HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/2522 KARAR NO : 2022/2410 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ALİAĞA 2. İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 09/09/2022 NUMARASI : 2022/37E., 2022/178K. DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar KARAR : Yukarıda ayrıntısı yazılan ve istinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın incelenmesi sonucunda: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların iddia ve savunmasının özeti: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı T5 talebi üzerine T3 verilen 21/02/2022 tarihli yetki tespitine ilişkin kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri cevap dilekçesinde özetle; davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....
Taraflar arasında, 6360 sayılı kanun uyarınca davalı kuruma geçişi yapılan davacının geçişten önce çalıştığı Belediye ile üyesi bulunduğu Belediye iş sendikası arasında tanzim edilen 01.03.2014- 28.02.2017 tarihleri arasında yürürlükte olan TİS hükümlerinden yararlanıp yararlanamayacağı ve buna bağlı olarak fark ücret, akdi ikramiye, ilave tediye ve sosyal haklara ilişkin alacağı olup olmadığı hususlarındadır. Davalı taraf, davalı kurumun sağlık ve sosyal hizmetler iş kolunda yer aldığını, davacının nakil öncesi üyesi olduğu Belediye iş sendikasının genel iş kolunda yer aldığını, 09.07.2013 tarih ve 28702 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan sendika üyeliğinin kazanılması ve sona ermesi ile üyelik aidatının tahsili hakkındaki yönetmelik ile iş kolu değiştiren işçinin sendika üyeliğinin sona ereceğine ilişkin düzenleme nedeniyle davacının sendika üyeliğinin kendiliğinden sona erdiğini belirterek davanın reddi gerektiğini belirtmiştir....
Bu nedenle mahkeme kararının muvazaa tespiti yerindedir. Buna göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Ancak Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 01.11.2021 tarihli üst yazısı ile “2015- 2021 yılları arasında taşeron firma ile sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin üyelik bildiriminin T3ne yapılmadığı” yönündeki beyanının işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacının sendika üyeliğinin muvazaa tespiti yapılmadan önce işvereni olarak kabul edilen taşeron şirkete bildirilip bildirilmediği belirlenerek, buna göre davacının davalı işverenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına karar verilmesi gerekirken, sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmiştir....
Bu nedenle mahkeme kararının muvazaa tespiti yerindedir. Buna göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Ancak Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 01.11.2021 tarihli üst yazısı ile “2015- 2021 yılları arasında taşeron firma ile sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin üyelik bildiriminin T3ne yapılmadığı” yönündeki beyanının işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacının sendika üyeliğinin muvazaa tespiti yapılmadan önce işvereni olarak kabul edilen taşeron şirkete bildirilip bildirilmediği belirlenerek, buna göre davacının davalı işverenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına karar verilmesi gerekirken, sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmiştir....
Bu nedenle mahkeme kararının muvazaa tespiti yerindedir. Buna göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Ancak Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 01.11.2021 tarihli üst yazısı ile “2015- 2021 yılları arasında taşeron firma ile sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin üyelik bildiriminin T3ne yapılmadığı” yönündeki beyanının işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacının sendika üyeliğinin muvazaa tespiti yapılmadan önce işvereni olarak kabul edilen taşeron şirkete bildirilip bildirilmediği belirlenerek, buna göre davacının davalı işverenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına karar verilmesi gerekirken, sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmiştir....
Bu nedenle mahkeme kararının muvazaa tespiti yerindedir. Buna göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Ancak Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 01.11.2021 tarihli üst yazısı ile “2015- 2021 yılları arasında taşeron firma ile sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin üyelik bildiriminin T3ne yapılmadığı” yönündeki beyanının işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacının sendika üyeliğinin muvazaa tespiti yapılmadan önce işvereni olarak kabul edilen taşeron şirkete bildirilip bildirilmediği belirlenerek, buna göre davacının davalı işverenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına karar verilmesi gerekirken, sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmiştir....
Bu nedenle mahkeme kararının muvazaa tespiti yerindedir. Buna göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Ancak Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 01.11.2021 tarihli üst yazısı ile “2015- 2021 yılları arasında taşeron firma ile sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin üyelik bildiriminin T3ne yapılmadığı” yönündeki beyanının işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacının sendika üyeliğinin muvazaa tespiti yapılmadan önce işvereni olarak kabul edilen taşeron şirkete bildirilip bildirilmediği belirlenerek, buna göre davacının davalı işverenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına karar verilmesi gerekirken, sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmiştir....
Bu nedenle mahkeme kararının muvazaa tespiti yerindedir. Buna göre davacının ilave tediye alacağının hüküm altına alınması yerindedir. Ancak Türkiye Maden İşçileri Sendikasının 01.11.2021 tarihli üst yazısı ile “2015- 2021 yılları arasında taşeron firma ile sendika arasında yapılan toplu iş sözleşmelerinin üyelik bildiriminin T4ne yapılmadığı” yönündeki beyanının işçinin sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği olarak kabulünün hatalı olduğu anlaşılmıştır. Davacının sendika üyeliğinin muvazaa tespiti yapılmadan önce işvereni olarak kabul edilen taşeron şirkete bildirilip bildirilmediği belirlenerek, buna göre davacının davalı işverenin bağıtladığı toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklara hak kazanıp kazanmadığına karar verilmesi gerekirken, sendika üyeliğinin işverene bildirilmediği gerekçesiyle reddi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle kaldırılarak mahkemesine gönderilmiştir....
Henüz örgütlenme aşamasında olan sendikanın yetki tespiti talebinde bulunmadığı, işyerinde uygulanmakta olan T.İ.S. olmadığı da anlaşılmıştır. Halen işyerinde çalışan davacı tanıklarından ..., işyerinde sendika örgütlenme çalışmaları başladı, davacı da bu çalışmalara katılıyordu, Genel Müdür Alper Bey beni çağıdırdı, sendika üyesi olup olmadığımı sordu, ben de olmadığımı söyledim, kendisi üye olmadığımı bildiğini, üye olmamamı ve üye olanlara destek vermememi istedi , 3 kişinin iş akdi feshedildi, hepsi sendika üyesi idi şeklinde, ... ise; davacının ismi de sendika örgütlenmesine katılan işçiler arasında geçiyordu, işveren yetkilierinine yakın çalışanların bilgi aktarımları doğrultusunda sendika üyesi olanların ya da örgütlenme çalışmalarına katılan işçilerin bir kısmının işten çıkartıldığını, bir kısmının da maaşlarına düşük zam yapılddığını biliyorum, şeklinde beyanda bulunmuştur....
Gerek metindeki terimlere bağlı olarak maddenin yorumu, gerekse madde gerekçesi ile konuya ilişkin tarihsel süreç ve mevzuatımızda yapılan değişiklikler dikkate alındığında, kamu görevlileri sendika ve üst kuruluşlarının, sendika üyesi olan kamu görevlisinin isteği üzerine, statüsü ve bu statüsünden kaynaklanan hak, yükümlülük, görev ve sorumlulukları ile atama, nakil, disiplin ve personel hukukuna ilişkin diğer düzenlemelere dayalı olarak, üyeleri hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemlere karşı, üyelerini temsilen avukatları aracılığıyla dava açabilecekleri ve bu nedenle açılan davalarda taraf olabilecekleri sonucuna ulaşılmaktadır.'' ifadelerine yer verilmiştir....