Davacı vekili istinafa başvuru dilekçesinde özetle; takibe konu bononun teminat senedi olup, kira sözleşmesine istinaden verildiğini, sözleşmenin düzenleme ve başlangıç tarihi ile senedin tanzim tarihinin 05/05/2015 tarihi olduğunu, üçüncü yıl kira bedelinin 21.600,00 TL olduğu hususunun davalı tarafça da kabul edildiğini, senedin borç ikrarını içermediğini, teminat senedi için yazılı delil gerekmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 6102 Sayılı TTK'nun 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır. Borçlu davacının icra mahkemesine başvurusu İİK'nun 169. maddesi uyarınca, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın İİK'nun 169/a maddesi gereğince incelenmesi gerekmektedir....
ışığında sözleşmeye bitişik olarak düzenlenen dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve davalının bunu bilerek, kötüniyetle ve davacının zararına olarak senedi işleme koyduğunun açık olduğunu, davalı hakkında açılan Kayseri 9....
ışığında sözleşmeye bitişik olarak düzenlenen dava konusu senedin teminat senedi olduğu ve davalının bunu bilerek, kötüniyetle ve davacının zararına olarak senedi işleme koyduğunun açık olduğunu, davalı hakkında açılan Kayseri 9....
na verilen teminat senedi olduğunu, diğer müvekkili ...'in de kefil olarak senedi imzaladığını, teminat senedinin ciro edilemeyeceğini, yapılan ilamsız takip şekli ile müvekkillerinin ilk cirantaya karşı ileri sürebilecekleri itirazlarını alacağın temliki hükümlerine göre üçüncü kişilere karşı da ileri sürebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, dava konusu bononun .../06/2003 vadeli olup vadeden itibaren ... yıl geçmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığı, ayrıca davacının kefile karşı sebepsiz zenginleşme davası açamayacağı, davalı kefil hakkında açılan davanın da bu yönden reddine karar verilmesi gerektiği, dava konusu senedin aslının bulunamadığı, kesinleşmiş ... .... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2004/1075-2007/621 sayılı kararının gerekçesinde belirtildiği üzere senedin ... ...'dan ihale alan ... Mühendislik Firması'nın işçisi olan davalı ...'...
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerekir. (HGK'nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12- 768 E, 2013/312 K. sayılı ve yine HGK'nun 20.06.2001 T. ve 2001/12- 496 sayılı kararları). Somut olayda, takibe konu edilen senedin ön yüzünde "365- 8 ve 16 parsel arsa devir sözleşmesi için teminattır" ibaresinin yer aldığı, bu ibarenin senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunu ispatladığı, senedin, Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1- b maddesine göre; "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığı, kaydın, senedin kayıtsız şartsız borç ikrarına havi olması şartını ortadan kaldırdığı ve senedin kambiyo vasfı taşımadığı anlaşılmıştır....
Dava, kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibine konu edilen senedin teminat amaçlı olarak verildiği iddiası ile açılan menfi tespit davasıdır. Davacı; senedin kira sözleşmesine dayalı olarak verilen teminat senedi olduğunu iddia etmiş, davalı ise dava konusu senedin teminat amaçlı verilmediğini ileri sürmüştür. Bilindiği üzere kambiyo senedi ( bono ) sebepten mücerret olup, bono nedeni ile borçlu olmadığının ispatı ancak yazılı delille mümkündür. Türk Medeni Kanununun 6. maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin, iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir (HMK madde 190)....
Davalı alacaklı tarafından icra dosyasında takibe konu senedin sadece ön yüzünün olduğu belgeyi eklediği, davacı borçlunun ise dava dilekçesinin ekinde dava konusu senedin hem ön hem arka yüzünün olduğu belgeyi sunduğu, belgenin incelenmesinde arka yüzünde senedin teminat seneti olduğunun belirtildiği, taraflar-------akdedilen ----- sözlşemenin 18. maddesinde de davacı tarafından davalıya teminat senedi verileceğinin belirlendiği, bu kapsamda dava konusu senedin teminat senedi olarak davalıya verildiği kabul edilmiştir. Davalı taraf her ne kadar davacının eksik iş yapdığını, eksik işlerin dava dışı 3. kişilere yaptırıldığını iddia etmiş ise de; bu hususta dosyaya herhangi bir bilgi, belge, fatura vs. sunmadığı gibi, davacının eksik iş yaptığına ilişkin herhangi bir ihtarname, mutabakat metni vs. sunmamıştır. Ayrıca---- tarafından yerinde inceleme sonucu dosyaya sunulan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere, eksik iş iddiasının ispat edilemediği kanaatine varılmıştır....
Senet üzerine yazılacak olan "teminattır" ibaresi tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmaz. "teminat senedidir," "devredilemez", "ciro edilemez", ibareleri tek başına geçersiz olup, hiç yazılmamış kabul edilir. Aynı yönde (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamı), bir senedin teminat senedi olduğunu ileri süren taraf bunu yazılı bir belge ile ispatlamalıdır. Somut olayda ... ile davacı arasında bayilik sözleşmesi yapıldığı, sözleşmenin altında bir bütün olarak senet bulunduğu, senette yalnız bedel, keşidecinin adı ve imzası bulunduğu, otokopili suret olan bayilik sözleşmesi altında bulunan senedin,takibe konu senedin nüshası olduğu alınan nilirkişi raporundan anlaşılmıştır.Ancak senedin teminat senedi olduğu yazılı delille ve kesin delille ispatlanamamıştır.Davalının sanık sıfatıyla yargılandığı Kayseri ......
gelmiş, diğer davalılar tarafından kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Dava, davalılardan ... tarafından takibe konulan senedin teminat senedi olup, ciroların usulsüz ve senette tahrifat yapıldığını bildirerek senet nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı ... vekili, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, ve senedin müvekkilinin elinde bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ... vekili, müvekkilinin meşru hamil olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı ..., duruşmalara katılmamış, cevap da vermemiştir....
İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...,takip dayanağı çekin ön veya arka yüzünde senedin teminat amaçlı verildiğine yönelik bir açıklama olmadığı gibi alacaklının senedin teminat senedi olduğu yönünde bir kabul beyanı da bulunmamaktadır. Bu sebeple davacının iddiasını yukarıda yazılı belgelerle ispat edemediği görüldüğünden davanın reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle; Davanın REDDİNE," karar verildiği görülmüştür....