KARAR DAVA KONUSU : Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan (Malın Ayıplı KARAR : Taraflar arasında görülen ayıplı mal nedeni ile malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....
Mahkemece yapılan keşif sonucunda alınan bilirkişi raporunda; dava konusu yatak odası takımı, yemek odası takımı ve koltuk takımının ayıplı olduğu, yeniden bir onarım ile orijinal durumuna gelme ihtimalinin olmadığı, tüketicinin kullanımından kaynaklı bir arıza olmadığı, üretimden kaynaklı arızaların bulunduğu, mobilyaların toplam bedelinin 14.500,00 TL olduğu, mobilyalarda bulunan kusurların gizli ayıplı olduğunun tespit edildiği, malın teslimi tarihinden itibaren altı ayda ortaya çıkan ayıpların, teslim tarihinde var olduğunun kabul edileceği karinesinin aksinin davalı tarafça kanıtlanamadığı, ayıp nedeniyle davacı tüketicinin bedel iadesi yönünde seçimlik hakkını kullanmakta haklı olduğu" gerekçesiyle; davanın kabulüne, Davaya konu mobilya takımının ayıplı olduğunun tespiti ile, satış bedeli olan 14.500,00- TL'nin ayıplı malın davalıya iade tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ayıplı ürünlerin (davacıya hiç teslim edilmeyen...
Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, satıma konu makinenin teknik özelliklerinin marka, model, seri no gibi tanımlayıcı bilgilerinin yürürlükteki 07.06.2011 tarihli 27957 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan tıbbi cihaz yönetmeliği gereğince üzerinde bulunmadığı, tek işlemde bir defalık kullanımla cihazın beklenen sonucu vermediği, cihazın hukuken ayıplı bir mal niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, diğer taraftan senetlerin üçüncü kişilere ciro edilebileceği ihtimaline binaen davacının senetlerin iadesi isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. TTK'nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir....
GEREKÇE: Dava, taraflar arasında mevcut ticari alışveriş kapsamında davalıdan satın alınan ürünün ayıplı olduğundan bahisle ayıplı malın iadesi ile ödenen 940,00-TL bedelin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Tüm dosya kapsamı dinlenilen tanık beyanı bir arada değerlendirildiğinde; Tarafların Katılımı ile 11.03.2021 gerçekleşen Arabuluculuk görüşmeleri esnasında davalı tarafça ürünün iade edilmesi koşulunda ücret iadesinin kabul edildiği ancak Arabulucu ücretinde anlaşılamaması nedeni ile Anlaşamama tutanağının düzenlendiği görülmekle tarafların kabulünde olan ayıplı ürünün davalıya mahkememize başvurup talep etmesi halinde mahkememizce iadesi ile ürün bedelinin tahsiline ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; Davacıya teslim edilen cihazın ayıplı olmadığını, davacıyla imzalanan 28/02/2012 tarihli sözleşme şartlarına uygun bir biçimde tüm aparatları ile birlikte sorunsuz olarak davacıya teslim edildiğini, gerekli bilgi ve eğitimlerin verildiğini, TTK.25 ve devamı maddelerine göre satın alınan emtianın ayıplı olduğu açıkca görülebiliyor ise alıcının iki gün içinde bildirmeye mecbur olduğunu aksi takdirde alıcı malın ayıplı olduğunu süremeyeceğini, davacının yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, 21 ay sonra ayıp ihbarında bulunduğunu, müvekkilinin ayıptan doğan sorumluluğunun ortadan kalktığını, dava konusu cihazın kullanımından kaynaklanan ve belirli parçaların sarf malzemesi olarak kullanım ömrü belirli bir süreyle sınırlı olan parçaların değişiminin ayıp olarak nitelendirilemeyeceğini, arızanın nedeninin tespitinin gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizce yazılan talimat uyarınca ......