davanın haksız eylemden kaynaklanan tazminat isteği ile açılıp açıkça adli yargının görev alanında kaldığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/07/2019 NUMARASI : 2017/737 ESAS - 2019/591 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendikalara Karşı Açılacak Alacak Davaları) KARAR : GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde 11/09/2008- 07/12/2012 tarihleri arasında çalıştığını, davacının son maaşının 1.549,00 TL olduğunu, davalı işyerinde yol, yemek, erzak, toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan yardımlar ve başkaca sosyal yardımların mevcut olduğunu, davacının iş akdinin hiçbir gerekçe gösterilmeden davalı tarafından tek taraflı olarak feshedildiğini, fazlaya ilişkin yasal haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’nin ihtar tarihi olan 07.11.2016 tarihinden itibaren işleyecek bankaların mevduata uyguladığı en yüksek faiziyle birlikte, 1 yıllık kıdeme esas ücreti tutarında sendikal tazminat için fazlaya ilişkin yasal haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00 TL’nin ihtar tarihi olan 07.11.2016 tarihinden...
açılacak tazminat davaları yönünden hüküm ifade etmeyeceği, temyiz konusu davanın ise beraat hükümlerinin kesinleştirilmiş sayıldığı 11.02.1993 tarihinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra 09.01.2012 tarihinde açılması karşısında, beraat hükümlerinin anılan dava yönünden kesinleştirilmiş sayıldığı tarihten itibaren on yıl içinde açılmayan tazminat davasının süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 30.11.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
açılacak tazminat davaları yönünden hüküm ifade etmeyeceği, temyiz konusu davanın ise beraat hükümlerinin kesinleştirilmiş sayıldığı 11.02.1993 tarihinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra 16.01.2012 tarihinde açılması karşısında, beraat hükümlerinin anılan dava yönünden kesinleştirilmiş sayıldığı tarihten itibaren on yıl içinde açılmayan tazminat davasının süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
açılacak tazminat davaları yönünden hüküm ifade etmeyeceği, temyiz konusu davanın ise beraat hükümlerinin kesinleştirilmiş sayıldığı 11.02.1993 tarihinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra 16.01.2012 tarihinde açılması karşısında, beraat hükümlerinin anılan dava yönünden kesinleştirilmiş sayıldığı tarihten itibaren on yıl içinde açılmayan tazminat davasının süresinde açılmaması nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle, Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 07.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Ağır Ceza Mahkemesine hitaben yazdığı aynı tarihli dilekçesinde bahse konu kararı temyiz etmeyeceğini bildirerek kararın kesinleştirilmesini talep ettiği, gerekçeli karar üzerinde kararın 20.09.2012 tarihinde kesinleştiği yönünde şerh bulunduğu, davacı vekilince 24.09.2012 havale tarihli dilekçe ile uyuşmazlık konusu davanın açıldığı anlaşılmakla; 30.12.1998 tarihinde davacının ve müdafisinin yokluğunda verilen beraat kararının verildiği tarihten itibaren üç ay içinde kesinleştirilememesi nedeniyle söz konusu beraat kararları 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları yönünden 30.03.1999 tarihinde kesinleştirilmiş sayıldığından bu üç aylık sürenin geçmesinden sonra gerçekleşen 20.09.2012 tarihli cezai anlamdaki kesinleştirmenin 466 sayılı Kanun uyarınca açılacak tazminat davaları yönünden hüküm ifade etmeyeceği, temyiz konusu davanın ise beraat hükümlerinin kesinleştirilmiş sayıldığı 30.03.1999 tarihinden itibaren on yıllık süre geçtikten sonra 24.09.2012 tarihinde açılması karşısında...
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez. El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır....
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez. El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır....
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle açılan tazminat davaları, taşınmaz mülkiyetinin bedeli karşılığında kamuya aktarılması yoluyla mülkiyete yapılan fiili müdahaleyi sonlandırmayı hedeflemesiyle, sadece idarenin işlem ve eylemlerinden doğan zararın tazminini sağlayan, mülkiyete ilişkin herhangi bir sonuç doğurmayan idari yargıda açılan tam yargı davalarından farklılaşmaktadır. Mülkiyetin bedele çevrilmesi ise, idari eylem ve işlem nedeniyle doğan bir zarar niteliğinde olmadığından idari yargıda görülen tazminat davasının konusuna girmez. El atmanın önlenmesi davası ile, mülkiyet hakkına yapılan fiili müdahalenin giderilmesi amaçlanmakta iken kamulaştırmama işlemine karşı açılan iptal davasında ise tam tersine idarenin kamulaştırma bedelini ödemek suretiyle taşınmaz mülkiyetini üzerine alması sağlanmaya çalışılmaktadır....
İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 28/02/2022 NUMARASI : 2021/286 ESAS, 2022/38 KARAR DAVA KONUSU : Sendikalara İlişkin Mevzuattan Kaynaklanan Davalar (Sendikalara Karşı Açılacak Tazminat Davaları) KARAR : Mahalli mahkemesinden verilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davalı iş yerinde bordrosunda gösterilen ücret,yemek, servis ve yine bordrosunda gösterilen diğer sosyal imkanlar ile çalışmış olduğunu, Davalı iş yeri ile Deriteks Sendikası arasında akdedilmiş olan toplu iş sözleşmesinin 2020 yıl sonunda sona erecek şekilde yapıldığını, Deriteks Sendikası'nın iş yerindeki faaliyetlerinden memnun olmayan işçilerin, yeni dönemde yeni toplu iş sözleşmesini bu sendika aracılığı ile akdetmek istemedikleri için Deriteks Sendikası'ndan istifa ederek Disk'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası'na üye olduklarını ve Disk'e bağlı Tekstil İşçileri Sendikası...