Bu durumda Balıkesir İş Mahkemesi yetkili bulunduğundan davacının bu husustaki istinafı yerinde görülmemiştir. 2- 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun 41.maddesi "(1) Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir...(3) İşletmede birden çok sendikanın yüzde kırk veya fazla üyesinin olması durumunda başvuru tarihinde en çok üyeye sahip sendika toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir." hükmünü içermektedir. Sendikalara yetki verilirken işverenin bütün iş yerlerindeki işçileri değil, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek iş kolundaki iş yerinde çalışan işçilerinin sayısı dikkate alınmalıdır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2022/5 ESAS - 2022/177 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Toplu İş Sözleşmesi İçin İş Yeri Yeterliliğine İlişkin Uyuşmazlıklar (Send. K. M.34/4)) KARAR : Davalı Sendika vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı işverenliğin süresi içerisinde itirazda bulunmadığını, davacı tarafça süresinde yapılmayan itiraz ile ikame edilen bu davanın usul açısından hak düşürücü süre içinde açılmadığının sabit olduğunu, tebligatın usulüne uygun olarak yapıldığını, müvekkilinin davacı şirketin 11 numaralı işkolunda faaliyet gösteren 1020210.026 SGK sicil numaralı Hisar Mah....
Kanun’un "İşkolunun tespiti" kenar başlıklı 5 inci maddesinin ikinci fıkrası şöyledir: “Yeni bir toplu ... sözleşmesi için yetki süreci başlamış ise işkolu değişikliği tespiti bir sonraki dönem için geçerli olur. İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmaz.” 6. 6356 ... Kanun’un 5 inci maddesinin ikinci fıkrasına dair madde gerekçesi de şöyledir: “... İşkolu tespit talebi ve buna ilişkin açılan davalar, yetki işlemlerinde ve yetki tespit davalarında bekletici neden sayılmayacaktır. Bu hüküm ile işkolu itirazlarının toplu sözleşme yapma sürecini gereksiz şekilde uzatması ve zaman zaman bu itirazların toplu sözleşme sürecini kilitlemek için kötüye kullanılması önlenmek istenmiştir. ...” 7. 6100 ... Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi. 3. Değerlendirme 1....
sendikanın işveren olan belediyeden dava konusu aidatları talep edebilmesi için gerekli olan üç önemli şartm gerçekleşmediğini, 01.03.2012- 01.03.2015 tarihleri arası davacı sendika tarafından imzalanmış, işçiler lehine zam ve herhangi bir hak getirmiş ve işçilerin yararlanmış olduğu herhangi bir toplu iş sözleşmesi olmadığım, davacı sendikanın dayanışma aidatı isteme hakkının olmadığım, yetki şartının, îşçiier lehine zam ve herhangi bir hak getirmiş toplu iş sözleşmesi şartının ve işçilerin bu TİS’den yararlanmış olma şartının gerçekleşmediğini, davacı sendikanın 18.7.2014 tarihinde ilk yetkisini aldığım ve 08.08.2014 tarihinde 01,03.2012- 28.02,2014 tarihli toplu iş sözleşmesi imzaladığını, ikinci yetkisini 25.9.2014 tarihinde aldığını ve 01.03,2014- 29.02.2016 tarihli toplu iş sözleşmesini 27.02,2015 tarihinde imzaladığım, davacı sendikaya üye olmayan Belediye İş Sendikası işçilerinin de 01.03.2015 tarihinden geçerli olmak üzere TİS sözleşmesinden yararlanma ve aidat ödeme talepli dilekçe...
MAHKEME GEREKÇESİ VE HÜKMÜ ÖZETLE: Mahkemece19/09/2022 tarihli ara karar ile "Davacı T1 tarafından T3 Sendikası aleyhine açılan Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendika Yönetim Kurulu Kararına İtiraz İstemli) ilişkin davanın mahkememizde yapılan açık duruşması sonunda verilen 19/09/2022 tarihli ara kararı gereğince; Gereği Düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sendikanın 07/09/2022 tarih ve 3/121 nolu davacıyı görevden el çektirme konulu yönetim kurulu kararıyla genel kurul seçimiyle elde ettiği genel başkan yardımcılığı (genel yönetim kurulu üyeliği) görevinden el çektirilmesine ilişkin tamamen hukuka aykırı kararının yok hükmünde olduğunu ve baştan itibaren hükümsüz olduğunun tespiti ile iptaline ve davacının eski görevine iadesine ve bu hususta ivedi olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "ihtiyati tedbirin şartları"na ilişkin 389/2. maddesinde; "Mevcut durumda meydana gelebilecek bir...
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 10/02/2022 NUMARASI : 2021/245 2022/47 DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar KARAR : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının Enerji Bir- Sen Ankara 6 Nolu Şubesinin 25/04/2019 tarihli 2. olağan genel kurulunda yeniden şube başkanı olarak seçildiğini, davacının daha önce genel merkezin 20/01/2019 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda aday olduğunu ve seçilemediğini, böylece yönetime muhalif olarak kabul edildiğini, genel merkez tarafından şube başkanı olarak seçilmesinin engellenememesi üzerine Sendika genel merkez tarafından 06/05/2019 tarih ve 1524 sayılı kararı ile genel merkez denetleme kurulu tarafından denetime alındığını, oysa şube'nin 2018 yılı sonu itibarı ile denetiminin yapılıp, raporunun sunulduğunu, ayrıca genel merkez denetleme Kurulunun kendi denetimleri dışında ARDA bağımsız Denetim Danışmanlık ve Mali Müşavirlik A.Ş den rapor aldığını ve Şubelerin denetiminin yapıldığını, genel merkez denetim kurulu...
DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendikanın Toplu İş Sözleşmesi Yapma Yetkisinin Tespiti (Çoğunluk Tespiti) (Send. K. M. 43,44)) KARAR : Davalı sendika vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesi ekinde somut deliller yer almadığından davanın incelenmeksizin ve duruşma yapılmaksızın reddi gerektiğini, davacı sendikanın yetkiye konu işverenlikte üyesinin bulunmadığını, isim kullanım hakkının durdurulması yönünde davacı sendika aleyhine tedbiren durdurma kararı olduğunu, 6356 Sayılı Kanunun 43.maddesinde öngörülen hak düşürücü sürede işbu davanın açılmadığını, dava konusu işyerinde % 55,39 ile yetki için Kanunun aradığı gerekli çoğunluktan fazlasına haiz olduklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Bakanlığından yetki tespiti dosyasının getirtilmediği, bu hususta sendikanın cevabi yazısı ile yetinildiği; sendikanın cevabi yazısına göre yetki başvurusunun 28.08.2013 tarihinde yapıldığı, davalı işverenin yetki tespitine itiraz davası açtığı, Kocaeli 2. İş Mahkemesi'nin 2014/264 esas ve 2014/552 sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Kocaeli 2. İş Mahkemesi'nin sözü edilen kararının UYAP ortamında yapılan sorgulamasında, davanın reddine ilişkin bu kararın Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 2015/3126 esas, 2015/6377 karar sayılı ilamı ile onandığı görülmüştür. Sendikanın 22.10.2015 tarihli cevabi yazısında ise, işveren baskısı ve işten çıkarmalar neticesinde sendikanın yetkisinin düştüğü, dosyanın işlemden kaldırıldığı belirtilmektedir. Her ne kadar, mahkemece sendikaya yazılan müzekkerede, istifa edenlerden çalışan olup olmadığı sorulmuş ise de, sendikanın bu hususta bir cevap vermediği, mahkemece bu hususun araştırılmadığı görülmektedir....
Dosya kapsamından, davacının alt işveren işçisi olarak çalıştığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığı, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun "Toplu İş Sözleşmesinden Yararlanma" başlıklı 39/2 maddesi hükümlerince, TİS'ten sözleşmenin imzalanması tarihinde taraf sendikaya üye olanlar yürürlük tarihinden itibaren yararlanacağından, davacının, Öz Sağlık-İş Sendikası ile T3 adına TÜHİS arasında imzalanan 01.01.2019- 31.12.2020 yürürlük süreli TİS'ten, 10.08.2020 imza tarihi itibariyle taraf sendikanın üyesi olması nedeniyle, yürürlük tarihinden itibaren yararlanması gerektiği, davacı tarafça, TİS gereği uygulanması gereken ücret zammı, ikramiye, ilave tediye, hizmet zammı, meslek risk tazminatı, sosyal yardım, vasıta yardımı, giyim yardımı, ek ödeme, fazla çalışma ücreti, gece zammı ve ulusal bayram ve genel tatil, ücreti farklarının ödenmesinin talep edildiği, davalı tarafın ise 16.09.2020 tarihinde davacının TİS'ten kaynaklanan haklarının ödendiğini savunduğu...
Davacı, 2012 yılında Güvenlik-İş Sendikasını kurduklarını, kurucu üye ve halen sendikanın genel mali sekreteri olduğunu, sendikanın kurulmasından sonra örgütlenme faaliyetlerinin başladığını, 500 çalışanı olan işyerinde yaklaşık 400 çalışanın üye yapıldığını, 02.05.2014 tarihinde Bakanlık yazısı ile, ilgili sendikanın işyerinde toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkili kılındığını, yerel seçimler sonrasında sendika üyesi işçilere baskı yapılarak başka bir sendikaya üye olmaya zorlandıklarını, iş akdinin sendikal sebeple fesholunduğunu iddia etmiştir. Davacı tanıklarının, davacı iddialarını doğruladığı, sendika üyesi ve aktif olarak çalışan 10 işçinin iş akdinin feshedildiğini, başka sendikaya geçmeleri yönünde kendilerine baskı uygulandığını beyan ettikleri görülmüştür. Güvenlik-İş Sendikası, cevabi yazısında, ......